2-"Dipsiz kuyu"

14.4K 692 26
                                    

İyi okumalar ☺☺☺

Her kes gözlerini güneşin parlayan işıklarına açarken, ben karanlık bir sabaha açıyorum.
Sanki benim dünyamda tüm renkler yok olmuş, ya da birileri tüm rengleri çalmış,siyahı sevmediği için onu bana bırakmış.

Gözlerim odaya yayılan işıkların etkisiyle açmak zorunda kaldım.
Gözlerimi açar açmaz yüzüme düşen bir damla soğuk su yüzümü istemsiz şekilde buruşturmama neden oldu.
Ne güzel ya bir sen eksiktin akan çatı.
Bu evin adeti böyle havalar soğuyunca tavandan sular akmaya başlıyor

Yağmur yağmasa da böyle, yağarsa bundan beter.
Para da yok yaptırayım.
Bu kış zor geçecek gibi görünüyor.

Evden çıkmadan önce yerdeki bezle tavanı kurulamaya başladım,üzerine çıktığım sandalye o kadar sağlam olmadığından yerle vücudumun buluşması geç olmadı.

Ahh belim!

Sinirle yerden kalkıp, mantomu alıp, dışarı attım kendimi.

Kendimi parkın önünde buldum.
Yine aklım geçmişe gitti.
Annem ablamla beni küçükken her gün bu parka getirirdi.
O zamanlar ne mutluydum.
En az burada oynayan çoçuklar gibi mutlu ve kaygısız.

Çocukların neşeli kahkahaları etrafa yayılıyor, aynı anda benim kalbime sanki ince bir sızı yayılıyor.Öyle bir sızı ki, acısı 5 yıldı geçmiyor hatta daha artıyor.

O kadar çoçuğun içerisinde bir kız dikkatimi çekti.
Yalnız başına salınçakta oturmuş ağlıyordu.Sapsarı saçları ve beyaz teni vardı.
Ağladığı için burnu yüzü kızarmıştı.

"Canım niye ağlıyorsun."

"Babamı bulamıyor"

"Ağlama gel beraber arayalım."

Salıncaktan indirip,elinden tuttum küçük kızın.
Park büyük bir alanı kaplıyordu ve bu işimizi zora sokacaktı.

"Canım ismin ne?"

"Beza"

"İsmin güzelmiş Beyza."

" Beyza değil Beza."

"Ama Beyza."

"Beza."

Çoçuk aklı işte derdini unutmuş benimle laf güleştiriyor.
Çoçuk olmak böyle her şeyi çabuk unutuyorsun tüm derdlerini.
Bir tatlı gülüşle, iki güzel sözle,
bir oyuncakla unutuyorsun.
Bu küçük kız gibi.

"Tamam canım gel babanı bulalım."

Beyza'nın elinden tutmuş, babasını aramaya başlamıştım.
Minacık elleriyle elimi tutmuş, endişeli kahve gözleri etrafta babasını arıyordu.

"Ben korkuyorum."

"Canım korkma, sana söz veriyorum babanı bulacam."

Yaşlı gözlerini yerden kaldırıp "abla sözümü."

"Abla sözü."

Yarım saat geçmişti ama hiç yerde yoktu.
Küçük bedeni yorgun düşmüş. kucağımda uyuya kalmıştı.

Belki de bu taraflarda aramıyordu babası kızını.

"Baba."

"Şiiş sakin ol, sen uyu,baban bir azdan gelecek."

Parkın diğer tarafına geçmiş, o tarafta aramaya başlamıştım.
Benim gücsüz vücudum, onun çok ağır olmayan vücudunu taşumakta zorluk çekiyordu.
Arkamdan sert sesle ,arkamı döndüm.

Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin