Bölüm 65

3.7K 115 3
                                    

       Ayaklarımdaki son güçle anneme gidiyordum, aslında hiç annem gibi olmayan kadına, bana verecek bir hesabı ve bir hayat vardı, geri donebilmem için, insan olabilmek için gelecekte kendi çocuğuma gerçek bir anne olabilmek için bana verilecek bir hesabı vardı.

       O yolu nasıl gittim bilmiyordum, sokakları nasıl buldum, arabam yolu nasıl buldu ilk kez bilmiyordum, belki ölebilirdim, son nefesimi bu yolda verip kurtulabilirdim ama olmadı.  Evin bahçesine girdiğimde başardığım tek şey hayatta kalmak olmuştu.

        Kapıyı açan Halide sultan'a bile nefretim vardı, her şeyi bildiğini başından beri beni kandirdigini, annemin yerine koyduğum ve şefkat aradığım kadının bir yalan olduğunu yüzündeki pismanlik dolu bakışları ele veriyordu. Onada düşmandım artık, kendi öz ailemede.

      Hızla aşagıya inip bodruma ulaştığımda o gün duyduğum küf ve havasızlıktan nemlenmis duvar kokusu yine burnuma çarptı. Ne kadar da körmüşüm dedim kendi kendime, Salaksın dedim.

       Içeri girdiğimde pis meydanı arkamda bırakırken kac gündür bedenimi terk eden güç sanki şu an fazlasıyla geri dönmüş bana savaş diyordu, yenilen haklarını geri al...

     Kirli perdeyi tekmeleyerek itip arkasına geçtiğimde sinirden ellerim titriyordu, tırnaklarımı avuclarima bastırarak tekrarladim, buraya ne için geldiğini unutma, seni tekrar kandirmalarina izin verme diye beynimde yankilaniyordu.

     Annem ve Sezar beni gördüğü anda Sezar annemden izin isteyip bizden uzaklaştı. Yanlız kalmamizin verdiği cesaretle kirli koltuğa  yaslanıp başında durdum. Annem hafif bir tebessümle bana bakıp o iri gözlerini açtı.

     "Doğru kararı verip buraya geleceğini biliyordum, senin bir Hilarius'a yakışır biçimde davranacagina emindim kızım. Hoşgeldin otur konuşalım"dedi eliyle pis koltuğu göstererek".

     "Her zamanki gibi kendinizden eminsiniz fakat birincisi ben hiç bir zaman sizin kızınız olmadım"

     "Ama..."

    "Neden biliyor musun çünkü senden bir yönetici olurdu, bir başkan yada ne bileyim belki doktor bile olurdu ama senden anne olmazdı, annelik parayla ölçülerek yapılmaz Himra HANIM"

   "Melissa"

     "Ha söyle doğru bildin ben Melissa'yım sadece kızın değil, Bir Hilarius olmak hiç bir zaman umrumda olmadı ben sadece çocuk olabilmek anneme sarilabilmek istedim, babam bana kızsın istedim, beni korusun istedim, ama baksana elimde ne kaldı, yalancı bir kadın ve benden konuşmaktan kaçan bir adam"

     "Biz seni korumak icin..."

     "Sus.. Daha fazla konuşma bu güne kadar hep sen konuştun şimdi ben konuşacağım sen dinleyeceksin! , şu pis koltuğu görüyor musun bana otur dediğin o bile senin o taş kalbinden daha temiz, daha fazla gururumu ezip senin o pis suratının karşısında iki büklüm durmayacagim, çünkü sen aynı seviyede durabilecegim bir insan bile değilsin"

      "Sakin ...".

    "Şst ne demiştik ben konuşacağım ve ilk kez bu kadar sakinim soylemene gerek yok, unuttun mu 6 yaşındayken en sevdiğim arkadaşımı evden kovdugunuzda ağladım diye beni amerikaya yollamistiniz, sakin olmayı öğrenmem cezamı cekmem kimse için uzulmemem için, sonra bana pahalı oyuncaklar alıp hizmetciyle yollayıp beni sevdiğinizi söylemiştin, işte ben o gün öğrendiğim gibi sakinim, ve sizi kaybetmek zerre kadar umrumda değil, şimdi ben konuşacağım soracağım sende cevaplayacaksin yoksa tanrı şahidim olsun kendi elimle o egondan tavan yapan kafana ben sıkacağım ve her cevap için üç saniyen var". Belimdeki silahın namlusunu onun  başına dayandığımda bunu nasıl yaptım bilmiyordum, ama bu gün intikam vaktiydi.

"Söylesene Bayan Hilarius, babamla gerçekten neden

evlendin"

3...2...

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin