Bölüm 50

4.8K 158 8
                                    

Siz dialog istersinizde ben yazmazmıyım babyler... :) special  for -brent- and my other lovely readers... 

               Uzun süren iç hesaplaşmamdan sonra iç sesime tekme atıp kafasını kırdım pişman değilim hakim bey yine olsa yine yaparım beni aşkla taciz ediyor. Kafamı sallayıp aptalca gülüşümü yok ettikten sonra ciddi bir ses tonuyla konuşmaya çalıştım artık ne kadar ciddi olabilirsem. 

" O zaman neden senden ayrılmasını istiyorsun salak"

" Because sonuç olarak yarın uçağa binince bütün herşey bitecek sende biliyorsun o Serkan yani, en fazla iki gün sonra o bar senin bu bar benim... üff söyletme beni"

" Sana salak olduğunu söylemiştim ama bence sen tam bir brainless'sin canım"

" Nedenmiş çok bilmiş bayan"

" çocuk kapına kadar dayanmış alkol komasına girmesine sayılı promil var şu an yukarda yatağında uyuyor ve gördüğüm kadarıyla kıyafetlerin hala üzerinde sende benimle buradasın"

" Yani?"

"Serkan eski serkan olsa şu anda orada inliyor olurdun yani..."

" Benimle sevişmemesi başkasıyla sevişmeyeceği anlamına gelmiyor Mel"

" Bildiğim bir şey varsa seninle sevişmemesi sana değer verdiği için seni o yatağındaki sürtüklerin yerine koymadığı Ala ve eğer o sürtükler gibi unutulmak istemiyorsan o sürtükler gibi davranıp çocuğu kaçıracağına çık ve ona söyle"

" Sen sanki çok söyledin çocuk seviyorum diyor sen he he tamam "

"Bizim durum çok farklı bir kere"

" Nesi farklıymış?. Yaş farkı diyorsan oradan bakıldığında o senin abinmiş gibi duruyor"

" ne demek istiyorsun sen"

" Valla çocuk taş diyorum"

" Sanada iyiki bir kelime öğrettik lan cıvıma enişten o senin"

" Diğeride senin enişten olacak"

" Bu gidişle x- enişte olacak bence"

" Ya Mel söylemesene öyle"

" Ben lafımı sakınmam" 

" O ne demek?"

" Boşver diziden alıntı anlamazsın" 

                Almahara kollarını önünde birleştirip bana öldürücü bakışlarını attığında sıvışmam gerektiğini anlayıp odama kaçtım. Bu sinirle değil beni evide romayıda yakar. Ama oh olsun ben eşşeğim bari o eşşeklik yapmasın.

          Ben bunları düşünürken odaya girdiğimde yatakta bana göz kırpan karın kaslarına ve adonislere bakıp iç geçirerek bir kerede sesli tekrarladım " Ben cidden eşşeğim". Dokunsam uyanırmı ki?  Bence siksen uyanmaz bu sarhoşlukla dedi içimdeki şirret yanım. Sen sus az önce aşk tabloma basıyordun eksileri sie... deyip dolabı açarak üzerime rahat bir şeyler giyip yatağa yürüdüm. Ama bu haksızlık ya, dünyanın 8. harikası bunlar , böyle şekilli şekilli, bir de tüyü yok, valla diğer kızları bilemem ama ben çok şanslıyım sevdiceğizimin tek bir tüyü bile yok... 

                   Homurdanarak yanına uzanıp üzerinden attığı pikeyi tekrar örterek yanına uzandım. Yok ama ben örtünsem yatak alev alır onu öyle görünce böyle bir menepoz belirtisi gibi sağdan soldan alev alev... Sakin ol Melissa sakin ol sadece tatlı bir yaratık o, adıda Gökmen. Gözlerimi kapamaya zorlayıp kendimi yatağın en soğuk tarafına bırakarak hormonlarımın stabil seviyeye gelmesini sağlamak için beynime uyu komutları yolladım, kısa bir süre sonra başarılı olmuş olmalıydım ki göz kapaklarıma sürgü vurduldu... 

                +++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

              Sabah uyandırılma biçimleriniz arasında favoriniz ne?. Anne çığlığı, yakıcı güneş, lanet bir alarım, yada yataktan düşme sendromu?. Benimki bunlardan hiç biri değil işte benimki şaşkın Gökmen seansı... 

               "Melissaaaa" diye bir sesle gözlerimi zorlukla açarak pikeye sarılmış bana bakan Gökmen'e tek gözümle bakıp tekrar başımı yastığa koyup mırıldandım. " Ne var Gökmen" ve uykuya geri dönüş çabası. " Ben buraya nasıl geldim" . Sırtımı dönüp popomu umarsızca ona doğru atarak "Kapıdan ve bırak uyuyayım" dedim aynı uyuzlukla. " Ne zaman ve ben neden çıplağım". He işte eğlenceli kısım bu oluyordu sanırım dedim kendimi uyanmaya zorlayarak. 

              Yavaşça yüzümü ona doğru dönüp gözüme düşen saçlarımı arkaya itip 32 diş gülümsedim. Sevimli bakışlar attığımı biliyordum ama ben ancak piçlik yapacaksam bu bakışarı yapardım işte o bunu bilmiyordu. "Hatırlamıyor musun sevgilim" kısa bir sessizlik şaşkın bakışlar.. " Neyi aşkım".

" Dün gece sen Serkan'la bizi aradınız sonra biz açmadık ya". Başıyla onaylayıp "Evet" dedi. " Sonra siz içip içip buraya geldiniz". Biraz düşünüp eliyle anlına vurdu. " Peki sonra?". " Bizde işte sizi ayıltalım dedik eve aldık, ama sen ille odamıza çıkalım diye tutturdun beni kucağına aldığın gibi hopp buraya". Gözlerimle yatağı göstererek göz kırptım. 

 " ben seni yatağa yani biz?". Yüzü renkten renge giren tatlı yaratığıma aldırmadan tekrar 32 diş sırıttım. " Yaa öyle işte harikaydın hayatım" deyip yanağından öpüp  yataktan kalkıp yerdeki eşyalarını ona fırlattım ve banyoya yürüdüm. 

 Kapıyı kapatım saydım 1, 2, 3... Ve bingo Gökmen kapıya dayanır. " Melissa ben şey özür dilerim yani ben onca sözden sonra öyle bir eşşeklik..." 

Kapıyı açarak yıkadığım ellerimi kurularken ona baktım. " Haklısın aşkım sarhoş olman büyük eşşeklikti yani canımı çıkardın".

Tekrar bir kızarma molasından sonra yüzüme baktığında kahkahalara boğulmamak için dilimi ısırdım. " Ben böyle olsun istememiştim" dedi üzgün bir ifadeyle. Cidden özel bir ilk istediği belli oluyordu. 

Daha fazla işgence çekmesini zevkle izlerdim ama okula geç kaldığımızı anlayınca bu kadar yeter diyerek konuştum. 

" Bir dahaki sefere benimle uyumak istediğinde lütfen sarhoş gelme çünkü sarhoşken çok konuşuyorsun ve horluyorsun  yatarkenden uyuyup kaldın ve seni soyarken canım çıktı yinede sana sarılıp uyumak dediğim gibi harikaydı."

Yüzüme duvara toslamış gibi bakarak ağzı o şeklini aldı.  " yani biz  şey",  "Sen ne sandın aşkım" dedim bilmemezliğe vurarak. " Hiç yok bir şey aşkım bir daha içmek yok" .  "Bencede" dedim gözerlimi devirerek. 

" hatırlamayacaksan içme..."

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin