Odamda kalan ve insan suretinde olan bana döndü ve ; Artık seni rahatsız edemeyecekler.. dedi.
Onlar sizden değilmi diye sordum. Onlar ...... kabilesinden. Sen onların kabilesinden birilerinin ölmesine sebep olmuşsun. Onlar da sana ızdırap vererek seni esir etmek istiyorlardı. Artık bir daha gelemeyecekler dedi.
Artık anlamıştım. Bana ilk başlarda hayatı zehir eden, benim nasıl olduysa öldürdüğüm 3 şerlinin geride kalan kabile üyelerinden gelen birkaç şerli varlıkmış. Bu son gelişleri onların ölmesine sebep olmuştu. Bunların yaşanması beni korkutmaya başladı. Bir gün beni de aynı şekilde alıp giderler korkusu içimi bürüdü.
Hemen kalkıp annemin yanına geri yattım. Korkum yoktu, sadece endişe içindeydim. Bu olanlardan kurtulmak istedim. Zuzumbilesi ile evli olmak artık doğru olmayan bir yoldu. Ama bundan nasıl kurtulabilirdim. Düşüncelere daldım, o şekilde uyumuşum.
Sabah kalktığımda hiçbir olaydan bahsetmedim. Normal bir uyku olduğunu ve korkulacak bir şey olmadığını söyledim. Önümdeki yaklaşık 1 aylık bir dilim böyle geçti. Dedem köyüne gitmişti. Annem ve babam benim iyileştiğimi düşünmeye başlamıştı. 1 ay kadar bir süre hiç ama hiçbir olay yaşamadım. Bu yüzden de babam ne hocayı ne de damadını aramadı. Onlar o geceleri rüya, hayal mayel şeklinde hatırlıyorlardı. Gerçekten olduğunu bile tam kestiremiyorlardı. Zamanla siliniyordu sanki onlardan....
Uzun bir zaman sonra bir gün şehirdeydim. Akraba ziyaretlerine başlayacak kadar düzelmiştim.
Bu ziyaretlerin gecesinde dışarıda dolanırken karanlık bir sokakdan geçiyordum. Gerçekten ıssız ve çok kullanılmayan bir yerdi. O dönemlerde dayımda kalıyordum ve şehirden birkaç arkadaş ile gece geç saatlere kadar geziyordum. Gece saat 11 civarlarıydı. Uzun dar bir sokak vardır bulunduğum yerde, genelde şimdilerde içki içenlerin uğrak mekanları. O zamanlarda çok kullanılmazdı.
Karşı yoldan gelen uzun boylu, sağa sola sendeleyen vücudu net görünse de yüzü görünmeyen bir varlık bana yaklaşıyordu. Onu insan sanmıştım , Bana gerçekten zarar verebileceğini, sendelediği için sarhoş olduğunu düşündüm. Yaklaştıkça ayaklarının ters olduğunu fark ettim. Durup bana bakmaya başladı. Niyeti iyi gibi değildi. NE amaçla karşıma çıktı hala bilmiyorum. Bana doğru bakıp bakıp en sonunda yok oldu.
Bu olaydan sonra, benim peşimi bırakmadıklarını anladım. Ama ailem artık çok iyiydi. Onlarla bu konuları konuşup, asla onları üzmek istemedim. Bu yüzden de anlatmadım. Birkaç tane daha benzer olay yaşadıktan sonra artık bir şeyler yapmam gerektiğini anladım. Hala hazırda şerlilerden de korkmadığım için, o gece cadı kadının evinde yaşananları çözme fikri ile birkaç gün sonra babamdan arabayı alıp cadı kadının evine gitmek üzere yola çıktım. Amacım neydi bilmiyorum. Belki de sadece orayı tekrar görmek istiyordum. Belki de şerliler fikirlerimi etkileyip beni oraya çağırıyorlardı.
Yolda giderken köy yolunda heyelan olmuştu arabalar peş peşe dizilmişti. Heyelan olan yer köyün aşağı mahalleleriydi. Önümde 2,3 araba da yolun açılmasını bekliyordu. Bende bekledim biraz ama arkama da arabalar yığılınca oradanda çıkamadım mecbur bekliyordum yolun açılmasını. Çok uzun sürdü ama elimden bir şey gelmiyordu. Sonunda yol açıldı. Arabalarla konvoy halinde bir yere kadar gittik. Bir yerden sonra hiçbir araba yukarı yola çıkmadı. Zaten yol devam ediyor ama yol o kısımdan sonra çimenler doluydu. Yani bu yolu kimse kullanmıyordu. Yukarıda da o haraba evden başka hiçbir ev yoktu. Ben yukarı yola devam edince Arabalardaki herkes bana doğru şaşırmış ifade ile baktı. Diğer arabalar ise az geride ki aşağı yola sapıyorlardı.
Yolda çok oyalandığım için akşam olması yakındı, hava zaten o zamanlarda erken kararıyordu. Gelmişken geri dönemezdim, nasıl cesaret ettim aklım almıyor bu işi ama arabayı çekip patika yolu yürümeye başladım. Hava alacakaranlığa döndü, Ezan okunmaya başladı, içimi uçsuz bucaksız bir korku kapladı, O anda tam virajı döndüğümde birde ne göreyim......
Tarlaların etrafındaki çitlerin başındaki kargalar yeniden ışıklı fanus olmuş, O en son yıkık olarak gördüğümüz cadı kadının evi tıpkı diğer geldiğimiz zamanki gibi ışıklar saçıyordu pencerelerinden...
Evden çıkan ışıklar bana korkularımın boşa olmadığı gösterdi. Aylar önce burada yaşadıklarımı hayal mayel hatırlamaya başlamıştım. Sanki onca zaman normal hayat a alışmış gibiydim. Işıkları görünce Belki de bu gece bu yaptıklarımdan dolayı beni evdeki şerliler gibi ızdırap içinde öldüreceklerdi. Kadının evine sinsi sinsi yaklaştım. Bu olayı çözmek istiyordum. Belki bir yol bulur her şeyden kurtulurum diye düşündüm. Evin kapısının yanında ki pencereden içeri baktım. Cadı kadın içerideydi. Yere bağdaş kurmuş başı yerde önünde onlarca mum yanıyor ve her mumun yanında bir çay bardağı ve içinde rengini tam anlayamadığım yarı-yarı dolu bir şeyler vardı. Kadın bir ara kafasını kaldıracak gibi oldu. Hemen sırtımı duvara verdim saklandım. Beni görmediğinden emindim. Yere diz çöküp evin arkasına dolaşmak istedim. Zira evin yamaç a bakan tarafında demir yoktu ve cam ahşap ve alttan kaldırılıyordu. içeri girip kadını boğmak istedim. O ara telefonum çalar belki ses yapar diye telefonuma baktım ama hiç çekmiyordu. Yinede kapattım cebime attım. Şu yaptıklarımı anlatırken hala elim ayağım titriyor. Evin dışı ahşaptı tamamen dışında paralel-paralel çakılmış tahtalar vardı. (Karadenizli arkadaşlar yöresel evleri bilirler ) Onlara tutunarak camı kaldırıp içeri girdim. içeri girdim ve birde baktım ki ben aslında dışarı çıkmışım. Yani direkt kapının önüne gelmişim. Bu imkansızdı. Aklımı kaçıracaktım. Ben oradan içeri girip cadı kadının arkasından çıkacakken , aslında kadının bulunduğu odadan dışarı çıkıyormuşum.Bu bir ilizyon gibiydi. Çıktığım camdan içeri baktım. Kadın yine içeride aynı pozisyonda oturuyordu. Aman Allah'ım aklımı kaçıracaktım. Yere eğildim o anda aşağı doğru bakıyordum ve kazıkların başındaki ışıklı fanuslar sönmüştü. Hemen arkama döndüm ve alttan kafamı kaldırıp içeri bakacakken cadı kadın ile göz göze geldim...
Kadın bana çok kötü baktı. Seni görmediğimi mi sanıyordun sen dedi.. O an aslında başkalari tarafından gözlendiğimin farkına vardım. Gözlerim zuzumbilesi yi aradı. Göremedim.Etrafta hiçbir şerli varlık yoktu. Cadı kadın beni içeri çağırdı. Gel dedi kaçmaya yeltendim o anda önümü kıvırcık saçlı, kulakları kıllı ve sivri, 3 kişi kesti. ikisinin boyu 1 50 yoktu ama birisi çok uzundu. Cadı kadın onlara bakışları ile bir şey söyledi. Resmen talepatik bir bağ kuruyorlardı, pisişik bir iletişim yolları vardı. Uzun olan bana yaklaştı ve başka hiçbir şey hatırlamıyorum.
Gözümü cadı kadının evinde açtım. Gözümü açtığımda tavanda löküs yanıyordu. Tüpün altını gördüm, kafamı kaldırdım etrafımda kimse yoktu. O anda cadı kadını gördüm mutfağındaydı. Bayılmışım yerde yatıyordum gözüm ile cadı kadına bakıyordum. Saçları bem beyazdı. Üzerinde ilk başta oraya geldiğimizde gördüğüm şal vardı. Kazanında bir şeyler çevirip duruyordu. Allah'ım nereye düştüm dedim Pişmanlığın zirvesindeydim. Buraya gelmek akıllı işi değildi. Bende zaten akıl kalmamıştı. Hala baygınmış gibi yattım. Cadı kadının beni görmesini istemedim uyanıkken.
Kadın berbat sesi ile bir şeyler okumaya başladı kazana doğru. Boğazında balgam varmış gibi derin gıcık ve yavaş-yavaş çıkan bir sesle okuyordu. Kaçmayı denesem yine yakalanıcaktım. Bir an önce sabah olmasını bekliyordum ama daha çok vardı. Hele ki annem babam meraktan ne hale gelmişlerdir....
Bu düşünceler ile gözlerimden yaşlar döküldü. Çok zor bir durum ölürsem cenazem bile olmayacaktı beklide. Bu kadın beni yok ederdi. O zaman hıçkırma geldi. Ölüm korkusu tüm bedenimi sardı.
Cadı kadın hıçkırığımı duydu ve gülerek yanıma yaklaştı. Yerden hemen doğruldum. Kalçamın üzerinde sürüne sürüne geri geri kaçmaya çalışıyordum. Beni bırak ben sana ne yaptım. Bana yaptığınız zulüm yeter diye bağırdım. O ara kadının tipi değişti. Gözleri fal taşı gibi açıldı. Sanki arkamda biri vardı ve ondan çok korkmuş gibiydi. Cadı kadın geri adım attı ellerini havaya kaldırdı yüzünü korurcasına. O an arkama döndüğümde bir kez daha onu gördüm. Bu zuzumbiles nin ta kendisiydi ve yanında ona eşlik eden hizmetkarları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)
TerrorBu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar