Açılmayan Bölümler

3.4K 40 4
                                    

 Arkadaşlar yine sorunlu açılmayan bölümler varmış o nedenle  61- 62- 63. bölümleri tekrar yayınlıyorum...

 Ask ilk kez kapımı çaldı, ne yapacağımı bilmeden , koşulsuzca, çocukca bedenimi ele geçirdi zamanla. Aşkın zor olanıydı bendeki, ne sonunu bilmenin imkanı vardı, nede vazgeçip gitmenin. Çoğu zaman enkazın altında kaldım kalp kırıklarıyla, ama aşk en çok bize yakıştı.  Korktum, kaçtım sakladım aşktan, kendimi kaldırdım çoğu zaman, ama aşk profesyonel bir katil gibi kalbimin peşini hiç bırakmadı.  Aşk Yasaktı, aşk tutsaklıktı ama bizi anlatan ne varsa hepsi onda saklıydı...
    
          Bir ay sonra;
     

"Belkide sınıfta kalmalıydım"

"içkiyi fazla mi kaçırdın yine"

"Hayır sadece öğretmenime aşığım"

      Derin bir kahkaha atarak bizi sevecenlikle izleyen Sega'ya bardağımı kaldırım. Bir ay önce bu gün buraya gelmeseydik belkide hiç bu kadar yakın olmayacaktık. O yüzden kendime ayda bir olsun buraya gelme sözü verdim. Burası bizim sıfırdan başlama noktamız dı. 
       "Ne okumayı istiyorsun peki" dedim iki saatdir lisede sınıfta kalmayı istediğini söylüyordu. Böylece ben öğretmenliğe devam ederken oda benim gizli öğrencim olacakmış.  Sapsal dedim içimden neseyle. Çocuk ruhlu küçük adamım.  
        "Bilmiyorum karar vermedim zamanım var" dedi homurdanarak. Rakımı icip gülümsedim. Bir ay boyunca kavga etmeden gittiğimize inanamiyordum. Rekor olmalıydı.  Hayatım la ilgili her şeyi ona anlattıgımda bazı şeylerin hosuna gitmediğini biliyordum fakat yinede beni yadirgamadi ve aksine daha çok sahiplenip sarıldı.
       Annemler bu ara her zamankinden çok evden uzaktaydilar hatta yüzlerini unutmak üzereydim.  Bu günlerde ya Gökmen'in evinde yada yazlikta kalıyorduk. O sürtük annesi ilk başta sorun çıkarsada bir süre sonra varlığımı hazmetip iyi davranmaya başlamıştı.  Bende zoraki baskı ve tehtitlerle Gökmen'e en azından anne gibi davranmasını sağlamış onu mutlu etmiştim.  Ben olmasam o kadın asla adam olmazdı fakat annemden ve benden ölesiye korumasını aciklayamiyordum ve fazla kurcalamadimda. Kolayı kim sevmez ki, yoluma çıkmasın yeterdi. 
        Masada titreyen telefonumdan kısa süre sonra Skrillex in parçası yükseldi.  Anı bölmesinin huzursuzluguyla telefonu açarak kulağıma koydum. Gelen sesten Sezar olduğunu anlamıştım, sesi endişeliydi.
       "Melissa hemen eve gelmen lazım" soru sormama izin vermeden telefonu kapattı.  Bende hemen kalkarak Gökmen'e durumu anlattım.  Gelmek için ısrar etsede ne olacağını bilmediğimden onu evine bırakarak hızla eve gitmiştim.

        Kapıdan girdiğimde evde ilginç denilebilecek bir sessizlik vardı. Sezar eliyle onu takip etmemi istediğinde hızla peşinden gittim. Evin bodrumuna indiğimizde burayı neden daha önce görmediğimi merak ediyordum. Burada bir kapı olduğunu bile bilmiyordum. 
    Kapıyı hızla açarak girmemi işaret etti. Karanlık odanın her yanı sarı ışıklarla aydınlatılmıştı. Dar alanda yürüyerek geniş bir yere geldik ve o anda ilk kelimem 'siktir' oldu.
       Evimizin altında başka bir ev vardı yada daha çok bir kamp alanı. Her yerde çeşitli aletler ve eşyalar bir köşede bir yatak ve birkaç kirli koltuk, eski model klasik bir araba ve birkaç pist motoru, ayrica büyük siyah perdelerle kapanmış alanlar. 
"Burada ne dönüyor" dedim Sezar'a bakarak. Sezar hiç cevap vermeden perdelerden birine yürüdü.  Hızlı adımlarla onu takip ettim. 
       Perdeyi actığında göreceğim manzarayla irkilmem bir olmustu.  Annem ağzı yüzü yara içinde oturmuş elindeki rapor benzeri şeylere bakıyordu. 
"Anne sana ne oldu" dedim korkudan çok öfkeyle.  Başını kaldırıp gözlerime garip bir ifadeyle baktı.  Mahcubiyet gibi ama annem hiç bir şeyden mahçup olmazdı.  O Himra Hilarius tu. "Size söylüyorum burada ne dönüyor" sesim gerekenden yüksek çıkınca sesim geniş alanda yankı yapmıştı.  Annem zorlukla kalkarak yanıma yürüyüp yüzüme dokundu. "Özür dilerim". Hayır annem Özür dilemezdi, o bana Özür dilemenin boş olduğunu öğreten kadındı. Başımı dikleştirip sert sesimle konuştum.  "Özürlere Karnım tok ne oldu anlat" onun kızı olmak buydu, ne olursa olsun bana öğrettiği buydu. 
        Gururla gülümsedi ama daha sonra yüzündeki yaralardan olsa gerek acıyla yüzü eski haline döndü. "Artık büyüdün Melissa" dedi sessizce. "Bana bunca yolu bunu söylemek için mi getirttirdin, bunu zaten farkındayım". Yine bağırıyordum... Lanet olsun öfke krizlerim...
"Dinle" dedi eliyle bana sus der gibi hareket yaparak. "Artık çocuk olmadığını bildiğim için seni buraya çağırdık, biliyorum hiç iyi bir anne olamadım, sevgimi göstermedin, sana heo sorumluluk yukledigimden yakınır dururdun, ama esas sorumlulukların şimdi başlıyor". 
"Artık hayatımı kontrol edemezsin unuttun mu bir anlaşmamız vardı o lanet okula bu yüzden gittim"

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin