Bölüm 18

4.3K 90 11
                                    

Gölgeler duvar üzerinde bir bölgeye ayrı ayrı toplanır gibi oldu. Sanki yavaştan fiziksel bir boyut gecmeye çalışıyordu ve o an milyonlarca insan ayni anda konuşuyor gibi anlamsiz laf karmaşası oluşuyordu kulagimda,felç olmus gibiydim. Sadece etrafı duyuyordum bir anda ortalık sessizlesti,mumlar normalleşi gibi oldu ama ben cozemiyordum,carpildim felc oldum sandim. O an insanin aklindan hayati film şeridi gibi geçiyor. Derken mumun biri söndü diğer mum ise öyle bir parladı ki resmen ev yanacakti tavana vurdu ve o an Yıldırım cakmis gibi oda tamamen aydinlandi o bir anlik aydinlikta odanin icinde ayakta duran 100lerce farklı tipte Suretler vardı. Tiplerini tarif etmek gerekirse kisa boylu tuhaf bakan gözlere sahip sivri ve bulanık,yarı duman yarı suret hali olarak görünen,cok korkunç olmasalar da insan olmadıkları belli olan Suretler vardı.
Tam o sırada mum o yüksek ateş ile tamamen söndü. O ates evi aydınlatmis olacak ki babamin sesini duydum koşarak odanin kapisini açtı. Tam o sırada da mum sonmustu ve ben hareketsizce oturmaya devam ediyordum. Gördüklerim karşısında şoka girmiştim,babam geldikten sonrasını pek hatırlamıyorum babam beni soguk suyun altina sokmus o zaman kendime geldigimi hatırlıyorum.
Kendime gelince babam beni havlu ile kuruladi. Neler oldugunu anlattim bana kizdi ilk basta ama buldugum muskalar ve not defterinden bahsettigimde bana kizmasini bir kenara bırakıp hemen muskalar nerede diye kiler odasına bakmaya gittik.
Babam elini uzatti muskalari avuclayip aldi ve içeri getirdi. Muskalar yazilip kagida sarılmış ve dışlari guzelce bantlanmisti. Babam masanin üzerine koyup hepsini acti ve icinde cok karışık arapça yazılar yazıyordu. Hiçbirinin okunurlugunu bozmadan aldi içeriğini anlayamadı. Not defterine de bakti,ben sakin okuma baba ben bunu okuyunca bunlar oldu dedim. Babam gozu ile okumadan yuzeysel olarak inceledi. Sonra sabaha kadar icinde ne yazdigini araştırmaya başladı ama bunların kötü birsey oldugu belliydi tahminden oteye gitmedi. Sonra odaya iyice bakalim baska birsey var mi diye aradık taradik ama bulamamistik. Ben son olarak elime feneri alip muskaların oldugu yere iyice baktim orada bir tane daha muska vardı ve bu hocanin bana yazdigi ve kaybolup cikmayan bir diğer muska idi. O oldugundan emindim cunku köşelerini makasla kesmisti.
Hemen baba bunu da buldum bu bana yazdigi muska dedim babam onu da açtı icinde arapça yazılar vardı ve arka tarafında zuzumbilesi yazıyordu...
Onun ne oldugunu anlayamamistik zuzumbilesi latin alfabesi ile yazıyordu,babam hepsini bir zarfın icine koydu. Yarın ananemin babasina gitmeye karar verdik,onun birseyler bilecegini düşündük hic uyumadik daha o gece...
Sabah oldugunda babam namazi kıldıdi yola ciktik. Buyuk dedemizin yanina alel acele habersiz gitmis olmamiz onları cok sasirtmisti. Isin icinde bir cin olayi oldugunu anlamisti hemen ve yüzünden endiseli oldugu cok belliydi.
Olanları anlattik ve yazıların tamamini ona verdik. Tek tek inceledi ve bir kitap çıkardı. Arkasından kocaman arapça gizli bir şeyler yazan bir kitapti sayfaları cok eskiydi. Sayfaları karıştırırken yırtilacak gibi deforme olmustu.
Yaklasik yarım saat sessizce sadece muskalari inceledi ve sana bunu nasil yaptı dedi. Gözleri doldu...
Hemen neler oldugunu sordum ve ....Oglum bunların her biri bir kafir serliyi temsil ediyor...Burada 11 tane muska var ve 10 tanesi sana düşman bir tanesinide sana asik edip basina musallat etmis. Gidin o şerefsizi bulun bunu nasil yapti ise geri o çevirecek dedi.
Bende hocanin kaçtığını ve basimizdan gecen tum olayları anlattim. Muskalari gizlice oraya sana tuzak kurmak için yapmis dedi. Bunu neden yapti bir husumeti mi oldu dedi. Hiç bir sey olmamisti. Benimle ilk kez bu vesile ile tanismisti. Bir insan nasil bu kadar gunahi üzerine alıp,bana ve aileme hayati zehir edip bizi boyle bırakabilirdi?
Buyuk dedem beni okudu sadece okudu yapabilecegim bir sey yok dedi. Aklina mukayyet ol oglum seni çağrılan yerlere gitme dedi. Hiç rüyanda düğün gördün mü dedi.
Evet tabi ki gördüm hem de kac kere gördüm beni kurtar dedim ama elinden hic bir sey gelemeyecegi bakışı atip gözleri sulu sulu gözlerime bakti. Koca adam ağlıyordu gözyaşlarını görünce bende agladim sakallayi islak goz yaşları ile birbirine yapisiyordu. Cok ama cok üzüldüm inanin anlatamam...
Ciktik yola babam hocayi arayalım dedi o koyde telefon iyi çekmiyordu biraz iyi ceken bir yerde hocayi aradi ama telefonu hep kapaliydi,ulasamoyoduk. Babam cok sinirliydi damadin evini tarif ettim oraya gittik. Apartmanın önüne vardigimizda damadin arabasi yoktu. Arabadan inip o anki gerginlik ile apartman kapisi açılsın diye tum zillere bastim ve kapi acildi. Hemen onların kapisina kostum,babamda peşimden geldi ben kapıyı once actırdım,kapıyı damadin annesi acti.
Beni tanıdığı icin şaşırmadi ama terli ve nefes nefese oldugumu görünce biri beni kovaliyor sanmis noldu kim kovaliyor seni içeri gel dedi. Arkamdan babaminda gelmesini bekledim babam cok sinirliydi nezaket felan dinlemeden kadına bağırdı. Nerede o o...cocugu dedi,ama damadin annesi oldugunu bilmiyordu. Kadın şaşırdı ben dedim sana anlatacaklarim var dedim. Kadinin bir şeyden haberi olmadığı belliydi. Bizi içeri aldı ve anlatmaya basladim basimdan geçenleri...
Kadin hayret icinde beni dinledi. Oglunun boyle bir isin icinde olmasi onu cok uzdu kadin kendini agit yakarak resmen parçaladı. Bizde zaten yasli kadın,ölür mölür kalp krizi geçirir diye biraz sakin konusmaya basladik...
Kadin oglum demek bu yuzden gelini colugu cocugu alip apar topar gitti dedi. Damat istanbulda is buldum diye bir gecede pılını pirtini toplayip kaçmış,annesini de o sekilde yapa yalniz bırakıp gitmisti.

Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin