61-"Sana inanmıyorum"

3.2K 225 10
                                    

İyi okumalar...

Beyzalalay bölüm senin için kardeşim.İnşaAllah beğeneceğin bir bölüm olur...

Sena

Market reyonları arasında Beyza'yla yapacağımız pasta için gereken mazemeleri arıyordum.Evden çıkarken kararlaştırdığımız muzlu pasta buraya gelince biranda çikolatalı pastaya dönmüştü.Telefonuma gelen mesajla adımlarımı yavaşlarken, mesajın Beyza'dan gelmesi yüzümü gülümsetmişti.Acaba şimdi pasta neyli pastaya dönecekti.

"Sena Abla acaba çilekli mi yapsak pastayı? Ya da dur muzlu mu? Ya çikolatalı mı olsa daha iyi sanki."

Böyle giderse kararsızlıktan pasta yapamayacaktık.İyisi orta bir yol bulmamız.Yoksa bu iş uzar giderdi.

"Beyza gel orta yolun bulalım.Çikolatalı muzlu yapalım.Hatırları kalmasın,zaten çileğin mevsimi değil."

Beyza'dan mesaj gelmesi geçikmemişti.

"Tamam Sena Abla.Ha bir de bizim ikizlere de çikolata alırmısın gelince?"

Ecrin gelecekti bugün,ama bu kadar erken geleceğini söylememişti.Zaten evlerimiz birbirine yakın olduğu için her gün gelip gidiyorduk birbirimize.Mesale bir gün akşam yemeğin bizde yiyorduk,bir gün Ecrin'lerde.
Ecrin'nin 4 yaşında ikiz kızları vardı.Ela ve Eda. Uslu sakin kızlar olduğunu söylemek isterdim ama öyle değildi işte.Yaramızlıkta küçük yaşlarında master yapmıştılar.Yine de yaramaz oldukları kadar tatlıydılar.Birbirlerinin tıpatıp aynısıydılar.Maalesef hâlâ karıştırıyorum hangisi Eda hangisi Ela.Tabi onlarda bulmuşlar eğlenmek için bir şey uğraşıp duruyorlar benimle.Evet evet beni kandırıyorlar.Eda Ela olduğunu söylüyor Ela da Eda olduğunu.Melih bu halimi görünce gülüyor.Tabi güler onu kandırmıyorlar ki, bir de Melih ikizleri benim gibi karıştırmıyor.
"Nasıl oluyor da karıştır mıyorsun?" diye sorduğumda cevabı "ben dayılarıyım tabi ki karıştırmam."oluyordu.İşte miniklerin eğlenceleri oluvermiştim.Bu durumdan açıkçası şikayetçi değildim zaten olamazdım da.

"Peki alırım canım."

Yazıp gönderdim,biraz mesaj gelmesini bekledim gelmeyince telefonu feracemin cebine attım.Az önce yanından geçtiğim çikolata reyonuna geri döndüğümde ikizlerin sevdiği çikolatadan ve pasta için gereken çikolataları da elime aldığım gibi market arabasına bıraktım.Tam gidecekken market arabasına çarpan başka bir arabayla irkildim.Çarpan kimse sanki kasten çarpmış gibiydi,çünkü normal şartlar da böyle bir şey mümkün değildi.Market genişti,rahatlıkla yanımdan geçebilirdi.Kafamı yerden kaldırmayarak gitmesini bekledim ama gitmedi.Görüş alanıma giren siyah ince topuklu ayakkabılar karşımda bir bayan olduğunun habercisiydi.
Başımı yerden kaldırıp yüzüne baktığımda karşımda onu görmeyi beklemiyordum...Hem de onca zaman sonra! En son gördüğümde sanırım evlendiğimiz gündü.Defne ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu.Eskisinden değişmişti,sarı saçları siyaha dönmüş,kulak hizasına kadar kısalmıştı.Bir de öncekine nazaran zayıflamıştı.

"Çekilir misin?"dedim.Söylediğim şeyi ciddiye almamış bakışlarını üzerimde gezdirmişti.Bu durumdan rahatsız olmuştum.Zaten onu görmek kötü hissetmeme neden oluyordu.Gerçekleri Defne'nin ağzından duymak bana zor gelmişti,yıllar geçse de bu gerçek değişmemişti.Evet çok zaman geçmişti,aflar dilenmiş,affedilmiş affetmiştim...Ama bazı şeyler aynı kalıyordu bazen.

Bana doğru attığı birkaç adımla aramızda sadece bir adımlık mesafe vardı.

"Mutlusun...En kötüsü de mutlusunuz..."

Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin