İyi okumalar...
Sevincinizi kederinizi paylaşacak
insanlar gerekiyor.
Sevincinize sevinen,kederinize kederlenen insanlar.
Arkadaştan öte arkadaşlar.
Sadece iyi gün arkadaşı değil hem de kötü gün arkadaşı.
Tek kelimeyle gerçek arkadaşlar.
Eğer öyle insanlar varsa hayatınızda kıymetini bilin.
Hayat su gibi geçip gidiyor herkese sağlıklılarında değer verip kıymetini bilin.Sonra her şey için geç oluyor...Sena
Otobüsden indiğimde yürümeye başladım,hafiften rüzgarda esiyordu zaten hava karalalı çok olmuştu.Yol ayrımına gelince sağa dönüp yoluma devam ettim.Sokağın başına geldiğimde bir evden bağırma sesi geliyordu.Galiba karı koca kavga ediyordu.O sesleri duyunca yüzüm düştü.
Kadının bağırma seslerini duyunca adımlarımı biraz hızlandırdım.Sadece bunu yapabildim sadece geçip gittim.
Ama çok acı bir şey bu.Elimden ne gelir ki?
O kadının eşi belki de sabaha kadar dövecekti.Kadınsa çaresizce susacaktı.Ne için?Belki evladları için belki ailesi için.
Tek tutunacak dalı evladıydı belki.Ailesin korkuyordu belki de.Birçok babalar kızları evlendiği gün söyledikleri cümleydi"o eve gelinliğinle girdin kefeninle çıkarsın"
İşte çok kadının susma nedeni bu.
Çünkü biliyorlar ki baba evinde onlara yer yok.Onlarda el mecbur susup kaderlerine boyun eyiyorlar.
Bir evin önüne gelince bebek sesleri duydum.Bebek ağlıyordu.
Fena hâlde açıkmış olmalı ki sesleri etrafı inletiyordu.Zaten biraz sonra mamasına kavuşmuş ağlaması kesmişti.
Birbirine zıt iki ve ya daha çok ses yankılanıyordu sokakta.
Tıpkı birbirine zıt duygular gibi.Gülümsedim keşke çoçuk olsak tek derdimiz mama olsa.
Ama biz büyüdük.Çoçuklar hep büyümek isterler değil mi?Canlarının çok yanacağını bilseler büyümek istemezdiler hep çoçuk kalmayı tercih ederdiler.Çoçukluğumuz birçokumuz için toz pembe düşlerden ibaretti ama büyüdük toz pembe düşlerimizde yok olup gitti.Tek yaptığımızsa onlarından ardından el salamak oldu.Ecrin'nin evinin önüne geldiğimde Ecrin'ni camda beklediğini gördüm.Yüzden endişilendiği aşikârdı.Yine benim yüzümden endişelenmişti.Benim için üzülmüştü.
Beni görünce camdan çekildi biraz sonra kapının açılma sesi duyuldu.Yanıma gelip bir anne edasıyla azarlamaya başladı.Ama hakklıydı haber vermemiştim gec geleceğimi daha doğrusu verememiştim.Telefonum yoktu hem de Ecrin'nin numarasını ezberden bilmiyordum.
İki basmağı inip yanıma geldi ve sarıldı."Nerdesin sen hem de bu saate kadar.Ya başına bir şey gelse?"
Kollarını çekip yüzüme baktı yüzündeki endişe geçmemişti.
"Şey...Ecrin ben özür dilerim.Seni endişelendirmek istemezdim."
"Hadi geç içeriye anlat bakalım sonra neredeydin."
Kapının önüne geldiğimizde Beyza göründü ve Melih diğer odadan çıkıp kızına seslendi.
"Kızım gel buraya."
"Baba Sena gelmiş."
Melih bir şeyler söylese de duymadım.Zaten Beyza'nı kucağına alıp yukarıya çıkmaya başladı.Giderken Ecrin'nin yüzüne bakıp"Abicim endişelenme baksana sonunda evin yolunu bulmuş."dedi.
Öyle söylüyor ki sanki kefimden dışardaydım.Yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına geçirip ayakkabılarımı çıkardım.
Ecrin eşarbını çıkarıp mutfaka girdi ben onu takip ettim.Sandalyeye geçip oturdum o da ocağın altın yakmıştı.
"E anlat bakalım Sena Hanım."
"Ecrin yemeğin altını kapat aç değilim."
Bana öyle göz devirdi ki söylediğime pişman oldum.
"Sena yemek yemeyeceğim ne demek? Halsizlikten ayakta zor duruyorsun bir de yemek yemeyeceğimi diyorsun.Hem birkaç gün iş aramaya ara ver.Dinlen biraz kendine gel."
"Tamam Ecrin iş aramaya gitmem."
Benden böyle cevap beklemediğinden hâliyle şaşırmıştı.
"Gerçekten mi?"deyip ovçcağı kapatıp yanıma geldi.
"Ha şöyle abla sözü dinle."
"Bundan sonra zaten iş aramayacam."
"Ne?Kötü bir şey mi oldu? Doğruyu söyle."
"Hayır kötü bir şey olmadı aksine iyi bir şey oldu.İş buldum."
"Çok şükür.Hayırlı olsun.İnan bana çok sevindim."
"Sağol ."
"Anlat bakalım nasıl bir iş" deyip sandalyeye çekip oturdu.
Her şeyi anlattığımda yüzünde kocaman gülüş vardı.
"Sena,bak çalış ama kendini fazla yorma.Sen yeni yeni toparlıyorsun dikkat et kendine.Ha birde insanlara dikkat et.Pastane çalışacağın içim biraz rahat ama yine de dikkatli ol."
"Tamam dikkat ederim."
Ecrin ellerini birbirine vurup şimdi ne zamanı?Elbette Sena Hanım yemek zamanı.
Bir şey söylememe izin vermeden ayağa kalkıp ocağın başına geçti ve yemek tabağını önüme bıraktı.
"Afiyet olsun."
Yemeğimi yedikten sonra tabağı yıkayıp yerine bıraktım.Ecrin namaz kılmak için kendi odasına geçti ben de kendi odama.
Odaya girince yatağa geçip kafamı yumaşak yastığa bıraktım.
Gözlerimi kapatıp öylece durdum.Yorgundum ama tuhaf şekilde uykumda yoktu.
Gözlerimi açıp yatakta doğruldum.Yatak başlığına yaslandım.
1 saat öylece gözlerim odada gezinip durdu ama uyku yine bana uğramadı.
Susadığımı anlayınca yataktan kalktım bir bardak su içsem iyi olacaktı.Ama odadan da çıkmak istemiyordum.Çünkü bugün burada kalacaktı.Onun gözüne görünmek istemiyordum.
Yine de odadan çıktım belki uyumuştur.Mutfaka geçip koca bir bardağı suyla doldurup kafama dikeceğim sırada aklıma Ecrin'nin dedikleri geldi.
"Suyu oturarak ve 3 yudumda iç."
Ben de sandalyeyi çekip oturdum suyu 3 yudumda içtim.Bardağı yine suyla doldurup aynı şekilde içtim ve mutfakın ışığını kapattıp yukarıya çıktım.
Ecrin'nin odasının önüne geldiğimde Ecrin Kuran okuyordu.Yine huzur içimi sarmıştı ne kadarda güzel okuyordu.Okuduklarının anlamını bilmiyordum ama çok güzel olduğunu biliyordum.Kapı aralıktı yine yere çöküp duvara yaslanıp dinlemeye başdım.Aslında içeride oturup dinlememi söylemişdi Ecrin geçen sefer.Ama ona rahatsızlık vermek istemiyordum.
Gözlerimi kapatmış dinliyordum her kelimenin daha fazla huzur verdiği kelimeleri.Ayak seslerini duyunca gözlerimi açtım.Gelen Melih'ti.
Aramızda epeyce mesafe kalacak şekilde adımlarını durdu.
"Burada ne yapıyorsun?"
Yüzüne baktığımda gözlerini duvarda bir noktaya sabitlemişti.
"Ben...Ben Ecrin Kuran okuyor onu dinliyorum."
İlk önce bir şey söylemedi sonraysa "Kalk burdan."
Bir şey söylemedim.
"Anlamadın galiba kalk burdan.Bir de ben evde olduğumda odandan çıkma."
Ayağa kalkıp yanında geçip kendimi odama attım.
Selamün aleyküm arkadaşlar.
Çok konuşmayacam
Zor zamanlar ve günler geçiriyoruz.
Allah'tan şehit olan kardeşlerime rahmet ailelerine yankınlarına baş sağlığı,yaralılara acil şifalar diliyorum.Allah milletimizin polisimizin askerimizin yardımcısı olsun.
Bol bol dua edelim.
Allah'a emanet olun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1
SpiritualUçurumun kenarında bir genç kız. Sena. Tek bir şansı var ya o uçurumdan aşağı savrulacak,ya da bir yardım eli onu bu hayatın içinden çekip alacak. Ben Sena. Bu kocaman hayatta yalnızım. Hiçkimsem yok. Ne bir annem, ne bir babam, ne bir ablam, ne...