11- Kural

67 41 134
                                    

Üçü birlikte otele girerken, Buray yaşadığı şoku atlatmak üzereydi. Onları gören köylülerin gergin bakışları altında içeri girmişlerdi ama hiçbir şey umurlarında değildi. Şenol Bey resepsiyonun yanındaki koltuğa uzanmıştı ve dünden beri gözüne bir damla uyku girmemesinden dolayı, yorgunluğuna yenik düşerek oracıkta uyuyakalmıştı.

"Buradan gitmelisin." diye fısıldadı Buray babasını izlerken. Aras'a döndü ve gözlerinin içine baktı.

'İnan bana, babamı daha önce hiç böyle çaresiz görmedim ben. Annem öldüğünde bile...'

Aras gülümseyerek ona baktı. "Benim elimde değil." dedi. Burçak'ın elini tuttu ve ona bakarak "Senin dinlenmen gerekiyor." diye devam etti. Genç kadın onunla aynı fikirde değildi ama söylediği her şeye inanacağını, artık kendisine herkesten daha çok güveneceğini biliyordu. "Dinlenmeye ihtiyacı olan sen değilsin. Oğlumun ihtiyacı var." diye devam etti Aras.

Burçak derin bir nefes aldı ve içinde oluşan isyanı bastırmak için gözlerini kapattı. Aras'ın kendisini korumak için yalan söylediğini biliyordu. Karnındaki bebeğin dinlenmek dahil herhangi bir şeye ihtiyacı olsa, bunu ilk anlayacak olanın kendisi olacağına emindi ama yine de bir şey söylemedi. Ecel gelmek üzereydi ve Aras da onu bildiği en güvenli yerde tutmak istiyordu.

"Tamam." dedi Burçak gözlerini açtıktan sonra. "Eğer sen de başımda beklemeyi kabul edersen, uyumaya çalışacağım." Sinsi bir sırıtışla Aras'a baktı. Eğer kendisi güvenli yerde kalacaksa, buna Aras da dahil olacaktı.

"Harika fikir." diye araya girdi Buray ve ikisini de omuzlarından tutarak yürüttü. Babasını uyandırmak istemediğinden, yine sessiz kalmaları için işaret yaptı. Ardından resepsiyon görevlisine döndü ve "Uyandığında geldiğimizi söylersin ona." dedi. "Elleme hiç. Bırak orada uyusun."

Üçü birden merdivenleri sessizce çıktılar. Burçak'ın odası en üst kattaydı. Aras daha önce kaldığı odaya gitmeye yeltendiğinde, genç kadın onu kolundan yakaladı ve başını 'hayır' anlamında salladı. "Ben uyurken başımda bekleyeceksin. Üzgünüm ama kapıyı kilitleyip anahtarı da yastığımın içine koyacağım." Aras'ın gülümsediğini görünce o da gülümsedi ve devam etti. "Sana güvenmiyormuşum gibi bir izlenim oldu ama... Vallahi güvenmiyorum. Beni bırakıp Ecel'i bulmaya gideceğine adım gibi eminim."

"Ben de senin odanda uzanacağım." dedi Buray.

"Sebep?" Burçak tek kaşını kaldırarak abisine baktı ama aslında sebebini çok iyi biliyordu. Onunla aynı odada kalacak kişi Aras bile olsa, kıskanmıştı. Bunu söyleyemeyecek de olsa bunun böyle olduğuna emindi Burçak. Umursamaz görünmeye çalışarak önüne döndü ve yanındaki adamlarla beraber merdivenleri çıkmaya devam etti. Odasına geldiği zaman söylediğini yaptı ve kapıyı kilitleyerek anahtarı yastığının içine koydu. Kendisi de hızla yatağa uzandı ve gözlerini kapadıktan belki de saniyeler sonra uykuya daldı.

Aras, Burçak'ın rahatça uyuması için güçleri ile onu hafifçe dürtmüştü. Herkeste işe yarayan bir durum değildi bu ama artık Burçak ile aralarında değişik bir bağ vardı. Onun varlığını herkesten daha farklı hissediyordu. Bu yüzden ona yapabileceği şeyler daha fazlaydı. Buna kısa sürede uykuya dalması da dahildi.

"Saniyesinde uyudu gerçekten." dedi Buray ağzı açık kalarak. "Bir de bana hemen uyuyorum diye söylenirler."

Aras gülümsedi ama herhangi bir karşılık vermedi. Birkaç saniye içinde bulundukları çatı katı odasını inceledikten sonra ayağa kalktı ve pencereye yaklaştı. Buray'ın nefes alıp verişleri de belli bir düzene girene kadar bekledi. Ardından, dışarıyı izlemek için balkona çıkmaya karar verdi. Burçak'ı rahatsız etmemek için balkon kapısını çok yavaş açtı ve ufak adımlarla kendisini dışarı attı. Çatı katı olmasına rağmen, nispeten büyük bir balkonu vardı bu odanın da. Otelin her iki tarafında yükselen çınar ağaçlarının en gür dalları balkon korkuluklarına kadar uzanıyordu ve sincaplar için çatıyı mükemmel depo haline getiriyordu.

Cem'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin