samsunum55 bölüm senin için inşaAllah beğeneceğin bir bölüm olur...
İyi okumalar...
2 sene önce...
"5 sene Sena!"dedi sitem dolu bir sesle Ecrin.Sena'nın İstanbul'a temeli dönmesini istiyordu.Hem ortalıkta geri dönmemesi için o kadar büyük sorunda yoktu.Zaten okulu da bitirmişti Sena,mezun olalı nerdeyse bir ay olmuştu.
"Ecrin...Çok zaman oldu ama sen de biliyorsun...Benim için geri dönmek o kadar kolay değil...Hele ki onca zaman sonra."
Kolay değildi...Nasıl ki aniden gitmişti şimdi de aniden dönemezdi.Gitmek kolaydı belki ama dönmek hiç öyle değildi.Kurulu bir düzeni vardı genç kızın...En önemlisi de geçmişin karanlığından bir nebze uzaktı buralarda...
Bir zaman sonra böyle düşünmeye başlamıştı ve Ankara daha bir güzel gelmişti gözüne.Bu şehirden kopamayacağı hissi de belki şu zamanlarda kalbine sıraet etmişti."Birkaç günlük gelsen...Bak ikizlerim olmasa çoktan başına dikilmiştim..."
Sena ikizleri ayrı seviyordu ne de olsa biricik yeğenleriydi.Ne kadar yüzlerini görmese de resimleri vardı.Ecrin sık sık resimlerin çekip atıyordu yaramazların.
Sena Ecrin söylediğine gülmüş bir yandan da ne söyleyeceğini bilmez bir hale bürünmüştü iki saniye içinde.Sena farketmese de anneannesi çaktırmadan onu izliyordu."Ecrin" isminin geçtiğini duysa da çok bir şey duymamıştı daha.Sena'nın parmağını iki saniye de bir masaya vuruşunu izliyordu.
"Tamam canım inşaAllah gelirim ama birkaç gün bana izin ver."
"Bak sözünden dönmek yok.Şimdi den anlaşalım.İkizler geleceğini duydular haraketlendiler."
"Dönmek yok..."
Biraz daha konuştuktan sonra kapatmıştılar telefonu.Sena'nın anneannesi torununu karşısına almış konuşmaya başlamışdı.Merak ettiği tek şey vardı-gerçekten geri dönmeyi istiyor muydu.Eğer isterse hiç itiraz etmezti torununun isteğine.Zaten Hasan Bey dünden razıydı temeli dönmeye,İstanbul Ankara arası seyahetler yoruyordu yaşlı adamı.
"İstersen İstanbul'a temeli dönebiliriz.Tabi ki karar senin..."
"Bilmiyorum anneanne.Benim burada kalmam daha hayırlıdır belki de.Ama sen gitmek istersen gidebilirsin..."
"Kız o ne demek seni burada mı bırakayım? Bilmiyor musun ben hiç dediğini yapar mıyım...Bana sorarsan gidelim kızım.Seni bu şehre bağlayan ne kaldı ki?"
Ne kalmıştı? Hiçbir şey...
Önceden okulu vardı,İnci vardı.Ama şimdi okulu bitmiş,İnci de İstanbula geri dönmüştü babasıyla beraber."Ama İstanbul öyle mi güzel
kızım..." diyerek bir iç çekti yaşlı kadın.
Bir süre duraklasa da konuşmasına devam etti."Geri dönmek zamanı gelmişdir belki de."
🍁🍁🍁
Baharın ilk günleri...Masmavi gökyüzü ve ona eşlik eden güneş parlıyor.Mevsim normallerin üzerinde olan hava sıcakları pek çok insanın gönlüne hitap eder cinsden.Hala sokakta oynayan çoçuklara rast gelebiliyorduk günümüz İstanbulun'da.Maalesef sayıları çok az kalmıştı.Teknoloji çağı sömürmüştü çoçuklukları...
Sokaklar hasret kalmıştı işte çocuk oyunlarına,çocuk gülüşlerine,hatta düşen çocukların ağlayışı bile yoktu.
Ne çok şeyi kaybetmiştik böyle!
Modernleşme,çağa ayak uydurma ne çok şeyimizi almışdı bizden.Sinsi sinsi ve gizlice...
Hatta şimdi bile farkında değil bazıları.Neyseki bazen dilerden dökülen bir "keşke" kelimesi var...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1
SpiritualUçurumun kenarında bir genç kız. Sena. Tek bir şansı var ya o uçurumdan aşağı savrulacak,ya da bir yardım eli onu bu hayatın içinden çekip alacak. Ben Sena. Bu kocaman hayatta yalnızım. Hiçkimsem yok. Ne bir annem, ne bir babam, ne bir ablam, ne...