Azad mangali yakmisti,ben de odama iyice yerleşmiştim...O sırada asagidan yemekler hazır diye seslendi...Ben merdivenlerden asagiya doğru iniyordum ki üst kattan da Azadin indigini gördüm..."Azad..." diyebildim sadece...Bakıyordu anlamsızca.
"Sen aşağıda değil miydin?" diye sordum.
"Hayır kardeşim, üstümu basimi değiştirdim evdeyiz rahat olayim dedim" dedi...Sasirmistim...Sesi cok net sekilde asagidan gelmisti oysa...Yuzume bakıyordu hala. Gulumsedim ve merdivenlerden inmeye basladim.
Azad etleri pişirmis, sofrayi hazirlamisti...Montunun ic cebinden 20'lik bir rakı çıkardı..."Baska zaman pek içmem ama bu gece istisna" dedi...Azada kisa sürede kardeşim gibi isinmistim... Kac yasinda olduğunu sordum. "26 yasindayim" dedi...Sonra beni sordu,yasit oldugumuzu söyledim...Koyde baska arkadaşları olup olmadigini sordum...Koydeki en genç insanin kendisi oldugunu soyledi. Ona en yakin yasta olan kisinin de en az elli yaşlarında oldugunu belirtti...Azad bu koyun tek genciydi...Herhalde bana bu kadar yakin olmasinin sebebi de yasit insanlarla pek karşılamıyor olmasiydi...
"Yok mu dostun falan?" dedim...Dosta ihtiyac duymadigini,yalnizliga alistigini soyledi...Bunları söylerken bir yandan rakisini yudumluyor, bir yandan Sigarasıni içiyordu...Huzunlendigi belliydi, ben de daha fazla bu konuları acip onu uzmek istemedim. Ahirdaki ati gösterdi..."Benim tek dostum bu" dedi...Ben de sakayla karisik "bir de hoca var tabi ki, onu unutmadim" dedim...Güldü...Rakilari ictikten sonra içeri cekildik...
Hava zaten çok soguktu. Azad odasina cikmisti,ben de mutfaktan su icip odama doğru yürümeye basladim. Etrafımi duzeltip tertipledikten sonra yataga uzandim...Saat gec olmustu. Gunun yorgunluğu ve alkolun de etkisiyle kötü bir kabus görmüştüm...Ruyamda annem ve babamin yanindaydim...Ama Beşikte bir bebektim...Üstüm basim kan icindeydi. Annem ve babam bana sarılıp ağlıyorlardi. Beni uc tane uzun boylu kara carsafli erkek mi kadın mi olduğunu anlamadigim seye veriyorlardi. Bu üç sey bana bakıyor ve etimi sıkıyorlardı...Tırnakları bicak gibi keskindi...
Uyandigimda kan ter icindeydim...Daha sabah olmamisti. Uyanip bahcedeki lavaboya gidip elimi yüzümü yikamak istedim. Odadan çıktım...
Kapıyı kapattım,bu sefer üst katta Azad'i duydum...Onun sesiydi ve bu sefer emindim...Yemek saatinde oldugu gibi yanki değildi. Azadin merdivenlerini cikmaya basladim...Odasinin kapisi kapaliydi ama odada bir isik oldugu belliydi, uyumamisti. Adim attikca Azadin sesi daha net duyuluyordu...Arapça konuşuyordu...Acaba telefonla mi konuşuyor, yoksa hoca dedigi adam mi geldi diye düşündüm...Kapiyi calacaktim ama gecenin bu saatinde evin icinde geziyor olusum onu rahatsız edebilirdi...Merrdivenlerden iniyordum ancak Azadin sesi iyice yukselmisti...Bağırısi neredeyse koyden bile duyulabilirdi...Ancak yine de duymamis gibi yapip uykuma devam etmek istiyordum... Azaddan bir tehlike gelecegini hiç düşünmüyordum. Odama girip uyumaya calismaya devam ettim... Azadin sesleri esliginde zor da olsa uyumustum...Sabah oldugunda asagiya indim Azad yoktu. Ust kata odasina ciktim, kapıyı tiklattim, ses vermedi. Tekrar caldim yine ses vermedi. O sırada arkamda "beni mi aradın" diye belirverdi... Korkup bagirmistim. Azad güldü. .."kahvalti hazır hadi gel" dedi...Dun gece geleni sormak istiyordum ama cesaretimi toplayamamistim... Azad köye doğru ilerledi atiyla... Bana da bir at gelmisti. "Bu at nerden" diye sordum..." Koyden aldim...okul işlerin icin isine yarar" dedi...Teşekkür ettim,ben de atladim ata...Azad koye doğru gidiyordu,ben de artık odev icin yola cikmaya karar verdim.
Toprak örnekleri toplayip,fotoğraflar cektim. Atin üstüne atlayip koye doğru gitmeye basladim. Koye giden patikadan geçerken ağaçların arasında 2 tane gölge gördüm. Bembeyaz karlı havada o kadar net gözüküyorlardi ki emindim gördüğüme. Simsiyah çarşaf icindeydi ler,boyları cok uzundu iki insan boyundaydilar. Hızlı hizli yürüyorlardi...
Korkmustum,peslerinden gitmek imkansızdı o anki korkuyla. Köye varmistim. Köy kahvesine gittiğimde insanlar beni hos karşıladı. Çay soyleyip benle sohbet ettiler. Her seyin yolunda olduğunu söyledim. Azadin zaman zaman dengesiz hareketler yapabilecegini,anlayisli olmam gerektiğini söylediler. Hic de dedikleri gibi birisi olmadigini soyledim Azadin. Kahvede oturduktan sonra Azadin evine doğru gittim.
Ati kapinin onundeydi. Alt kapı da acikti. Kapidan içeri girip "ben geldim kardeşim" dedim. Ses gelmiyordu. "Azad" diye seslendim. Ortalıkta hala Azad yoktu. Kendi odamin oldugu kata çıktım. Ses seda yoktu yine. En üst kata cikip Azadin odasina bakmam gerekiyordu,evin her yerini aramıştim. Azadin kapisinin onune geldigimde içeriden Azadin sesi geliyordu. Yine arapça konuşuyordu ancak bu sefer farklı bir ses daha vardı sanki...Cok ince,cok tiz bir sesti...Sanki bir yandan da enstrüman sesi gibi geliyordu. Sesler iyice yukselmisti ve ben gerçekten korkuyordum. Kapinin altindan Dumanlar çıkıyordu. "Azad" diye bağırıp içeri girdim...
Azad odadaydi. Ama bir gariplik yoktu ortada. Sadece yuzume bakiyordu öylece. Ne oldu kardeşim der gibi bir ifade takindi. "Bagiriyordun,aci çekiyor gibiydin Azad" dedim.Oyle bir hal takiniyordu ki kendimi şizofrenmis gibi hissediyordum.
"Ben mi?" diye sordu. Bu sefer konuyu gecistirmeyecektim. Evet sen dedim. Sesin bütün her yeri inletti hatta Azad dedim.
"Yanlis duydun herhalde" dedi ve odadan dışarıya cikti. Pesinden gittim. "Hayır kendimdeydim. Seni rahatsız eden bir şeyler mi var?" diye sordum. "Sacmalama Oktay" dedi. Korkum gecmisti çünkü o an tamamen Azadin hareketlerine odaklanmistim. "Peki" dedi. " Madem merak ediyorsun gel gidip göstereyim" dedi. Bu dedikleri kortkutmustu beni. Ancak merak ediyordum.
Azad dünyada görebileceğiniz en iyi huylu insanlardan birisi gibiydi ama yalniz kalinca neden boyle şeyler yaşıyordu ya da koydekiler neden onun sıradışı şeyler yapabilecegini söylüyordu merak ediyordum. Kapinin önündeki atlara atladik. Köyün icine doğru gidiyorduk. Azad hic bir şey söylemiyordu. Bana seslenip "korkacak bir sey yok, sadece merakını gidermek istiyorum" dedi. Onun kendinden emin halleri insani rahatlatabiliyordu. En sonunda köydeki o icinde resim olan harabe evlerden birine girdik.
Attan asagiya atladi. "Bu köyde kimse geceyi dışarda geçirmez. Kimse yeni güne sokakta baslamaz. Herkes evinde girer yeni güne" dedi. Bunları neden soyledigini sordum. Bu koyun sahipleri oldugunu ve onların gece dışarıda fazla sayida insan görmek istemediklerini soyledi. Koyun sahipleri kim diye sormak gelmiyordu icimden, az çok tahmin edebiliyordum.Saate baktim,saat 12 ye 3 vardı. "Gerçekten görmek istiyor musun" diye sordu. Korkmaya baslamistim. Azad halinden emin gibiydi ancak o da durmak istemiyordu,belliydi. Atlara atladik ve hizla Azadin evine doğru ilerledik. Zaman hizla geçiyordu ve nihayet eve varmistik. Eve girdiğimizde saat 12 olmamisti. Azad bana bakip "Eğer istiyorsan yarın gidebilirsin" dedi. "Burada kalacak degilim" dedim. Azad salonda bir basina oturuyordu. Dertli oldugu belliydi. Onun zor bir hayati olduğu belliydi. Annesini kaybetmis babasini görmüyor ve yanliz bir hayat yaşıyordu.
Yanina gittim,artık benimde onun bir kardeşi olduğumu soyledim. Ancak tabiki bu onu teselli edecek değildi. "Peki neden sen de gitmiyorsun bu köyden?" Diye sordum. "Gidemem" dedi. "Neden" diye sordum tekrar. Cevap vermedi. Ben odaya çıktım,5-10 dakika sonra da Azadin odasina ciktigini duydum. Uykuya dalamiyodum bir türlü. Alt kata inip Azadin sigaralarindan bir kac tane aldim ve odaya ciktim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)
HorrorBu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar