64- Geçmiş

26 6 44
                                    

Tanıdık bir akşamla başladı Aras her şeyi en baştan yaşamaya. Motorunun üzerinde hızla ilerlerken, ılık rüzgârın verdiği hissin keyfini çıkarıyordu. Yıllardır rüyalarında gördüğü o ağaçların arasından geçerken içinde oluşan heyecana engel olamıyordu. Babasını tanıyan insanlarla konuşacak, onlardan geçmişin sırlarını öğrenecekti. Babasını kimin, neden öldürdüğünü ve halkın ona neden yardım etmediğini bilmek istiyordu. Tek istediği cevaplardı. Rüyalarında alamadığı cevaplar...

Aklından geçen düşünceleri bir misafir gibi dinledi. Onların hepsini daha önce de düşündüğünü hatırlıyordu ama o esnada buna tanık olmasını engelleyemiyordu. Ebe kadının evinde olduğunu henüz unutmamıştı. Burçak hâlâ aklındaydı ve oğlunun doğumunu yavaşlatmak için Melahat'tan yardım istediklerini biliyordu. Onun evine girmişlerdi ve kadının yardım etmesini sessizce bekliyorlardı. Kendilerine yaklaştığını ve tırnaklarının arasından çıkan şeffaf buharı gördüğünü çok iyi hatırlıyordu. Burçak da aynı buhara maruz kalmış olabilir mi diye düşünürken, aniden motorun frenine bastı ve durdu. Yol kenarında bir araç vardı ve baraja doğru ilerliyordu. Aras motordan aşağı atladığı anda tek elini toprağa değdirdi ve ulaşabildiği tüm böceklere mesaj yolladı.

Burçak'ın arabası yine barajın kenarında durdu. Aras yine onun yanına gitti ve sürekli onunla konuşarak zihnini meşgul etmeye çalıştı. Burçak'ı arayan köy halkı geldikten sonra yine onlarla beraber yola devam etti ama bu kez Ethem Komiser ile beraber kalıp, ona ifade verdi. Ardından ormana gitti ve anne kedi ile yavrusunu tek başına kurtardı. Köyün gençleri ile olacak kavgayı önlemeyi başarmıştı. Artık yaşadıklarının gerçek olduğuna inanıyordu ama eski hayatından kalan hatıraları da bir kenara itmiyordu. Her konuda dikkatli olmasını sağlıyordu bu. Kimseye zarar vermemek için sabırla bekliyordu. Ne babasından bahsediyor ne de güçlerini ulu orta kullanıyordu.

Hayatlarının akışı tamamen değişmişti artık. Aras nereden geldiğini, onu oraya kimin gönderdiğini tamamen unuttu. Burçaklarınkinin hemen karşı çaprazında olan başka bir otelde işe girdi ve Ayhan hariç onun tüm arkadaşları ile dostluk kurdu. Burçak ise otellerindeki odasından dışarı adım atmıyordu. Babası ve babaannesi ona sürekli doktor getiriyordu ama genç kadın hiçbir çabaya karşılık vermiyordu.

Birkaç ay sonra Burçak'ın karnı hayli büyüyünce amcası Birol, akşam vakitlerinde otele gelerek saatlerce kardeşi Şenol ile tartışmaya başladı. Köy halkının diline düşmekten, daha da kötüsü Burçak'ın karnındaki babasız çocuk yüzünden siyasi olarak zor durumda kalmaktan çekiniyordu. Bu iş aylar önce halledilmeliydi ama kimseye lafını dinletememişti. Tek bir çare kalmıştı, o da yıllardır Burçak'a aşık olan oğlu Ayhan ile evlenmeleriydi. Genç adam çocuğun kendisine ait olduğunu söyleyecekti ve bu sayede herkesin ağzını kapatacaklardı. Yapmış bir hata deyip geçiştirebileceklerini iddia ediyordu.

Aras güçlerini kullanarak kulak misafiri olduğu bu sözleri duyunca, yerinde duramadı ve çalıştığı otelin çatısına çıkarak uçan bir kuş aradı. Onların yardımı ile yavaşça karşıdaki otelin çatısına geçti ve hiç ses çıkarmadan Burçak'ın odasına ait olan balkona indi. Genç kızı korkutacağını düşündü ama kendisine dikkatle baktığını görünce sadece bekledi.

Burçak, Aras'ın yanına gelip ona elini uzattı ve genç adamın elini kendi karnının üzerine koydu. "Bu senin oğlun." diye fısıldadı yavaşça. Burçak da tıpkı Aras gibi eski hayatına ait anıları silik bir şekilde de olsa hatırlıyordu. Aras'ın kim olduğunu, neler yapabileceğini içten içe biliyordu. Dikkatle genç adamın gözlerinin içine bakarken, onunla zihninde konuşmaya çalıştı. Hatırladığı şeylerin doğru olup olmadığını bilmek istiyordu.

Aras ise duyduğu son cümle ile donup kalmıştı. Evet, Burçak'ın karnındaki onun oğluydu ama o bunu nasıl bilebiliyordu? Geldiğinden beri kimseye güçlerini sergilememiş ya da babasından bahsetmemişti. "Sen nasıl?" diye sormak istedi ama Burçak tekrar konuşmaya başlayınca sustu.

Cem'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin