Ayhan çaresizce tahta evin önünde bekliyordu. Amcası hemen karşısındaydı ama onun orada olduğunu bilmediği için kendi kendine sayıklıyordu. "Ben kalmalıydım. Ben daha güçlüydüm. Okan yerine ben orada olmalıydım."
Şenol gözlerini kırpmadan yeğenini izledi. Onun çektiği acıyı görebiliyordu. En iyi arkadaşlarının hepsini kaybetmişti. Güç yüzünden, Ecel yüzünden hepsi ölmüştü. Tıpkı yıllar önce kendisi ve abisinin başına gelenler gibi. Artık neredeyse her ayrıntı zihninde berraklaşmış sayılırdı. İçlerinden biri onlara ihanet etmişti. Eski haline dönme fikrine katlanamamıştı ve Cem'in gücüne göz koymuştu. Ecel... O herkesi kandırmıştı.
"Ben olmalıydım." diyerek alnına vurmaya başladı Ayhan. İçinde bulunduğu çaresizlikten nefret ediyordu. Orada kalıp savaşmadığı için kendisinden iğreniyordu.
"Ölen de sen olurdun." dedi Şenol yavaşça.
Ayhan aniden duyduğu sesle irkildi ama amcasını tanıyınca heyecanlanıp ayağa kalktı. Sesin geldiği tarafa dönüp kollarını uzattı. "Amca..." dedi ağlayarak.
Şenol olduğu yerden izlemeye devam etti. Ayhan, kapının hizasını geçemeyip görünmez bir engele takıldı. Olduğu yerde çöktü ama daha sesli ağlamaya başladı. "Bunu ben istemedim. Ne gücümün olmasını ne de gözlerimin kör olmasını ben istemedim!" Artık bağırmaya başladığı sırada, Şenol'un arkasında Aras ve Burçak belirdi.
"Düzeleceksin." dedi Burçak kuzeninin yanına giderek. Ayhan çocukluklarında her zaman en yakın arkadaşı olmuştu. Onu her şeyden, herkesten korumuştu. Koruyamadığı tek kişi kendisiydi. Burçak'ı Aras'tan kıskanmıştı ve bütün köyün diline düşeceği o hatayı, herkesin önünde yapmaya kalkmıştı. Burçak o anı hatırladıkça iğreniyordu ama yine de Ayhan'ı karşısında çaresiz görünce, geçirdikleri mutlu günleri düşünmeden yapamıyordu. Yardım edebileceği ümidiyle ona dokunmak içini elini uzattı ama babası izin vermedi. Burçak oldukça solgun görünüyordu. Aras'ın Ayhan'dan çektiği güç sayesinde ayaklanabilmişti ve eğer kuzenini iyileştirmeye kalkarsa, bu onun sonu olabilirdi. "Biraz sabretmen gerekecek. Oğlumuz doğduğunda..." diye devam etti.
"Burçak." dedi Aras, genç kızın elini tutarak. Diğer eli ile de Şenol'u bileğinden kavradı. Onlarla beraber Ayhan'ın yanından geçtiler ve Aras gözlerini kapadığı anda, ağaç evi oluşturan bileşenler birbirlerinden ayrılmaya başladılar. Kökler hızla toprağın altına çekilirken, tahtalar ve çatıyı oluşturan yapraklar da küçülerek yok olmaya başladılar.
"Beni burada bırakmayın!" diye bağırdı Ayhan. Yere çömelmişti ve görmeyen gözlerini sürekli başka tarafa çeviriyordu. "Lütfen! Beni de alın!"
Aras, Burçak'ın elini bırakmadan Ayhan'a döndü. "Benden uzak durmalısın. Ortak olduğun gücü tekrar benden çekmeni önlemek için buna mecburuz." dedi.
Ayhan anlayamıyordu. Gücü hissedemiyordu bile. Eğer fırsatını yakalasa hiç düşünmeden tekrar ortak olacaktı ama bir şey ona engel oluyordu. Aras neden çekiniyordu, bilmiyordu.
"Oğlum." dedi Aras, Burçak'ın eline bakarak. "Oğlum seni engelliyor Ayhan. Senden uzaklaşana kadar da onun korumasında kalacağım." Bakışlarını Ayhan'ın birkaç metre arkasında duran anne kedi ve yavru kediye çevirdi. Hayvanlar hemen oldukları yerden kalktılar ve miyavlayarak Ayhan'ın yanına gittiler. "Onlar seni koruyacak." dedi Aras yavaşça ve Burçak ile el ele yürümeye devam etti.
Onlar ilerledikçe ayaklarının altındaki toprak hareketlendi ve yüz metre kadar uzaklaştıklarında, karşılarına daha önce bıraktıkları motor ve araba çıktı. Araçların üzerini örten bitki örtüsü ve toprak tamamen ortadan kaybolunca, Şenol hemen sürücü koltuğuna geçti. Aras motora otururken, Burçak da koruyucu olan ellerini Aras'ın tişörtünün altından karnına doladı. Her iki araç da saniyeler içerisinde hızlanarak ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cem'in Oğlu
Mystery / ThrillerKimsenin bilmediği bir tarihte Artık köy olmayan bir ilçede Kimsenin hatırlamadığı bir adam öldü. Yıllar sonra ise oğlu geri döndü. İntikam ya da hesap sormak değildi isteği. Tek bir dileği vardı; Öğrenmek... Babası kimdi? Nasıl biriydi? Ve onu öldü...