İyi okumalar...
İnce bir sızı var tam kalbimin orta yerinde.
Nefes aldıkça artan.
Vakit geçerken azalmayan.
İşte bir sızı var,yok olmayan.
Kalbe yük olan...Sena
"Haberi yok zaten erkenden uyudu Beyza."dediğimde gözlerini kapattı.Bir süre bir şey söylemedi.Ben de bir şey diyemedim,halbuki aklımda bir sürü soru vardı.
"İyi.Benim için üzülmesini istemiyorum o daha bir çocuk."dedi düşünceli bir hali vardı.Daha önceden de farketmiştim Beyza'dan ne zaman konuşsa bir süre sonra düşünceli bir hal içinde oluyor.Lakin ben bu durumu farketsem de bir kez olsun "neden?"diye soramamıştım.Belki her baba böyleydi.Kaygılıydı evladı için.Kendi babam da öyle değil miydi sanki? Kendi babam diyorum çünki ne olursa olsun kalbi yumuşak adam benim babam gerçekler benim için önemli değil.
Derin bir nefes aldım.Geçmişi hatırlamak iyi gelmiyordu yine bana.Krem renkli odada gözlerimi gezdirip,anlatmasını bekledim.Ama yine suskundu.
"Anlatmayacak mısın?"dedim ayağa kalkıp bir o yana bir bu yana yürümeye başlarken.
Bir cevap beklerken kapının aniden açılmasını beklemiyordum.Fatma Abla ile göz göze geldiğimizde gözlerini kaçırdı.Çehresi bembeyaz kesilmişti."Melih."deyip durakladı ilk önce sonra kısık bir sesle "intihar etmiş."dedi.
Korkuyla çevrelenmiş gözler beni bulduğumda yere mıhlanmış gibi hissettim kendimi.
"Yaşıyor mu?"
"Hayır."
"Nasıl olmuş?"
"Çatı katından atmış kendisini."
"O biliyor mu?"
"Maalesef."
Aralarında geçen konuşmayı sadece dinlemekle yetindim.Üzülmüştüm tanımadığım insan için.Derdi neydi ki bu noktaya kadar sürüklemişti.Kendi hayatına son vermek gibi bir düşünce sadece birkaç saniye içerisinde insanın zihnini tarumar edip onu bir çıkmaza sürüklüyordu.Eğer lahzanı geçebilirse insan hayatına son vermek gibi düşünceden vazgeçiyordu.İnsan psikolojisinden aslıydı.Eğer psikolojik bir darbe almış bir insanda bu çıkmaza düşme ihtimali daha yüksekti.Her bir yaşanmış bir olay zihnimizin karanlık sokaklarına bir çizik atar,bazen bu çizik öyle derin olur ki hiç beklenmedik anda acısını hissetmeye başlar insan.
Birisi intihar etmişti...
Ama kimdi?
Önemli miydi kim olduğu?
Bir insan ömrü yitip gitmişti.
Emanete ihanet edip kendi canına kıymıştı birisi...
Ne kadar büyük bir günah...
"Beklemezdim böyle bir şeyin olacağını."Fatma Abla'nın kurduğu cümleden sonra Melih sadece başını olumsuz anlamda saladı.
Melih aniden ayaklamaya çalıştığında ona engel olmak istesem de hareket etmekte zorlanmıştım.Fatma Abla bile bir şey söylememişti.
"Ama yaralısın sen?"dediğimde söylediğimi duymamış gibi "Siz eve gidin."dedi.İtiraz edecek gibi olsam da "Sözümü dinleyeceğini umut ediyorum Sena."demesiyle kafamı olumsuz anlamda sağa sola salamakla yetindim.
"Sen ne yapacaksın bu halinle?"
"Endişelenme ben iyiyim.Öyle değil mi Fatma Abla?"
Fatma Abla gülerek koluma girip "İyi merak etme zaten yarası çok derin değil baksana ayaklanmış bile eşin.Biz gidelim en iyisi.Sabah geliriz."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1
SpiritualUçurumun kenarında bir genç kız. Sena. Tek bir şansı var ya o uçurumdan aşağı savrulacak,ya da bir yardım eli onu bu hayatın içinden çekip alacak. Ben Sena. Bu kocaman hayatta yalnızım. Hiçkimsem yok. Ne bir annem, ne bir babam, ne bir ablam, ne...