Bölüm 4

10.3K 261 3
                                    

"Sen kaç yaşındasın"...

Işte bu beklemediğim bir soruydu.Susup kalmıştım.

"Şey ben.."

Ileriden sağa dön dediğinde hızlı bir dönüş yaptım. Hafif bir homurtuyla konuşmaya devam etti. "Evim burasi hep arabayi boyle mi kullanirsin"

     4 katli villaya baktigimda zengin olduklarina emin oldum. "Benim isim bu", dedigimde yuzumde pis bir gulus olduguna emindim. "Nasil bir ismis bu". Alayci sormustu. "Insene sen hadi". Saskinlikla arabanin kapisini acarak yavas adimlarla inip camdan bakip sırıttı. "Telefonumu almayı unutma". "buraya birakirim". Basimdan savmak icin kurdugum duz bir cumleydi. "Aslinda yarin burada olmayacagim ve o telefona ihtiyacim var" . Ne yapabilirim prens hazretleri?" "Okuluma birakabilirsin". Ah bir de okula mi gidecektim. Bu cocuk cidden can sıkıyordu. Oflayarak basimla onayladim. "Berrak kolleji 12D bekleyeceğim". "Tamam oglum gitsene artık" Gulumseyerek ellerini okul pantolonunun cebine sokup aniden arkasını döndü ve geniş bahçe kapısından girdi. 

         Saata baktigimda annemin beni birazdan arayip her zamanki sorumsuzluk nasihatlarini vermesine az kalmisti. Sansim varsa eve yetisip kurtulabilirdim. Hizla evin yolunu tuttum. Aklimda hala Gòkmen'in telefonu vardi. Ne almaliydim, baskasiyla göndersem olmaz miydi?. 

          Evin bahçesine hızla park ederek gizlice arka kapıdan girdim. Evimizin sultani beni yakalamıştı. "Kizim bu halin ne ustun basin darmadagin , aaaaa ustunde neden bu sutyen var, utanmiyormusun kizim, buluzun nerde" . "Kopek yedi". " iki ayakli bir köpek olsa gerek" "Sultanim birak odama gideyim yoksa validem beni o uzun konusmalarina mahruz birakacak". "Kac sen tabi kac, ama anan hakli sen adam olmazsin" "Kiz olmaktan gayet mutluyum". " dalga geciyor birde bacaksiz kos odana"

        Kosar adim odama cikip uzerime sade bir siyah elbise gecirip babetlerimi giydim. Saclarimi kabartarak yandan tutturup rujumu tazeledim ve asagiya ucarcasina indim.

       Etraf sakin olay yeri temizdi. Henuz katilim gelmemisti. Tam rahat bir nefes aliyordum ki annemin keskin sesi omzuma yayıldı. "Küçük hanım". Hızla arkamı döndüm. "Ee... efendim anne". "Bu vakite kadar neredeydin, projen bitti mi?". "Bitmek üzerr bende arkadaşlarla resimler için araştırma yapıyordum". "Umarım öyledir". "Öyle". "Yemek yedin mi?". Acliktan ölüyordum ama anneme daha fazla dayanamazdim basimla olumsuz anlamda isaret yaparak koltuga oturdum. "Babanla bu akşam acil Amerikaya gitmemiz gerekti, deden rahatsızlanmış o yüzden şimdiden uyarıyorum, okulu aksatmak, projeyi bırakmak, alkol, sex hiçbirşey yok". Iste simdi nasihat bombasi baslamisti ki sıķıldığımı belli edecek derecede gözlerimi devirdim. Hemen toparlanarak lafını bitirdi. "Dikkatli ol, Sezar burada olacak, sòzünden çıkma". Işte bu iyi haberdi. Sezar annemden daha genç ve oldukça yakışıklı güvenlik görevlimizdi ve oldukça geniş yapılı, rahat bir adamdı. "Ben yatıyorum" dedikten sonra odama yavaş adımlarla çıkıp kendimi sırt üstü yatağa attım. Huzura ulaşmama dakikalar varken telefonum çaldı.

-Efendim patron

-İş için aradım güzellik

-Ne işi

-Bahsettiğim araba bir hafta sonra liman yolundan getirilecek. Onu almamız lazım içinde yüklü miktarda mal var.

-Hallederiz

-Plan için iki gün sonra Halil'le galeriye gelin

-Oldu bil

-Sey bu arada bu gün yanındaki o çocuk kimdi

-Ha sadece bir arkadaşın emaneti

-islerle ilgisi yok yani

-Olamazda zaten çok cocuksu ve toy

-Peki sen öyle diyorsan

Telefonu tamamen kapatıp bu sefer garanti olan uykuma dönmek icin gözlerimi kapattım.

          Sabah uyandığımda iyi bir güne başlayacağım kesindi. Annemler yoktu, halide sultan köye gitmişti, tembel tembel yüzümü yıkayıp evde yanlız olmanın rahatlığıyla sigarami yakip merdivenlerden uyuz uyuz inmeye başladım ki arkamdan bir erkek sesi duyuldu.

"Küçük hanım ...."

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin