Bölüm 29

5.5K 170 2
                                    

      Kafamı toplayamıyorum, ne kadar uğraşsamda lanet bir kitabı bile okuyamayacak kadar acizim şu an. O lanet gecenin üstünden tam tamına 3 gün geçti, ama acısı hala o günkü gibi. Yaptığım hiçbir şeyden zevk alamadım. Hırsızlık, kumar arabalar hiçbiri eskisi gibi ilgimi çekmiyor du, geceleri uyurken hep Gökmen'i ve amcam olduğunu düşündüğüm o adamı görüyor lanetler savurarak uyaniyordum.

         Zorla da olsa okumaya çalıştığım kitabı bırakıp eve gitmeye karar verdim. Melih sürekli pesimdeydi, bana olan aşkına hep saygı gostersemde neden bu kadar çekici bir erkeği sevemiyordum. Yüzümde saçma bir gülümseme oluşurken dün yaşadıklarım aklıma geldi.

        Melih'le beni nasil bulduysa tamamen tesadüf eseriymis ki cafeye kahvaltıya gittiğimde karsılaştık.  Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra benim somurtmama dayanamayıp beni zorla su altı dünyasına götürdü.  Tamam biliyorum ergence ama ben balıkları çok seviyorum ne var yani benim ruhum genç bikere...

            Deli gibi köpek balıklarını ve vatozları izledik. En son çıkışta kahve iç meye oturduğumuzda gün boyu Melih'i ve beni kesen kızlara ters bir bakış attım.  Ne var yani adam benimle standart altında boylarinizla ve o gökdelen topuklarinizla neyin kafasindasiniz yavrum?.

          Melih bana heyecanla lise Günlerimizi hatırlatırken, garson gelip siparişleri aldı. Oldukça yakışıklı bir garsondu ama Gökmen'i yada Melih'i geçemezdi. Garsonla göz göze geldiğimiz de gülümseyip siparisimi verdim oda Melih'in siparişini alarak bana göz kırpıp uzaklaştı.

       Tamda o anda ne oldu dersiniz o topuk kafalardan biri gelerek masamiza ellerini vurup bağırmaya başladı.  Bana hemde bana ?.!! wtf is goin on ? "Bulmuşsun taş gibi çocugu bir de utanmadan ona buna göz kırpma, yazma yazık değilmi bu adama ne terbiyesiz kızsın"

      Melih ve ben ağzımız açık kıza bakarken kızın Melih'ten kalkıp bir şey yapmasını bana kızmasını beklediğini anlıyordum. Melih le ayni anda bir kahkaha atıp kendimizi daha fazla tutamadik. Kız bize nörüyonuz bakışı atarken biraz nefeslenerek konuştum.  "Birincisi bu seni ilgilendirmiyor, ikincisi yinede beni güldürdüğün için söylüyorum sabahtan beri kestiğiniz şu adam sevgilim değil". Melih kesme olayın dan sonra kızarır ve kıza bakamaz tabi tanıyorum malımì. Elini bile tutsam itfaye arabasının rengiyle yarışacak adam. Kalkıp kızı zorla oturdugum yere oturdup Melih'e döndüm. "Bak koçum beni seviyorsan şu cesur kızla bir kahve iç ben okula gitmeliyim". Ikiside şaşkın şaşkın bana bakarken çoktan arabama binip okula diye kaçsamda evime koşup kendimi içkime adama kararı aldım.

       Eve girmek için kapıya tekme attım çünkü anahtarim kilitin içinde kırıldı.  Acemice eve girisimden sonra ilk duyduğum ses annemin sesi oldu. "O kapıyı rahat bırak ve hemen salona gel küçük hanım".

       Oflaya puflaya çantami bir kenara savurup salona yürüdüm, ne istersin benden a kadın, daha içki içecektim, Bayılacak tım ama yok Melissa hep meşkul...

     Salonun kapısını olsun kırmadan açmanın zaferiyle iceri bir adım atıp neşeli bir sesle "Anniş.." dememle gözlerimin salonumuzun baş köşesinde oturan yeşil gözlü yaratikla birlesmesi bir oldu.

"Gökmen. ..". Adı fısıltı gibi dudaklarımdan dokulurken anneme ters bir bakış atıp hayatımda ilk kez bağırdım.  "Onun bu evde ne işi var!". Annem yumuşak bir sesle cevapladı. "Konuşmamız ve konuşmanız gerekenler var sanırım".

       "Amcamìn oģluyla sevgili olduğumu ne zaman söylemeyi düşünüyordun An-ne!"...

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin