"ben 21 yaşındayım". Kelimeler dudaklarimdan suursuzca dökülmüştü. Gözlerimi açıp Gökmen'e baktım. Yüzündeki ifadeyi cozememistim kızgın mı kırgın mı bilmiyordum. Yavaşça uzerimden kalkıp yanıma oturdu. Başını hafif yana eyip gözlerime bakmaya devam etti. Ben hala ne söylemem gerektiğini bilmiyordum. Sıçtın sıvama ve sus diyordu iç sesim.
"Bilmem gereken başka ne var?" Evet mantıklı bir soruydu ama nereden baslamam gerektiğini bilmiyordum. Hayatım o kadar karmaşıktı ki zaten ben bile bazen ne doğru anlayamiyordum.
"Su an için aklımda daha önemli bir sey yok"
Bana bakıp hafifçe gülümsedi ama bu gülümseme mutluluk değil kabullenme gulumsemesiydi. Sanki sindirmeye çalışır gibi kısa ama alaycı.
"Vay be" bunu söylerken bana odaklandı. "Aslında anlamam lazımdı bu seker şeyler bir liseliye göre fazla iyi". Parmağıyla gögüslerimi gösteriyordu . Sinirden kızarmaya başlamıştım. Ben burda korkudan öleyim beyefendi ibretlik tespit yapsın.
"Gökmen seni öldürürüm". Sesim tıslar gibi çıkmıştı. Ellerini ben masumum der gibi kaldırıp dudaklarını büzdü. "Bu arada sende hic liseliye benzemiyorsun dedim belden aşağı bir imada bulunup gözlerimle isaret ederek. su an Gökmen'in 50 tonunu izliyorsunuz. Intikam nihahaha.
Başını sokup gülümsedi. Daha sonra yanına sokularak saçlarına saldırdım. hadi ama babam yapınca içimde kalmıştı yapmalıydım. Beni durdurmak için kollariyla sarıp göğsüne bastırdı bende nane kokusunu içime çekerek boynuna masum bir öpücük kondurdum. Daha sonra ellerini saçlarıma atıp okşamaya başladı.
"peki ne okuyorsun, yada okudun?". Kabullenisinin rahatlığıyla konuştum. "Criminal psychology". Abartılı bir şok tepkisi verdi. "Bizim suçlu suçlu peşinde yani".
"Eski suçlu dikkatinizi cekerim beyefendi". Başıyla onaylayip tekrarladi "Eski suclu..".
Ne kadar süre sarıldığımızı bilmiyordum ama bir süre sonra nane kokusu ciğerlerime işlerken göz kapaklarım bana ihanet edip kapandı.
Sabah uyandığımda boynumda hissettiğim nefesle sağa döndüm, gökmen en masum haliyle yine karşımdaydı, saatin erken olduğunu umarak yavaşça ona dokundum. Uyanmaya niyeti yok gibiydi. Gökmen kalk dedikçe sanki daha derin bir uykuya sürükleniyordu ama eğer kalkmazsa bunu ev halkına açıklamam zor olabilirdi.
Uzun uğaşlar sonunda gözlerini aralayıp baktı. "kalk uykucu babam odada" dememle zıplaması bir oldu. Kahkahalar atarak yerde tepinmeye başladığımda yine kandırıldığını anlayıp üzerime saldırdı. Ne olduğunu anlayamadan yüzüm poposuyla tanısmıştı neden ? Cünkü beni omzuma attı!. popoları bile sexy ısırmalıyım dedi iç sesim sürtükleşerek, bense bu sapık düsünceden kurtulup indir beni diye yalvarmaya başlamıştım. Ikinci kata kadar indikten sonra beni yere bıraktı. Üzerimi düzelterek ona bittin sen bakışımı attığımda kahkaha atan o olmuştu. "popoların çok iyiymiş" dedim utanmazca iç sesimi dinleyerek ve yine utançtan kızarmaya başlarken kahkaha atma sırasını alarak katıla katıla gülerken babam kolidorda gözüktü.
"Olay ne" dedi tek kaşını kaldırarak. Gökmen telaşlanırken ben sakince gülümseyip, "uyku sersemi duvara cıktı" dedim oldukca inandırıcı olduğuna emin olarak. Baba popolarına iltifat ettim ve isırmak istiyorum diyemedim içimde kaldı. Babam da gülmeye başladı ve zar zor bizi kahvaltıya çağırdı.
Aşağıya indiğimizde annem krep yapmakla meşguldü, Gökmenle birlikte bir seyler atıstırırken annemle babamla sohbet ediyorduk. Mutluydum, sonunda aradığım huzuru bulmustum. Tam arkama yaslanıp rahatlamak üzereydim ki Gökmen'in telefonu çalmaya başladı. Telefona bakarak yavaşca yerinden kalkmak istedi ama kolundan tutup oturttum. Ters giden bir seyler vardı emindim.
Telefonu tedirginlikle actığında annesinin sesi evin öteki ucundan bile duyulabilirdi.
"Seni o lanet kıza gitmemen icin uyardım piç kurusu şimdi hemen eve dön yoksa seni eski çöplüğüne yollarım"....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sevgilim
ChickLitOlması gereken yanlış zamanda oluyorsa, söylenmesi gerekenler soylenmiyorsa, yaşanılan her şeyi bir kenara atın. Atın çünkü anlamı yok körü körüne bağlanmanın , anlamı yok içten içe bir aşkı yaşamanın, çünkü aşk dolu dolu yasaninca güzel, çünkü aşk...