41- Yangın

32 7 103
                                    

Kolu kesilen Hakan birkaç saniye neler olduğunu anlayamadan Burçak'a baktı. Ardından diğer eli ile genç kadını yakalamaya çalıştı ama bu kez araya Aras girdi. Gücü artık kendisindeydi. Burçak'ı elinden yakaladı ve Kaan'ın ortak olduğu güce konsantre olarak onu uzaklaştırmak istedi. O sırada Ethem gözlerini açtı ve dakikalardır nefessiz kalmış gibi derin bir soluk alarak doğruldu.

Aras, aniden oluşan bir halsizlik yüzünden amacına ulaşamadı. Zaten Burçak da, kendisini götüreceğini anladığı için, öfkeyle bakıyordu. Genç kadın Aras'ın elinden kurtulduğu anda Sezgin'in yanına koştu. Onu çiçekleri ile sarmalayarak iyileştirmeye çalıştı. Henüz her şey için geç değildi ama Ömür'ün kontrolündeki soluklar ve fedailer rahat durmuyorlardı. Fatih, Atilla, Okan ve Ayhan gelmişlerdi ama Termal'in girişindeki solukları geçip yardıma koşamıyorlardı. Her birinin eli kolu bağlanmıştı. Bulundukları yerden, çaresizce olanları izliyorlardı.

Kaan'ın abisi tek koluyla kardeşine doğru gidiyordu ve acı çekermiş gibi numara yapıyordu. "Yardım et bana! Ölmek istemiyorum! Lütfen yardım et!" İnleyerek kardeşine sokuldu ve sağlam elini uzattı.

Kaan tereddütle abisine baktı. Küçük bir ihtimal de olsa onun gerçek abisi olduğuna inanmak istedi. "B-b-b-bur-bur-ç-ç-çak!" diye bağırdı. Elinden hiçbir şey gelmiyordu ama biri, abisi için son kez şanslarını denesin istiyordu.

Genç kadın sesin geldiği tarafa döndü ve Kaan'ın ne istediğini anladı. Sezgin'i Aras'a bırakarak tekrar Hakan'ın karşısına geçti. Ondan olabildiğince uzakta durarak çiçeklerini oluşturdu ve kesik kola doğru uzattı.

Kaan artık yürüyebilir hale gelmişti. Ethem komiserin de yardımıyla yavaşça ilerlemeye başladı. Yine birbirlerine dokunarak hareket ediyorlardı ama ikisi de güce henüz ulaşamıyorlardı. Yaşadıkları hayal kırıklığı onları mahvediyordu. Gücün aniden yok olması dayanılacak gibi değildi. Alınları terliyordu ve kalp hızları önce yavaşlıyor, sonra aniden hızlanmaya başlıyordu. Ölebilecekleri ya da bedenlerinde geri dönüşümü olmayan hasar kalma ihtimalleri umurlarında bile değildi. Tekrar yenilmez hissetmek, her şeyi yapabilecek güçte olmak için tarifsiz bir istek duyuyorlardı sadece.

"İyi misin?" diye sordu Ethem. Kendi bedeninde hissettiği garipliklerin onda da olduğuna emindi. Gözlerini Ömür'ün kontrol ettiği soluklardan ayırmıyordu ama bir yandan da Kaan'ı göz hapsinde tutuyordu. İçinde tarifsiz bir açlık vardı. Gücü tekrar hissetmek istiyordu. Hem kendi gücünü hem de Kaan'a ait olanı tekrar kullanabilmek için yollar düşünüyordu.

Kaan 'hayır' demek istedi ama başaramadı. Kekelediği sırada abisi tekrar Burçak'ı yakalamaya çalışmıştı. Genç kadın ondan kaçarak ikisinin yanına geldi ve çaresizce beklemeye başladı.

Ethem, Kaan'ın kolunu tutan elini bırakarak Burçak'ı yakaladı ve onun gözlerinin içine baktı. "İyileştirebilir misin beni?" diye sordu. "Termal suyunun etkisinden kurtulmamı sağlamalısın." Onun gücünü hissetmeye çalışıyordu ama hiçbir şey yapamıyordu. Tamamen eski haline dönmüştü. Güce dokunmadığı, onun nasıl bir şey olduğunu bilmediği zamanlardaki gibi hissediyordu kendisini. Üstelik başı da çatlarcasına ağrıyordu. Ölümcül bir düşmana ev sahipliği yapan başı!..

"Ha-ha-d-d-i!" Kaan ikisinin yanına geldi ve oradan uzaklaşmaları gerektiğini anlatmaya çalıştı. Soluklar iyice yaklaşmışlardı ve abisi de onların yardımıyla tekrar saldırmanın yollarını arıyordu. Gitmek zorundalardı. Abisine yardım edebilmek için diğerlerini atlatıp, ormanlık alandan geçerek hemen geri dönmeleri gerekiyordu.

Aras Sezgin ile beraber yanlarına yaklaşırken, Şenol saldırmak üzere olan fedaileri geri püskürtmeye çalışıyordu. "Gidin buradan! Hemen!" diye bağırdı Aras'a doğru. Her iki elinde bulunan termal su tabancalarını fedailere doğrultmuştu. Bundan çekindiklerini biliyordu. Termal suyun içinden çıkmışlardı ama ondan uzaklaştıkları andan itibaren ona karşı zayıflıyorlardı. Olduğu yerde yavaşça dönerek çevredeki fedaileri kontrol altında tutmayı başardı.

Cem'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin