Bir Cin Vakasi

3.7K 49 9
                                    

     Lise 1’i yeni bitirmiştim o sıralarda da bizim aile yadigarı olan 40-50 senelik çiftliği tekrardan hayata geçirme çabası vardı babam ve dedemde. Tam yeri istanbul çatalca’nın kabakça köyü alın bu da google earth http://img.webme.com/pic/...irsoftturkiye/ciftlik.png Babam, dedem, üvey babaannem ve amcamın çiftlikte geçen garip olaylarını dinleyerek büyümüştüm. Sırf o hikayelerden kitap yazılır ama o zamanlar inanmıyorduk işte çocukluk.
     Söylentilere göre Kurtuluş Savaşı’nda kabakça köyünde savaş olmuş ve bir sürü isimsiz şehit varmış tam da bizim çiftliğin altında. Doğru olduğuna inanıyorum lakin bizimkilerin olayları açıklamak için uydurduğu bir bahane de olabilir tabi bu. Her neyse, lisede iğrenç bi öğrenciydim lise 1 de 6 tane zayıfım vardı 6 lan 6... Babam bana eğer ikmallerde geçersen bütün yaz çiftlikteyiz dedi ve öyle de oldu. Keşke bir sene daha lise 1 de kalsaydım da oraya gitmeseydim.
     4 saat yolculuğun ardından yorgun argın düşmüş bi şekilde vardık çiftliğe. Bi sürü hikaye duyucam diye hazırlamıştım kendimi önceden ama beni etkileyeceklerini bilmiyodum. Amcaoğluyla akşama kadar ata binip sigara içiyoduk gece de sabaha kadar poker oynuyoduk. Acayip eğlenceliydi ta ki o geceye kadar. ( http://img.webme.com/pic/...rsoftturkiye/ciftlik2.png Kırmızıyla gösterdiğim yer bizim ev yeşil olan ahır siyah olan da bakıcı evi)
     Bizim ev 2 katlı ama alt katı kullanmıyoruz o zamanlar çünkü sürekli su basıyor kışın alt katta bilardo masası var başka bi sey yok içeri girdiğinizde kendinizi Amerikan filmlerinde hazırladıkları cadılar bayramı evlerinden birine girmiş gibi hissediyorsunuz. Duvarlar sperm rengi kapılar buzlu camlı bir kat işte. Her gece 1 e kadar bilardo oynayıp sonra pokere geçerdik. Bizim bakıcı remzi abi 24 yaşında o da bizle beraber bilardo oynuyoruz. Saat 12,5 falan remzi abi artık gidelim gençler geç oldu dedi ben de tamam şu oyun bitsin gideriz dedim. 100 sayılık 3 topta kuzenim 77 ben 56 hiç unutmam. Neyse oyunu bitirdik sigaraları söndürdük yukarı çıkıcaz kuzen ışıkları kapattı kapı da kapalı birden girilmesin diye, kapının kolunu indirmesiyle olum kapı açılmıyo lann demesi bir oldu ben zannettim bu bizle taşak geçiyor hadi lan ordan yemezler dedim ben de ikinci çıkışa gittim kolu indirdim indirmemle ananı  demem bir oldu. Kilitlenmiştik resmen oraya. Dizlerimin üstüne çöküp ne kadar bildiğim dua varsa okumaya başladım ışıklar kapalı hiçbir yer gözükmüyor zifiri karanlık ve ne remzi abiden ne de kuzenden ses seda yoktu tek duyduğum hemen duvarın karşısındaki ahırdan gelen ineklerin sesiydi. Yaklaşık 5 ya da 10 dakika sonra 2 tane ses duydum. Bu ses kilit sesiydi ve bir anda ışıklar yandı. Hayatım boyunca hiç unutamayacağım bir kareydi karşımda gördüğüm. Remzi abi ve kuzen koltukta birbirlerine sarılmış gözler kapalı dua okuyorlardı. O gece konuşmadan direk yattık.
     Ertesi gün kalktığımda olayın şokunu henüz atlatamamıştım hala şaşkınlık üzerimdeydi. Kahvaltı etmeden direk atı eğerleyip derenin oraya indim atı bağlayıp güneş altında kavrulup hamam suyundan beter olan suyla elimi yüzümü yıkadım. Çiftlik ortamı ve lise 1 e giden çocuğun beline tabanca takan bir babam var. Çocuğuz tabi ne anlayalım yere oturmamla belimde sıkışmış tetiğin merminin içindeki barutu tutuşturup patlatması bir oldu. Kulaklarım patlayacakmış gibi oldu anlık korkuyla kalkıp belimde tabancayı çektim başka biri ateş etti sanmıştım. Tabancadan çıkan dumanları görünce sığ dereye tabancayı fırlattım ve ata binip geri döndüm. Kuzen kalkmıştı oturup kahvaltımızı ettik ve dün gece yaşadıklarımızı değerlendirmek için içerdeki salona geçtik.
     Kuzen hala uyanamamış, şaşkın şaşkın etrafa bakınıyordu. Konuyu açan ben oldum.
-Olum lan ne oldu dün gece öyle?
Hala dalmış bir vaziyette sabit bir yere bakıyordu
-Laan!?
-He noldu kuzen
-Soru soruyorum duymuyo musun olum?
-Dalmışım kuzen kusura bakma
-Ne oldu dün akşam diyorum?
-Kuzen konuşmayalım bunu lütfen
-Neden olum noluyo lan?
-Sen onu görmedin mi?
-Neyi lan neyi?
-Kuzen valla bak boşver hadi yürü inekleri otlatıcaz sonra anlatırım.

Kafamdaki soru işaretleri ile kuzenin peşinden gittim. Remzi abinin kapısını çalıp uyandırdıktan sonra kuzenle ben atları eğerleyip biz atta, remzi abi önümüzde inekleri tarlaya çıkardık http://img.webme.com/pic/...rsoftturkiye/ciftlik3.png Remzi abi oturmuş sigarasını içerken biz atlarla dağılan inekleri sürünün içinde tutuyorduk. Büyümüş mısırları bilen bilir sapları çok sert olur tarla ful mısır olduğundan atın üstünde kafamız anca mısırların üstüne çıkıyordu. Sanırım atın ayağı o topraktaki saplardan birine takıldı atla beraber yere düştük. Ama bu yavsaaklar yardım ediceklerine karşımda durup yarıla yarıla gülüyolardı. Biraz cüsseliyimdir, atın üstünde kaldığımdan at ezilmesin diye hemen kalkmaya çalıştım üzerinden çekildim üstümü başımı silkeledim ama at hala yerde ölü gibi yatıyordu. Gözlerini kırparak sanki elinden şekeri alınmış bebek gibi ne olur yardım edin edasıyla bakınıyordu etrafa. Bir kaç kere hafifçe kırbaçladıysak da kalkmadı. Ne yapıcaz lan şeklinde birbirimize bakıyorduk.
     Biz öyle aptal  gibi bakışırken atın kalkmaya çalıştığını gördüm. Dizginleri yakalamak için hamle yaptım ama tutamadım at kalktığı gibi dereye doğru koşmaya başladı. Biz öyle eli kolu bağlanmış gibi at ufukta kaybolana kadar arkasından baktık durduk. Elden bir şey gelmiyordu zaten gördüğümüz manzaradan sonra o ata binmek isteyeceğimi de pek zannetmiyordum. Remzi abi hadi boşverin toplayalım şu inekleri de gidelim artık dedi. Toplanıp çiftliğe gittikten sonra resimde siyahla gösterdiğim yerdeki tek odalık eve girdik http://img.webme.com/pic/...rsoftturkiye/ciftlik4.png Oturup sigaraları yaktık içmeye başladık. Remzi abi bırakın at döner iki güne diye teselli etmeye çalıştı bizi. O zamanlar annem babam dedem üvey babaannem falan hiç biri bilmiyor sigara içtiğimi bir tek babaanneme söylemiştim. Onu yakın hissederdim kendime o da hiçbir şey demezdi bana ama dedemle 20 30 senedir ayrı oldukları için babaannem yazlıktaydı o sıralar. Zaten istanbul’a gittiğimde hep önce babaanneme sonra çiftliğe giderdim rahmetli olana kadar babaannem. Her neyse, bi de bu remzi abinin babası var Özer baba o da aynı şekilde bakıcı çiftlikte baba oğul ineklere bakıyolar. Özer aradı remziyi ahırda bok  temizleyeceklermiş bu gitti biz kaldık kuzenle.

Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin