Ç.K.Yasanmis Bir olay -Bolum 3

4K 83 28
                                    

     neyse ertesi gun, annemlerin yengelerin yaptiklari borekleri de alip yasli ve kendi halinde bir kadin olan elvin teyzenin evinin yolunu tuttum. kapisina vardigimda once biraz urktum, ama basima gelen bu olayin bu kadincagizla ne ilgisi oldugunu ogrenmeliydim. kapiyi tiklattim. ses gelmedi. tekrar tiklattim. yine ses gelmeyince yuklendim kapiya. elvin teyze uykusundan uyandi. beni gordugu gibi bagirip cagirmaya basladi. -rahat birak artik beni allahin cezasi! soylemlerine hickiriklar karisti. elvin teyze dedim. demez olaydim. eline bir bardak alip kafama firlatti. elimdeki borekleri firlattigim gibi kacmaya basladim. kadin evinde ne var ne yoksa pencereden atti . tam koyun patikasinda mal gibi kalmisken koyunlarini guderek yanimiza gelen sedef beni gordu. gulumsedi. sedef benim koydeki askimdi, hayatim boyunca kafamda kalmis bir soru isaretiydi. ailem kendisinden pek haz etmiyordu ama ben icten ice bir ask beslemistim hep bu kiza. -yazik, dedi. bu kadin da yalnizliktan delirmis herhal. sen nire boyle? dedim ben sadece borek getirmistim kadincagiza. bosver onu dedi, bana yardim etmek ister misin? tam ne icin diyecekken koyun delisi riza cikageldi. ne zaman gorsem ya bir milyon dilenirdi, ya da bir tane sigara. assagi patikadan koy girisine dogru geliyordu, sadece ama sadece mezarliga bakiyordu. gozleri faltasi gibi acilmisti -biraz daha onune bakmazsa dusup bir tarafini incitecek. dedim. -bosver. dedi sedef/ deli iste.
     sedefle bir yandan sohbet ediyor, bir yandan koyunlari guduyorduk ta ki riza beni gorene kadar. riza tuhaf bir adamdi, sac sakal birbirine karismis tipik bir deliydi. ama bugune kadar benimle dilenmek disinda bir iletisim kurmamisti. ancak simdi baskaydi, beni gordugu andan itibaren gozlerini mezarliktan cekmis, benim uzerime odaklamisti. sedefle ikili olarak yururken yanimiza gelip ucuncu oluverdi hemen. surekli bir bana bir karsiya bakiyordu. eliyle karsiyi isaret ediyordu. yolun karsisina baktigimda ise bombos bir yoldan baska birsey goremiyordum. sedef oldukca rahatsiz olmustu ama riza gercekten dilenmiyor, sadece israrla, biraz da acitarak kolumu sikiyor ve diger isaret parmagiyla da bana yolun karsisini gosteriyordu. cebimden bir lira cikarip eline tutusturdum ve aldrimadan yolumuza devam ettik.
     sedefle koyunlari ahira yerlestirdikten sonra cilvelesmeden ayrildik. malum koy yeri, laf olur soz olur ama onu bir gun sessiz bir yere goturme fikri kafama cok yatmisti. yarin aksam uygun musun dedim? olmaz. dedi. gorurler, ancak sabaha karsi cikabilirim. tamam dedim. nereden alayim seni dedim, koy kahvesinin arkasinda kucuk bir koru var, oranin bitiminde dedi. anlastik. evin yolunu tuttum. kuzenlerle butun gece batak oynayip eglendikten sonra yatma vakti geldi. dedemle nenem karyolalarina yattilar. yerde halidan baska birsey yoktu. dedeme sordum: yahu siz neden burada yatiyorsunuz? nerede yatalim evladim dedi/ ee siz karyolada yatiyorsaniz yerde yatan kim? halida neden battaniye yastik falan yok? oglum, yerde yatan kimse yok ama sen istersen yatabilirsin dedi.
     dedemin bu sozlerinden sonra moralim iyice bozulmustu. allah kahretsin dedim ve hemen yatagima dondum. yorganin icine simsiki ortundum ve icimden dua okumaya karar verdim.
     Daha besmeleyi cekemeden ayni sesi duydum. sanki birisi cama tas atiyordu. cama carpan bir tas sesi gibiydi. hemen disari baktim ama ortalikta kimseler yoktu. yukardaki takirtilar iyice artmisti. sanki catinin ustunde birileri futbol maci yapiyor vay bediye dusunmekten kendimi alamadim. yatagimdan cikip isiklari yaktim. dedemleri  uyandirdim. -nooldu oglum dedi dedem. dedim bu yukardaki sesler nedir? butun gece uyutmuyorlar beni. dedem: farelerdir evladim, bisey yapmaz onlar sana sen yat uyu dedi. o an
Biraz olsun icin rahatlamisti. demek bunca zaman bosuna tirsmistim bu seslerden. gittim yattim. gozlerimi kapattim. uykuya hazirliyordum bedenimi. gevsemeliydim biraz. iki gunde inanilmaz yorulmustum.
     Guzel bir uyku cekmenin tam sirasiydi. guzelce dinlenmeliydim fakat nedense uyudugum uyku yarim yamalak geldi. sebebini anlayamadigim sekilde dinlenememistim.
ne kadar uyuyup uyumadigimi bile bilmiyordum. gozlerimi actim. hava hala karanlikti. hava karanlikti karanlik olmasina ama garip bir aydinlik vardi pencerede.
gozlerimi ogusturduktan sonra iyice dikkat kesildim. fakat artik emindim. bu isik kesinlikle ama keslinlikle penceremden gorulmesi mumkun, saga sola sizan sarimsi, kulube seklindeki muhurlu tuvaletin los isigiydi.
     heyecanla yattigim yerden dogruldum ve kosarak odadan disari firladim. saatin kac oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yoktu. ara odada yerde yatan kimse yoktu ama yerde battaniyeler vardi.

cildirmak isten degil diye dusundum panik halinde, fakat buna ayiracak vaktim yoktu. derhal bahceye ciktim. karsida kulubenin isigi hala yaniyordu.

once oraya gitmeli miyim yoksa bana inanmayan amcami mi uyandirmaliyim karar veremiyordum. en kotu karar kararsizliktan iyidir diye dusundum ve kulubeye dogru kosmaya basladim.

fakat kostukca icimdeki korku artiyordu. yine gelmisti o tuhaf usume. kulubeye varmaya az kalmisti. hava hala karanlikti, isik cayir cayir yaniyor ve her zamankinden daha da belli ediyordu kendini.

iceride biri olmak zorundaydi. korkularim beni esir almisti, daha fazla yaklasamiyordum, cunku neyle karsilasacagimi bilmiyordum. o anda aklima odunluga girmek geldi.

dedem kesecegi kadar odunu kestikten sonra kullanacagi odunlari ve baltayi her ihtimale karsi ambara kilitlerdi, hemen kostum, ambarin kapisini zorladim, acilmiyordu.

butun gucumle tekmeler savurmaya basladim. sonunda kapinin kilidi takildigi yerinden cikmisti. iceri girer girmez baltayi kucakladim fakat tam disari cikacakken kapinin kapali oldugunu farkettim.

zorladigim halde acamadim. kapinin dandik kilidi uzerime kapanmis olmaliydi. sanki butun dunya o lanet kulubeye ulasamamam icin el ele vermis gibiydi. ama bunlarin bir onemi yoktu.

elimdeki baltayayla gerekirse ambarin tahta kapisini parcalayip cikacaktim bir sekilde. tam baltami kaldirdim ki, tahtalarin arasindan bahcede tuhaf birseyin yurudugunu farkettim.
     tavuk desem degildi cunku o kadar kucuk degildi. ayrica iriydi. ama cok kisa birseydi. yuvarlak degildi ama elleri ayaklari varsa bile hic gorulmuyordu, kafasi yok gibiydi,ya da ben ne oldugunu anlayamadim. kopek degildi cunku cok daha hizli ve ritmik yuruyordu. resmen tek tek adim atiyordu fakat o kadar hizli ilerliyordu ki, attigi adimlardan ayaklarini secebilmek mumkun degildi.

hava tam olarak zifiri karanlik degildi, asiri koyu mavimsi bir renk vardi havada, o yuzden hicbirsey kolay kolay secilmiyordu. hizli yuruyen sey birden kayboldu.

cok tuhaf, kosarak gelen birseyin aniden kaybolmasi beni urkutmustu, birkac dakika boyunca yerimden kimildayamadim, gelen giden var mi yok mu diye yerimden cikamiyordum.

hayvanlar surekli ses cikariyorlardi, horoz durmadan otuyor, kopekler havliyordu. birden korkunc bir aciyla irkildim. attigim ciglik neticesinde butun hayvanlar kapali ambar kapisina dogru baktilar.

ellerimden kayan balta ayagima dusmustu, sol ayagiminda oyle korkunc bir aci vardi ki, acidan gozlerimi acamiyordum.

koskoca baltayi nasil dusurdugumu dusunurken birden ellerimin ne kadar terledigini, hatta boynumdan sirtima sirilsiklam oldugumu farkettim.

gozlerim hala kapaliyken ve ofkem tavan yapmisken butun gucumle kapiya saglam olan ayagimla bir tekme atarak disari cikmayi basardim. yerdeki baltayi aldim.

topallaya topallaya kulubeye gidiyordum. o kadar cok topalliyordum ki her topalladigimda dusmenin esigine geliyordum. artik kulubeye cok yaklasmistim.

tam vardim demisken birden sabah ezani okunmaya basladi. butun hayvanlar tekrar costu. saga sola kacismaya baslayan hayvanlara bakmak icin arkami dondum.

asil soku ise, sadece 10 saniye kadar sonra tekrar onume dondugumde kulubenin isiginin artik yanmadigini gordugumde yasadim.

Türkiyede Yaşanmış Cin Ve Hayalet Olaylari 2 (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin