Galiba bunları okuyarak hata yapmıştım. Bana fayda yerine zarar getireceklerdi. Keşke dedem olsaydı. Dedem olsaydı bu raddeye gelmedi beklide… Dedem hoca ya gitmeme de karşı çıkmıştı ama onu ezip geçmiştik. O an nedense bunları düşünmeye başladım. Elim ayağım titreme başladı.
Arkamda birinin olduğuna emindim fakat bakamıyordum. Gerçekten korkular tüm bedenimi sarmıştı. Kapana kısıldığımı düşündüm. Kimseye haberde vermemiştim. Yolun sonuna geldiğimin farkına varmıştım. Yavaş-yavaş arkama dönmeye başladım. Kulağımda anlamsız bir uğultu oluşmaya başladı. Dualar okuyarak arkama döndüm ve arkamda televizyonun ön tarafında yan yana dizilmiş ve ellerini önüne alıp başlarını yere eğerek duran 7 tane cin gördüm. Tam arkamdaydılar. Onlara tamamen yüzümü döndüm. Resmen kas katı kesildim o an, ne ağzım kıpırdadı ne bedenim. Taş kesilmiştim resmen. Üzerindeki örtülerinden korkunç ya da normal bir surette olup olmadıklarını tahmin bile edemiyordum.
Ben donuk halde iken içlerinden birisi “EMREDiN” dedi. Üzerilerinde ki örtüden dolayı hangisinin konuştuğunu anlayamıyordum. Ben hala donuk haldeydim ve kıpırdayamıyordum. Onlardan gerçekten çok korkmuştum. Kapana kısılma korkusu vardı ve hayatım gözümün önünden geçmişti o anlarda… Vücudumda ki kilit çözülmüştü. Kaçmaya yeltenemezdim çünkü kapının önüne geliyorlardı. Sanırım bu düşüncemi hissetmiş olacaklar ki tekrardan “EMREDiN” dediler.
Sustum, diyecek laf bulamadım. Bu emredin olaylarından korkuyordum. Bunlarda zuzumbilesi nin ailesi gibi bana sonradan düşman olabilirlerdi. Başıma dert almayı istemiyordum.
3. kez “EMREDiN” dedi. Ben size ne yaptım dedim. Ortalardan birisi elini uzattı, kağıdı gösterdi ve sesi çok tiz bir şekilde; “Bizi sen çağırdın” dedi. Benimle insan gibi konuşuyorlardı. Olumlu ve anlayışlı bir konuşma üslubu vardı fakat sesinin tizliği kulaklarımı delecek cinstendi. Eli hala havada ve kağıdı gösteriyordu, kağıda uzandım aldım. Bunu istiyorsanız alın gidin dedim. Onu sana dede bıraktı dedi. Tahminim doğru çıkmıştı, dedem o kitabı alıp okuyacağımı biliyordu ve bana yol gösterici olarak bırakmış . Artık onların emrimde olduğunu anlamıştım. Ama bu nasıl olurdu, sadece bir kağıt okuyarak onları getirmek imkansız geliyordu bana…
Onlara dönüp net ve emreder bir ses ile; gidebilirsiniz dedim. Hiçbir şey demeden gözden kayboldular. Dedem bana onları bırakmıştı ama ben onları nasıl kullanacaktım bilmiyordum. Emretsem gidip zuzumbilesi ve bana düşmanlık yapan cinler ile bir savaş durumuna girebilirlerdi. Fakat bunlar 7 kişiydi ve zuzumbilesinin kabilesindekilerin sayısını tahmin bile edemiyordum. Dedem bu kadar şeyi düşünmüştü evet … Ama bu kadar az sayı ile hiçbir şey yapamazdım. Bu başlangıç ile devam edip bir plan yapmalıydım. Gidip kitabı aldım. Artık korkularım durulmuştu. Güvende hissetmeye başlamıştım kendimi. Kitaba en baştan başladım. Dedemin bu yazıları nereden yazdığını aramaya başladım. Kitabın sayfaları çok ve aşırı hassastı. Her tuttuğum sayfa yırtılacak gibi oluyordu. Ağır ve dikkatli bir şekilde sayfaları çevirip durdum. Daha en başlarda iken dedemin yazdığı yazının aynısını buldum. Ama dedem oradan sadece 1 bölüm yazmıştı. Ama o kocaman bir sayfaydı. Artık bende bir özgüven oluşmuştu. Korkularım azalmıştı ve elimde bu kitap emrimde bu cinler olduktan sonra her şeyi yapabileceğimi düşünmüştüm. O sayfayı tamamen okumaya başladım. Sayfanın sonunda kağıtta yazan 2. Bölüm yazıyordu. 2. Bölümü okuduğumda farkında bile değildim. Okumaya devam ettikçe bir anda ortam soğumaya başladı tekrardan, bende nasıl bir hırs ise okumaya devam ettim. ( insan gerçekten kendini kaybediyor, para hırsı gibi…) Bir anda cinlerin 7 side karşımda belirdi. Gelir gelmez içlerinden birisi emredersiniz dedi. Bu durumu sanki yıllardır yaşıyormuşum gibi rahat tavır sergiliyordum. Sırf deneme yapmak için, “Gidin annem ve babama bakın neredeler dedim” içlerinden birisi kayboldu. Diğerleri hala karşımda duruyorlardı. Aradan 10,15 saniye bile geçmeden geldi. Her gelişte nedense odadaki atmosfer değişiyordu. Tiz sesi ile; evlerinde değiller mevlitteler dedi.”
Gerçekliğini denetlemek için babamı aradım. Babam mevlit okuduğundan olacak ki açmadı. Annemi aradım, arkadan mevlit okunduğunun sesi geliyordu. Annem seni duymuyorum mevlitteyiz aşağı mahallelerde dedi. Bende tamam sonra ararım dedim. O an çok şey başarmış gibi hissettim. Bana gerçekten haber getirmişti. Onların gerçekten bana hizmet ettiğini o zaman anlamıştım…
O gece sabaha kadar kitabı okudum. Bir hırstı benimkisi, daha fazla şeyler öğrenmek için okuyordum. Okuduğum kısımlarda dedemin 4yazdığı kağıtta ki 5 bölümden 4 tanesini kitapta buldum. Kitabı tamamen üzerinde dikkatlice göz gezdirmeme rağmen dedemin yazdığı 5. Bölüm ile ilgili hiçbir kısım bulamadım. O gece sabaha kadar kitapta deli gibi 5. Bölümü aradım ama bulamadım.
Dedem ya bunu farklı bir yerden yazmıştı ya da kendisi kafasından yazmıştı. Neler yazdığını anlamaya çalışıyordum ama diğer bölümlerden farklı görünüyordu.
Sabah olduğunda uyuyayım diye yatacaktım. Saat sabah 6-7 civarlarıydı. Telefonum çaldı. Arayan babamdı. Ben çarşıya indim, sende iş aramıyorsan köye gel benimle hem odun kesme işleri var motoru olan adam gelecek gel sende yardım edersin dedi. Gitmeyi istemesem de iş olduğu için mecbur gidecektim. Akşamdan köye geldik. O gece herkesin yatmasını bekledim. Onlar yattığında cinleri çağırıp ne yaptırsam diye gaflete düşüyordum. Aklıma sürekli beni işten haberim bile olmadan patron ile ilgili bir şeyler yapayım diye düşünüyordum. Ama arada bir gaflette olduğum kafama esip duruyordu. Bunları kendi keyfime göre kullanırsam ileride onlar beni kullanacak diye düşünmeden edemiyordum.
Akşam olduğunda sadece çağırıp köydeki eve de gelip gelmediklerini test etmek istedim. ilk 2 bölümü yine okudum ve karşıma 7 tane cin tekrardan geldi. Onlara siz bu kadar mısınız diye sordum. Köyümüze gotürelim seni sayımızı görmek istersen dedi. Bu lafı beni gerçekten korkuttu. Benim emrimde olduklarını söylüyorlardı ama başıma gelen onca şeyden sonra kime nasıl güveneceğimi bilmiyordum. Onlara karşı düşük durumda görünmemek için şimdi zamanı değil. Bunun için daha münasip bir zaman bulmak gerekir dedim. Ama köy lafı beni çok korkutmuştu. O laftan sonra onlara şimdi gidebilirsiniz sizleri yine çağıracağım dedim. Yavaş yavaş gözümün önünde saydamlaşarak kayboldular. O gece biraz korktum. Annemler yatak odasında yatıyorlardı. Ben oturma odasındaki koltukta yatıyordum. Sağa sola dönerken uyumuşum. Gece bir ara tıkırtılara uyandım. Oturma odasını kırmızı güneşlikleri vardı. Sonuna kadar açılmıştı. Dışarıdan içeriye vuran loş elektrik direğindeki lambanın ışığı içeri aydınlatıyordu. Tam karşı koltukta ise 1 tane çok uzun sakallı biri oturuyordu. Yüzü gözü her şeyi ile insandı bu. Ama bizim evimizde gecenin o saatinde biri ne arasın….
Sürekli çenesini oynatıyordu. Benden gözlerini ayırmıyordu. Ben yatakta doğruldum. Ne olduğunu anlayamadım. Hiç kıpırdamadan duruyordu. O an dedemin bıraktığı kağıttan ezbere 2 bölümü okudum. (Bu anlar da gerçekten çok korktum) Okur okumaz 2 tane cin geldi ve resmen yaşlı adamı oturduğu yerden kollarından aldılar odada camdan süzülerek dışarı çıktılar. Bu durumu donarak izledim. Sakallı adam giderken bile kafasını arkaya çevirmiş bana bakıyordu. Gidişlerini öylece izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)
TerrorBu topraklarda yasanmis garip ve aciklanamayan olaylar