İyi okumalar...
Ben zaten mutluyum....
Sena
"İyiyim ben merak etme..."
Yine başım dönmüş düşecekken Melih yetişmişti.Reyhan Hemşire az önce benden söyledikleri için özür dileyip gitmişti ve Vildan'nın hayata olduğunu ve benim canımı acıtmak için böyle bir yalan söylediğini anlatmıştı.
Kısa konuşması peş peşe soru işaretleriyle bezeliydi ve kurduğu bir iki cümle yok etmiyordu soru işaretlerini.Anlamıyordum neden böyle bir yalan söyleme gereği bulmuştu?
"Yalan söyleme..."
Melih'in konuşmasını kesen telefon sesiyle daha fazla azarlanmaktan kurtulmuştum.Zaten iyiydim şimdi.Biran çok kötü hissettiğim gerçeği ise hala gerçekliyini saklıyordu.
"Aleyküm selam Ecrin."
"..."
"Ne? Nasıl...Tamam tamam..."
Ne "Selma"diyişini bekliyordum,ne de gözlerindeki anlamsızlığı.
Neden Selma dediğini bilmiyordum evlendiğimizden beri ilk kez ismini söylediğini duyuyordum.
Bir açıklama yapmasını bekledim ama o odadan çıkıp gitti.
Nereye demeden...
Bir açıklama gereği duymadan...
Ben yokmuşum gibi..."Melih nereye?"
"Selma...Selma gelmiş..."
Sanki birisi benim boşluğa atmıştı.Bacaklarımın vücudumu taşıyamayacaklarını anladığımda çok geçti olduğum yere çökmüştüm.Melih mi? Hiç arkasına bakmamıştı bile...
İnanamıyordum...Başıma saplanan hayali bıçaklar düşünmeme engel oluyordu.Kafam almıyordu...
Ölmüştü...Şimdi...Nasıl? Yani ölmemiş miydi? Bunca yıl neden gelmemişti?Mezarın görmüştüm...Evet...evet...Mezarını görmüştüm...
"Doktor hanım iyi misiniz?"
Duyduğum sesle sarılsıldığımı yeni farkediyordum.Hemşire ayağa kalkmama yardım ederken aklımdan çıkmıyordu Melih'in "Selma"diyişi.
Şirin'nin tiz sesi koridorda yankılanırken ben buradan gitmek istiyordum.
Sanki nereye gideceksem.Eve mi gelmişti? Herhalde..."Sena...Ne oldu? Kreç gibi bembeyaz yüzün.Ah kızım laf dinle bir defa.Ama nerde laf dinlemek kim Sena kim.Bak kesin teyze oluyorum...Nasıl olur hiç aklıma gelmedi. Ay Sena ne güzel olur...Tatlı bir bebek...Nede yakışır annelik sana..."
Boğulacak gibiydim,aldığım nefesler beni hayata kalmamı sağlamak yerine boğuyordu.Ciğerlerim sökülecek gibi ağrarken kalbim hızla atıyordu.
Bir bebek...Hayır...hayır...
hayır...Gayri ihtiyari elim karnıma giderken eliktirik çarpmış gibi elimi geri çektim.
Olamaz...
Korku daha çok sardı kalbimi,misafirlik tahtına gururla geçip oturdu.Bense gerçek olabilecek ihtimalin gerçek olmaması için dua ediyordum...
Bebek...Bir karmaşaya sürüklenirken,duyduklarımdan sonra neyin beni beklediğini bilmezken...
Belki hiç evlenmemeliydim...
Ne için evlenmiştim hem de evliliği hiç zaman düşünmezken.Dedemi,Beyza'nı mutlu etmek için...
Dedimin sevinçle parlayan gözlerini görmüştüm o gün;evlilik konusunu açtığı gün.
Şimdi parmağımdaki metalin anlamsızlığını hissediyor güvendiğim adamın hatta belki sevdiğim adamın gidişini izliyordum.
Sahi mutlu muydu? Mutluydu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Şans Daha/[TAMAMLANDI]/Karanlıktan Aydınlığa-1
EspiritualUçurumun kenarında bir genç kız. Sena. Tek bir şansı var ya o uçurumdan aşağı savrulacak,ya da bir yardım eli onu bu hayatın içinden çekip alacak. Ben Sena. Bu kocaman hayatta yalnızım. Hiçkimsem yok. Ne bir annem, ne bir babam, ne bir ablam, ne...