yataktan çıkıp salona geçtiğimde bi an eve hırsız girdiğini düşündüm herşey dağılmıştı zemin ıslaktı nolduğunu anlayamadım bilgisayar,cüzdan,telefon,koyduğum yerdeydi peki kim neden dağıtmıştı evi ve ben nası bi uykuya yatmıştımki bu olanları duymamıştım. Telefonumu açmamla 17 aramanın 3 mesajın olduğunu gördüm
mesajın birinde özgür çabuk beni ara demişti evi o şekilde bırakarak bişeyler yemek için dışarı çıktım.
Asansörü çağırırken özgürü aradım
sesi çok kötü geliyordu dünkü olayın etkilediğini düşünmüştüm
olanlardan haberin varmı diye sordu daha ne olabilirki diye düşünürken türker öldü dedi bi anda...
15 senelik arkadaşım ölmüştü düne kadar birlikte olduğumuz, sabah balığa çıktığımız adam, bugün ölmüştü sebebini soramadım bi an önce yanına gitmem gerektiğini düşündüm özgüre nerde olduğunu sorarak yola çıktım
kafayı yemek üzereydim sadece balık tutacaktık 2 günde başımıza gelenlere inanamıyordum
direk özgürün yanına gittim rengi benzi atmıştı oda beni görünce aynı şekilde şaşırdığına eminim iki günün yorgunluğu başımıza gelenler hepimizin amina koymuştu.
noldu diyerek yapıştım yakasına olayların sorumlusu oymuş gibi hissettim bi an ağlamaya başladı öldü dedi sadece öldü...
nası olmuş diyerek sarsmaya devam ettim
ben limandan ayrıldıktan sonra taksi tutup evlere dağılmışlar. ailesinin söylediğine göre bi anda yataktan fırlayarak 10. kattan kendini boşluğa bırakmış başkada bişey bilmiyorum dedi ikimizde ağlıyorduk kendimize sadece soruyorduk neden neden neden...
cenazeye gitmek istememiştim kendimi sanki takip ediliyomuşum gibi hissediyordum. en güvende olduğum yere döndüm
kapıyı açtığımda evde ilginç bi koku vardı ne olduğunu anlayamamıştım
salona girdiğimde yer ıslaktı eşyalar aynı şekil duruyordu salonu toplamaya başladım
başımıza gelen olayı kimseyede anlatamıyordum anlatırsam sanki daha kötü olacak gibi hissediyordum özgüre bile ne olduğunu anlatmamıştım. oda yaşadıklarını anlatacak cesareti bulamamıştı
alkolün iyi bi çözüm olacağını düşündüm. vitrindeki küçük süs içkilerine kadar ne bulduysam içtim.
uyumaktan korkuyordum yine aynı rüyayı görmekten aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordum..
yıllarca korku filmlerinde izlediğim sahneler gerçek olamaya başlamıştı
evde tek başıma tv bilgisayarı açmadan sadece oturup seslere odaklanmıştım
salonda battaniyeyi üstüme çkmiş battaniyenin beni korumasını umarak sıkı sıkıya sarılarak düşünüyordum
ne yapabilirim?... nasıl kurtulabilirim?...
bu düşünceleri düşünürken uykuya daldım gözümü açtığımda 8.kattaki evimin balkonunda demirlere tutunmuş şekilde buldum kendimi
rüyadamıydım gerçek hayatmıydı anlayamamıştım bi an ellerimi bırakarak herşeyden kurtulmayı düşündüm
antalyada nisan ayı olmasına rağmen hava buz gibiydi yada ben üşüyordum
deli gibi yağmur yağıyordu 8. katın balkonunda gece saat 4 civarı yağmurun altında balkon demirlerine tutunmuş bekliyordum
ne yapmalıydım herşeyi silip elleri gevşetmek veya tutunarak bu işin üstesinden gelmek ikisi arasında gidip geliyordum
gözler aklımdan gitmiyordu masum acıyarak nefret ederek utanarak bakan büyük siyah gözler...
yaşadıklarımdan kötü etkilenmiştim yine onu gördüm
karşımda bana bakıyordu, masumca gülümsüyordu ne kadarda güzeldi
bi yandan acıyor bi yandan ondan nefret ediyordum sadece bakıyordu bana bakışlarıyla konuşuyordu adeta
ellerimi bırakırsam belki onun yanında olabilirim diye düşündüm. değişik duygular beynimi kemiriyordu adrenalin hat safadaydı kendimi bi yandan çok güçlü bi yandan çok çaresiz hissediyordum karşıt duygular birbirine girmişti
yavaşça ellerimi gevşettim yağmur taneleriyle birlikte hızla aşağıya doğru uçuyordum...
insanın bu kadar kısa sürede bu kadar çok şey düşünebileceğini bilmezdim
ölürken hayatın film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer dediklerinde inanmazdım
beynimden yüzlerce binlerce düşünce geçiyordu
okula ilk gidişim ilk karnem ilk bisikletim arkadaşlarımla yaşadığım çokda önemli olmayan olaylar oynadığımız oyunlar lise arkadaşlarım üniversitede yaşadığımız anılar ev arkadaşlarım kavgalarım aşklarım ailem...
hayatımı o kısacık anda 3-4 saniyede tekrar yaşıyodum yağmur damlalarıyla yarışarak hızla aşağıya doğru düşüyordum garip ama delicesine mutluydum içim huzurla kaplanmıştı ölümün bu kadar güzel bişey olduğunu bilmediğimi düşünüyordum...
yere çarpmak üzereyken gözlerimi açtım ter içinde kalmıştım boğazım yine kupkuru olmuş delicesine ağlamak istiyordum artık neyin rüya neyin gerçek olduğunu birbirine karıştırmaya başlamıştım herşey rüyamıydı acaba hemen telefonuma ulaşarak türkeri aradım acaba odamı rüyaydı telefon çalmaya başladı. kalbim deli gibi atıyordu türkerin "nevar lan tatak niye aradın" demesini umut ederk bekliyordum
malesef telefonu türker açmadı annesimi ablasımı anlayamadığım bi kadın açtı boğazım düğümlenmişti söyleyecek söz bulamamıştım
sesindeki hüzün olayın gerçek olduğunu anlatır gibiydi telefonu kapatarak ağlamaya başladım bi yandan ağlıyor bi yandan istifra ediyordum. rüyamı düşündüm bi an acaba uygulasam gerçekten öyle olurmuydu huzura erişirmiydim
ne yapmam gerektiğini bilmiyordum bi duş almam gerektiğini düşündüm
tabi duş alıp giyinip istanbula gidecektim tek kalmam tehlikeliydi karar verdim duş alıcam bi kot bi tişört alıp istanbula gidecektim...
uçak fobim olduğu için arabayla öğleden sonra 4 gibi antalyadann ayrıldım sanki bidaha bu şehre dönmeyecek gibi gidiyordum
ıspartaya uğrayıp 1 gün orda arkadaşda kaldıktan sonra yola devam ederim diye düşünüyordum. 2 saat sonra ıspartaya vardım merkezde yemek yedikten sonra arkadaşımı aradım. buluştuğumuzda beni gördüğünde hayalet görmüş gibi oldu bu duruma şaşırdım diyemiycem aynaya bakmasamda ne halde olduğumu üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyordum
olayı anlatmanın bana iyi geleceğini düşünerek kısa bi özetini geçtim sessizce dinlemişti beni. bi çözüm sunmaması şaşırtmıştı beni. gidelim hadi dedi.
12 bira alarak eve gittim içmek en iyi çözüm gibi geliyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)
HororBu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar