Bölüm 7

8.7K 236 0
                                    

Mankenlik yapmak çılgıncaydı ama kimse fark etmeden arabaya istediğim gibi girip çıkabilirdim. Sevinç danslarıyla odama çıkıp kendimi yatağa atıp derin uykuma zorda olsa daldım.

      ----------

        3 gün geçmişti annemler hala işimiz uzadı gerekçesiyle gelmemişti. Sezar kendi halinde ben kendi derdimde geçiniyorduk. Bu akşam işi bitirmeliydim. Patron mankenlik için bir şirket ayarlayıp beni içeri sokturmayı başardı. Aslında zor olmamıştı bedenimi beğenmişler balıklama atlamışlardı. Bütün herşeyi son kez gözden geçirip giymem gereken siyah dar bugatti yazan elbiseyi giydim. Gerçekten çok kısaydı ve uzun çizmelerim dizime kadar geliyor bacak boyumu dahada uzun gòsteriyordu. Topukluyla boyum 1.80 i geçmiş olmalıydı. Yanımdaki erkek manken Patron'un kardeşiydi. Gerçekten tapılası yüzü ve minik bir beyni vardı. Ama katlanmak zorundaydım.

           Yaklaşık kırk dakika sonra hazırlandıktan sonra bara gidip ufak beyinli arkadaşın arabasına bindim. Siyah bir takım elbise beyaz bir gömlek giymişti. Yüzde yüz bir erkeksi kokusu vardı. Son uyarılarımı dikkatle dinlemiş ve konuşmamıştı.

          Müze tıklım tıkıştı. Her yerde insanlar vardı. Işte tanımamak için ikinci planım maskeydi. Buradaki.çoğu insan annemi babamı ve doğal olarak beni tanıyordu. Görevlilerle konuşup maskeleri takarak arabanın yanına geldik. Kısa süren aramadan sonra bizi arabanın dibine girmemiz için bıraktılar.

             Gelen misafirler arabayla fotoğrafımızı çekiyor bizde bilgi veriyorduk. Her parçasını anlatmak ve tanıtmak zorundaydık. Arabaya her girdiğimizde bölmelerden aldıgımız malları ceplerimize ve Cizmemin icine acele acele sokuşturup hiçbirşey olmamıs gibi anlatmaya devam ediyorduk. Mallar bittiğinde rahatlayıp dikkat çekmemek için işe devam ettik. Diken üstündeydik milyon dolarlık mallarla dolanıyorduk.  Patrondan işaret geldiğinde hızla arabadan çıkıp son fotoğraf pozumu vererek yürümek üzereydim ki tanıdık bir ses duydum. "Hey sen". Arkamı döndüğümde Gökme gözlerimin içine bakıyordu. "Ne var". Ciddileşip konuşmasına devam etti.  "Nasil mankensin sen daha duzgun konusmayi bilmiyorsun benden özür dile". Gördüğün gibi gayet sexy bir mankenim ve ben özürlere tokum".  Arkamı dönüp kaçmak üzereydim ki kolumdan tutup beni durdurdu. "Nereye güzelim işini yap arabayı tanıt". Dişlerimin arasından sinirli bir şekilde konuştum. "Gökmen seni öldürürüm". şaşkınlıkla bakarak maskeye dokundu ki hızla geri çekildim. "Kimsin sen". "Seni ilgilendirmez".

        Hızlı adımlarla çıkışa ulaşıp patronun arabasına bindim. Oda hemen bana dönüp sorgular bakışlarıyla sordu. "Bir problem mi var sana asıldı mı?" . "Yoo hayır sadece fotoğraf istedi". "Emin misin". "Evet". Sesimin emin çıkmasına sevinip malları çıkarıp arabanın çekmecesine bıraktım. O sırada gözleri parlayarak konuştu. "Bunu yapacağını biliyordum". Elinde ağır bir zarfı uzatarak bana yaklaştı. "120bin". "Biraz fazla değil mi". "Isinin karşılığı". Alarak çantama atıp arabadan indim, arkamdan gür sesiyle konuştu. "O lanet elbiseyi değiş bence çok kısa". Umursamayıp  yola yürüdüm. Taksi bulmalıydım arabam galerideydi ve bu yolda tek bir taksi bile yoktu. On beş dakikalık bekleyişten sonra siyah bir Evo 9 gelerek dibimde durdu. Siyah cam otomatik olarak açıldığında iki parlayan göz gözlerimi buldu. "Atlasana". "Òlsemde o arabaya binmem". "Korkma güzelim seni yemeyiz bunu söyleyen Serkan'di arabayi o kullaniyor Gökmen yanında bana gel bakışı atıyordu. Başka çarem olmadığını anlayarak arka kapıyı açıp bindim. Erkeksi parfüm kafamı dağıtmıs beni mayıştırmıştı. Arabayı sürmeye devam ederek müziği kıstı. Konuşan Gòkmen olmuştu. "Nereye gidiyoruz". Merkez'e... Cevabımın kısalığından hoşlanmadığını belli eden bir bakışla arkasını döndü. "Sen nasil bir kadinsin yahu, iyilikte yaramiyor"  "Arabayi durdur o zaman ineyim". Serkan gülerek daha da hızlandı. Gökmen de ona katılarak gülerek konuştu. "Kim olduğumu nereden biliyorsun". "Tahmin etmek zor olmadı bir odunu nerde olsa tanırım". "Hahah odun mu beni tanimiyorsun bebegim". "Ne ara senin bebegin oldum ben". Beni reddettigin andan beri". "Bu seni ilk reddedisim degil".

Sorgular gibi baktiginda yuz ifadesi gerilmis ve sinir oldugu belliydi. Bu durumdan sıkılarak maskemin ipini tutup çektim. Maske bacaklarıma düşerken şaşkınlıkla fısıldadı.

"Se.. sen Melissa.."

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin