22-"Hepimiz için"

5.3K 354 10
                                    

İyi okumalar...

Sena

Beyza'yla Zehra oyun oynuyor ben de elimi yanağıma yaslamış onları izliyordum.
Ne güzel anlaşmış arkadaş olmuştular ki.
Zehra'nın yeri işte burasıydı oyuncaklarının yanı.Sokaklar onun için tehlikeden başka bir şey değil.Evin için yankılan kahkaha sesleri insanın mutlu olmasına yetiyordu.

"Çoçuklar acıktınız mı ?"

"Evet."
"Evet."

"Tamam o zaman siz oynamaya devam edin ben de size bir şeyler hazırlayım."

Buz dolabından akşamdan kalma köfteleri çıkarıp mutfak tezgahının üzerine bıraktım dometes salatalık yeşilikleri de çıkarıp kabın içerisine koydum.

Tavadaki son patatesleri de tabağa koyduktan sonra köfteleri ısıtıp ocağın altın kapattım.

Tabakları hazırlayıp tepsiye koymamla eteğime sarılan küçük kolları hissetmem aynı oldu.
Arkamı dönmemle bir adet kıkırdayan Beyza'yla karşılaştım.

"Sena Sena beni sakla Zehra beni şimdi yakalayacak."

Küçücük boyuyla arkama saklanan Beyza gözlerini mutfak kapısınında ayırmıyordu.

"Geldi geldi."

Zaten birkaç saniye sonra Zehra karşımda belirmişti.

"Sena Abla Beyza'yı gördüm mü?"

Kafamı hayır anlamında sağa sola saladım bana inanmamış olmalı ki daha da yakınıma gelip "yoksa arkanda mı saklandı?"

Birkaç saniye sonra arkamdan saklanan Beyza'yı görmüş ikisinin de sesleri benim sesime karışmışdı.

"Durun durun koşmayın."

Beni dinleyen var mı hiç koşmaya devam ettiler ben de onların arkasından mutfaktan çıktım.
Merdivenleri koşarak çıkmaya başladılar.Yüreğim ağzıma gelmişti ya düşüp yaralansalar.

"Durun! Beyza!Zehra!"

Sesim istemeden yüksek çıkmış neyse ki işe yaramış oyunlarını bitirmiş yanıma gelmiştiler.

İkisi de yüzlerine şirin gülüşlerin takmış bir ağızdan konuşmaya başladılar.

"Sena Abla kızma bak koşmuyoruz."

"Canlarım kızmadım ama ya bir şey olsa öyle oyun oynanılır mı hiç?"

Zehra'yla Beyza biri sağ elimi diğeri de sol elimi tuttu "tamam abla üzülme sana söz koşmuyacağız artık ya da birazcık koşarız değil mi?"

"Hadi bakalım birazcık koşabilirsiniz ama bugün değil zaten koşduğunuz kadar koştunuz."

"Peki abla."
"Tamam abla."

Zehra ve Beyza yemeklerin yerken ben de etrafı toparlıyordum.
Onlara baktığımda iştahla yemeklerini yiyordular.

"Kızlar beğendiniz mi yemeği?"

"Evet" ikisinden de aynı cevabı alınca önüme dönüp ortalığı toplamaya devam ettim.

Eteğimi çekiştirmeye başlayan Beyza çiğnediği lokmasın yuttuktan sonra "Sena aç ağzını."
dedi.

"Hıı."

Beyza elindeki köfteyi ağzıma zorla tıktıktan sonra "afiyet olsun."deyip koşarak masadaki yerin aldı.

Son lokmamı da yuttuktan sonra köftenin ne kadar lezzetli olduğunu ve açıktığımı anladım.
Pek fazla yemek yemiyordum yediklerimin büyük kısmı Ecrin'nin zoruyla yediklerimdi.

Mutfaka geçip kendime de bir şeyler hazırlayıp kızların yanında yerimi aldım.

Zehra "annem ne zaman dönecek?Ben annemi özledim."dedi.

"Canım annen en kısa zamanda gelecek hem de sağlıklı bir şekilde."

Gül Hanım bir süre tedavi için hastanede kalması gerekiyordu bunu Zehra da biliyordu ama çoçuk işte annesini özlüyor.Benim söylediğim şimdi laf mı?
Kim annesini özlemez ki?
Şefkati,kokusu,bir nini gibi olan eşsiz narin sesi,gülüşü,konuşması özlenmez mi?Özlenir hem de her saniye her dakika her saat her gün her ay her yıl...
Benim gibi...
Anne ben seni çok özledim...
Hem de çok...

Ah zaman ah ne garip bir şeysin sen.Onca şeye rağmen akıp gidiyorsun.Öyle çabuk öyle hızlısın ki insanoğlu anlamıyor hiç onca zaman nasıl bir göz kırpımında geçip gitmiş.
Belki de böyle çabuk geçmen iyidir ?
Siz ne düşünüyorsunuz?
İyi mi kötü mü böyle olması?
Acılar birazcık olsa da unutulmuyor mu geçen zamanla?
Ya da insan kendini mi kandırıyor?
İnsan sadece kendini kandırıyor ya da kandırmak istiyor.
İşte böyle geçiyor zaman kendini kandırmakla kandırılmakla...
Uçup gidiyor işte boşa geçen onca zaman.Bir hiç uğruna heba edilmiş o kadar yıl.Boşa geçmiş bir ömür.Sonuç ne biliyormusunuz koca bir hiçlik.
Sadece etrafı süslenmiş ve ya öyle görünen hiçlik...

Diyorum ya çabuk geçiyor zaman.Koca bir ay da çabuk geçmişti.Yarın büyük gündü Zehralar evlerine dmnecektiler.
Gül Hanım'ın tedavisi de iyi sonuç vermiş iyleşmeye başlamışdı.Doktorlar böyle giderse en kısa zamanda eski sağlığına kavuşacağını söylüyordular.Zehra'nı görseniz o kadar mutlu ki yüzünde güller açıyor.Hele yarın evlerini o güzel pembiş odasını görünce ne kadar mutlu olacak kim bilir.

Zehraların evi o kadar güzel olnuş ki.Evin eski halin görmeyen şimdiki evin o ev olduğuna inanmaz.Camları kırık rutubet kokan sıvası dökülen ayakta zor duran o ev gitmiş çok güzel hatta muhteşem bir ev gelmişti.

Hakkediyor anne kız öyle güzel evde yaşamayı.Mutlu huzurlu bir ömür geçirmeyi.





Hepimiz eskiden ayakta zor duran evin önündeyiz.Şimdi o ev sanki hepimize gülüyordu.
Eski ev gülen ev olmuştu.
Gülen ev mi olur diyenleriniz vardır mutlak.Neden olmasın?
Eski ev var, yeni ev var,tahta ev var gülen ev neden olmasın...

Zehra annesine"Anne ev gülüyor baksana." dedi.

Gül Hanım mutluluktan konuşamıyordu sadece "evet kızım." dedi.

Evin içini görünce Gül Hanım'ın gözlerinden boncuk gibi göz yaşları akmaya başladı.

"Burası burası bizim evimiz olmaz."

Gül Hanım'ın yanına yaklaşıp koluna girdim.

"Burası sizin eviniz Gül Hanım lütfen artık ağlamayın.Tüm kötü şeyleri geri de bırakın.Kızınızla mutlu huzurlu bir ömür geçirin bu evde.Güzel hatıralar biriktirin kızınızla birlikte.
Hep umutlarınız filizlensin yüzünüz gülsün,huzurunuz artsın,sevginiz çiçeklensin."

"Sena,kızım Allah senden razı olsun.İnşAllah söylediğin bu güzel şeyler senin içinde bizim içinde hepimiz için olsun...
Senin için, Ecrin kızım senin için ,Melih oğlum senin için Beyza senin için olsun...

Allahın izniyle hepimiz için güzel şeyler olsun hayatımızda...

Hepimizin dilinden "Amin" kelimesi döküldü.

Selamün aleyküm arkadaşlar.
Bayramınız mübarek olsun.
Huzurlu bereketli ailenizle sevdiklerinizle şeker tadında bir bayram keçirmek dileğiyle nice bayramlara İnşAllah.

Kendinize iyi bakın Allah'a emanet.

Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin