Özel Bölüm

4.3K 136 8
                                    

Ask en zor olanı  seçerdi her zaman, zor kız zor insan zor hayat , aşk basit değildi çünkü seni sımayı severdi, ardına bakmadan kacarsan aşkın ne anlamı vardı ki?. Aşk imkansızı severdi her zaman, işte bu yüzden eğer aşıksan hiçbir şey imkansız değildi...
        Inatla kosmalìydın aşka, sonunda kaybedeceklerini umursamadan, dişinle tırnağınla kazıya kazıya kazanmalıydın onu, çünkü emek yoksa aşk yoktur. Kolay kazanılan hiç bir şeyin hevesi uzun sürmez bu yüzden, kolay paranın kolay bitmesi gibi kolay aşk kolay biterdi.
      Işte bu yüzden eğer aşıksan zor olmalıydı.  Kaybetme korkusuydu aşkı zor yapan, nankör bir yaratıktı insan, elindekini kaybedince anlardı her şeyin değerini, işte  bu yüzden kaybetmeyi hazmedemezdi...

    
           Derin bir nefes alıp ofisteki bilgisayarı kapatıp üzerimi düzelttim. Odamdan çıkıp gideli 2 saat olmuş olmasına rağmen hala o anki gibi huzursuzdum. Yavaşça yürüyerek ofisten çıkıp park alanına yürüdüm.

Eve gidecek bir şişe konyak alıp bayilana kadar içecektim.  Işte onsuz bir günün Özeti, ardı ardına biten şişeler ve sigara izmaritleri.

        Arabaya doğru yürürken evine giden öğrenciler bir çığ gibi kosarken ben onlara inat yavaşca yürüyordum. Elimdeki çanta bile ağır geliyordu bana, o kadar güçsüzdüm işte. Bu sırada arkamdan bir ses duyuldu.

"Melissa.." sese döndüğümde Alkin bana doğru yürüyordu, dudagi masumca kıvrıldı ve aramızdaki mesafeyi kapattı. "Efendim" dedim kibar olmaya çalışarak.

"Şey iyi misin diye soracaktım" gülümsedim beni düşünen bu serseriye bana acimamasini söylemek istedim. Oysa o içten ve samimi sormuş tu bu soruyu. Ön yargilarim yüzünden fark edememistim, aslında o serseri değildi sadece öyle davraniyordu.

"Iyiyim Alara nasıl?" dedim konuyu degistirmek için.

Gözleri parlayarak gülümsedi.  "Çok iyi ve bana şeyi anlattı, yani sizin ona"

"Bir şey soylemene gerek yok" dedim "ona iyi davran" diye ekleyerek.

Bir süre susup başını kaldırdı. "Ben aslında şey diyecektim o gün ben gelmesem siz boyle"

"Zorlama Alkin o gün olmasa başka gün patlayacakti, sen sadece bahanesi oldun oda tüm kinini kustu"

Nefesini umutsuzca vererek bana odaklandı.  "O aslında öyle biri değil ve su an pişman, bir şans daha veremez misin?".

"Ona kızgın değilim sadece her hata yaptığında onu hemen affedemeycek kadar kırıldım, bazı şeylerin sonuçlarına katlanmayi öğrenmeli..."  Elimi sallayarak boşver der gibi yaptım.  "Beni merak etme sen ona iyi bak" dedim ki arkadan Gökmen göründü.  Her zamanki gibi gömleği yarı açık , pantolonu düşük bel olmuş, hafif kirli sakalı çıkmış elleri cebinde yürüyordu.  Bize doğru. ..!

    Toparlanarak "Gitmeliyim" dedim ve arabamı bulmak için bakındım.  Lanet olsun nereye park etmiştim, hafizama sokayim, gerçi kafa kaldı mı ki hafıza kalsın!

      Ben Alkinden uzaklasirken bir ses daha duydum. Tanrım bana oyun mu oynuyorsun?.

"Kızıl"

Evet ben bunu tamamen unutmuştum, bir gecede hem doktorum, hem abim, hem koruyucum olan Ertan...

Onu görünce sevinerek yanına yürüdüm.  şimdide kurtarıcım olacaktı.

"Hoşgeldin" dedim yüzüme bir sırıtış yerleştirerek.  Bana sarılıp saçlarıma dokundu.

"Hosbudum ve guzel kokuyorsun vanilya mı bu?"

"Kesinlikle vanilya değil" dedim yüzüne bakarak.

"E bana suprizin ne" diye ekledim bir solukta.

"Meraklı bir kızıl" dedi alayla elini belime atarken.

"Gidelim" dedim buradan uzaklaşmak için çünkü göz ucuyla bize bakan Gökmen ve Alkin ikilisini görmüştüm, resmen bizi dikiliyordular.

"Bir dakika sonra" diyerek beni belimden tutup havaya kaldırdı ve etrafında döndürdü.  Daha sonra ben çığlık atarak indirmesini söylerken beni yavaşca indirerek dibime girip yanaklarımdan tuttu. "Sen ne yapıyo..."

"Şist buraya bakıyor, bozma bir şey yapmayacağım güven.." dedi dudaklarıma yaklaşırken.  Aramızda milimler oynarken beni kendine çekerek önüme gecti.  Tanrım o GökmenI kiskandirmak için mi bizi opusuyor gibi gösteriyordu!!!

    Köşeli jetonum düşünce fısıldadım.  "Çok kötüsün kurtarıcı", hafif kikirdayarak fısıldadı.  "Senin için".

Bagirma sesiyle irkildim. Işte o an hersey filim şeridi gibi yavaşladığında bir el bizi ayırdı ve Ertan'ın yüzüne yumruğu geçirdi. El yumruk Ertan !!!!

Bu bölüm kısa oldu ama hızlıca yazdım aklıma bir anda geldi devamı en yakın zamanda bebeklerim :))

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin