Kaçmak kolay mıdır aşktan ? . Ardına bakmadan her şeyi tek kalemde silip gidebilir misin?. Unutabilir misin yaşananları?. Hiç yaşanmamış gibi davranabilir misin ? . Dokunduğu yerlerin hiç mi acımayacak sanıyorsun, aramayacakmı ellerin ellerini, sızlamayacak mı kalbin onun adını her duyduğunda, onu anlatmayacakmı baktığın her yüz, gittiğin her sokak, içtiğin su bile ? . Kolay mı sanıyorsun aşktan kaçmak, damarlarına işlemişken, benliğine oturmuşken seni biz onu sen yapmışken, kolay mı sanıyorsun aşkı yok saymak... Sen yok sayarsın da bir yere kadar, o senin peşini bırakır mı?. Kalbini attıran yanında olmayınca kalbin tekrar öyle atarmı?. Kolay değildir işte bu yüzden aşktan gitmek, aslında gitmek diye bir şeyde yoktur aslında aşkta, sen ne kadar kaçarsan kaç, ne kadar koşarsan koş, aşk her zaman sol yanındadır...
Yerimden kalkıp anneme ve kirli dünyalarına tiksinircesine bakarak odadan çıktım, aslında nedenini bilmediğim bir şekilde duyduklarımı yadırgamamıştım. Kafamdaki soru işaretlerine öyle alışkındım ki, bana ben senin annen değilim bile dese inanabilirdim o derece. Yıllarca birbirine delice aşık zannettiğim anne babamın aslında zoraki evlilik sebepleri olduğunu öğrenmem mi koymalıydı bana?. Yoksa buna rağmen beni sevdiklerini söylemesi mi?. Beni pis dünyalarından saklayıp büyüttüklerini ima ederken, o pis dünyayla kendi hayatım arasında seçim yapmamı istemeleri mi?. Hazırlıklıydım işte, belkide böyle olacağını biliyorlardı ve o yüzden beni böyle büyütmüşlerdi. Yadırgamadan kabullenmem için, ellerinde daha kolay şekillendirmek için. Çünkü ben bir Hilarius'tum, ve bir Hilarius adına yakışanı kusursuz yapardı.
Saçmalık!!, düpedüz salaklık bu dedim başımı unutmak istercesine iki yana sallarken, yapmayacaktım, hayır onların daha çok kölesi olmayacaktım. Sanki şimdiye kadar onların parasına muhtaçmışım gibi beni para için kendi özgürlüğümden koparıp bilinmezliğe sokamayacaklardı. Yapardım, yapabilirdim, kendi hayatımı kendim kuracak kadar zekiydim.
Ya Gökmen?. Benim küçük adamım, ona böylesine alışmışken, onun için defalarca yıkılmama rağmen direnmiş ve onun sevgisini kazanmışken, yapamazdım, gidemezdim ondan, biliyordum bu dünyada en büyük zayıflığımdı o, yapmak isteyipte yapamadıklarımdı. Elimden alınmış çocukluğum saklıydı gülüşünde, yaşayamadığım ergenliğimdi bedeninde, ben oydum, ondaydım.
Bu güne kadar hiç tercih hakkı sunulmamış, duvarlar ve emirler altında ezilen güçlü olduğunu söyleyerek kandırılan genç yaşta kadın olmaya zorlanmış bir çocuktum ve en büyük özgürlüğüm Gökmen'di onu benden alamazlardı, buna izin vermezdim, canım pahasına olsa bile ayıramazlardı.
Şu an tek ihtiyacım olan ona gitmek kollarına atılmak ve hep yapmak isteyipte acizlik olduğunu öğrendiğim için yapamadığım gibi kollarında hıçkırarak ağlamak istiyordum. O benim ilacımdı, ailem ise yaram. Onlar beni kanattıkça o iyileştirirdi. O yüzden ben oydum, oda ben yani bizdik kısaca...
Arabayı hızla onun evine sürerek park yerine girip frene asıldığımda, evlerinin çalışanı koşarak çıkarak bir çığlık attı. Beni gördükten sonra rahatlamış gibi bir ifadeyle kapıyı sonuna kadar açarak " Hoşgeldiniz" dedi. Konuşamıyordum, ağızımdan kelimeler çıkmayacak gibiydi, konuşşsam ağlardım ama o burada olmamalıydı. Onun kollarına ihtiyacım vardı. O huzur veren kokusuna, şefkatli ellerine.
Başımla kadına selam verip hızla onun odasına çıktım. Kapıyı açtığımda kulaklığıyla yatakta yatmış uyuyor gibiydi. Varlığımı hissetmiş olmalı ki bir anda gözlerini açtı. Kısa bir süre bakıştık, yalvarır gibi baktığımdan emindim, bir adım atacak dahi gücüm kalmamıştı sanki. Yavaş yavaş başım dönmeye başladı bilincimi kaybeder gibi oda ve onun gözleri etrafımda döndü.
"Yardım.." cümlemi tamamlamadan hissettiğim iki sıcak el belimi kavradı ve havalandığımı hissettim Nane kokusu ve vanilya, huzurum...
"şiştt sakin ol hepsi geçecek...." son duyduğum söz bu olmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sevgilim
ChickLitOlması gereken yanlış zamanda oluyorsa, söylenmesi gerekenler soylenmiyorsa, yaşanılan her şeyi bir kenara atın. Atın çünkü anlamı yok körü körüne bağlanmanın , anlamı yok içten içe bir aşkı yaşamanın, çünkü aşk dolu dolu yasaninca güzel, çünkü aşk...