59- Köpek

32 6 66
                                    

"Onlarla savaşabilecek durumda değiliz." dedi Ayhan korkuyla. Yaşlılar emin adımlarla yürümeye devam ediyorlardı. Sırayla Aras ile Burçak'a ve sonra da Ayhan'a bakıyorlardı.

"Korkma." diye başladı Aras. "Ecel de şu an çok güçlü değil. Oluşturduğu hayallere dikkatli bakın."

Ayhan gözlerini kısarak daha net görmeye çalıştı ama başaramadı. Burçak ise saniyeler içerisinde heyecanlanarak bağırdı. "Üç boyutlu değiller!"

"Aynen öyle." dedi Aras. "Beşi de bir karton kalınlığındalar. Onları sadece iki boyutlu meydana getirebilmiş. Ecel gücünü toplamak için saklanıyor. Bu da bize zaman kazandırıyor."

Öğrendiği bu bilgiler ışığında Ayhan'ın tedirginliği az da olsa geçti ama yine de ne yapacaklarını bilemiyordu. Oraya kısılmış gibi hissediyordu. Garip yürüyüşlü ve bir o kadar da garip görünüşlü yaşlılar, Ecel'in oluşturduğu hayallerdiler ve onun gücünü yansıtacaklardı. Onlara nasıl karşı koyabileceklerini kestiremiyordu. Aras ve Burçak'a baktı ve merakla akıllarından ne geçtiğini sordu.

"Onlarla savaşarak vakit kaybedemeyiz" dedi Aras. Etrafına bakındı ve düşünmeye başladı.

"Ormanın içinden geçerek kestirme yolu kullanabiliriz." dedi Burçak. Yıllar önce öğrendikleri, gür çalılıklarla kaplı ama aralarından rahatlıkla geçebilecekleri bir alan biliyordu. Ayhan'a döndü ve araba kullanıp kullanamayacağını sordu. Olumlu yanıt aldıktan sonra da aklındaki fikri tüm detaylarıyla açıkladı.

Aras, sağlık ocağının önündeki arabayı çalıştırmak için kendinde kalan güç kırıntılarını kullanarak topraktaki böceklerin yardımını isteyecekti. Eğer başarılı olursa, Ayhan gazı kökleyecek ve nereye ya da kime çarptığını umursamadan, belediye binasına kadar gidecekti. Elinden geldiği kadar çabuk anons yaparak köy halkını, evlerinden çıkmamaları ve hatta pencerelerden dışarı bile bakmamaları konusunda uyaracaktı. Ecel'in artık bambaşka biri olduğunu, herkesin tanıdığı komiserin ona dönüştüğünü ve asla adının ağza alınmaması gerektiğini önemle vurgulayacaktı. Ardından tekrar arabaya atlayacak ve Burçak ile Aras'ı almak için alt yola inecekti.

Aras ile Burçak ise ormana doğru kaçacak, Burçak'ın çocukken Ayhan'dan öğrendiği gizli erik ağacını bulup, onun arkasında kalan çalıların altından geçerek köyün içine çıkacaklardı.

"Yıllardır gitmedik o ağaca." dedi Ayhan tedirginlikle. "Orada olmayabilir." Burçak söyleyene kadar hiç aklına gelmemişti o yol. Kullanılabilir durumda olduğundan bile şüpheliydi.

"Biz artık gitmiyoruz ama köyün çocukları gidiyorlar. Ellerinde o eriklerden görüyorum hep. Ağaç hâlâ orada olmalı." dedi Burçak.

Yaşlı insanların aradaki mesafeyi kapattıklarını fark edince, planı daha fazla sorgulamayı bıraktılar. Ayhan kırmızı arabaya doğru giderken, Aras yere çömeldi ve tek elini toprağın üzerine koydu. Binlerce böcek hızla arabaya doğru ilerledi ve Ayhan, kapıya elini uzatırken kilit açılma sesini duydu. Sürücü koltuğuna oturduğunda ise motor çalıştı ve genç adam, hiç vakit kaybetmeden arabayı sürmeye başladı. Aras ve Burçak'a zaman kazandırmak için yaşlıların üzerine doğru ilerledi ve iki tanesini tekerleklerinin altına aldıktan sonra yoluna devam etti.

"Gel!" dedi Burçak, Aras'ı çekiştirerek. İçtiği haplardan mı yoksa bilmediği başka bir şeyden miydi bilmiyordu ama kendisini çok enerjik hissediyordu. Aras'ı da peşi sıra sürükleyerek hızla ormana doğru koşuyordu. Yolun bittiği, sık ağaçların başladığı yere geldiklerinde, arkalarında kalan yaşlılar görülemez olmuşlardı. Burçak bir saniye durup hangi yöne gideceğini hatırlamaya çalışıyordu ve ardından hızlı adımlarla ilerlemeye devam ediyordu.

Cem'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin