Bölüm 63

3.8K 136 5
                                    

           Yalnızlık önce içten yer insanı, önce kalbini sonra hislerini yok eder. Yanlız insan en tehlikeli olandır, çünkü insan yanlizsa kaybedecek hic bir şeyi olmayan insandır.  Zaman kavramını yitirir önce, sonra inanmayı ve güveni atar çöpe, yanlız insan katil insandır.  Hem kendinin hem aşkın hem umudun katili olur onlar, o yüzden yanlız insana dokunmayın çünkü bir kez dokunursaniz dokundugunuz her yer yanar...

           

   Gökmen;

     O gece Melissa beni eve aniden bıraktığında içimi kötü bir his kaplamisti kötü bir seyler olacaktı biliyordum.  Eve girdigimde annemin evde olmadığını sessizlikten anlayarak odama çıkıp oturdum.  Telefona bakıp bekliyordum, bir mesaj bir arama, iyiyim dese yeterdi, ama hiçbiri olmadı. 

       Bir saat kadar bekleyip mesaj gelmeyeceğini anladığımda bile uyuyamiyordum. Uyuyamadigim zamanlarda yaptığım gibi kulaklillarimi takıp, Metallica açtım. Bu Müzik bana iyi geliyordu...

       Gözlerimi kapatip bu kısa zamanlarda neler yaşadığımı düşündüm. O hayatıma girdiği andan itibaren onun o kişi olduğunu biliyordum, sebepsiz koşulsuz istemiştim onun. Bir tek benim olsun sadece bana dokunsun istemiştim.  Oysa o öylesine hırçın öylesine asiydi gi sanki gizemli bir.kutu gibi her defasında bana kendini kapıyordu.

        Bedenime ettiği isgenceden habersiz onu her seferinde arzulamam, içimde kapalı tutmaya çalıştığım erkeksi arzularımı tetiklediginden bile haberi yoktu. Beni baştan aşağı degistirdiginden bile haberi yoktu.

       Her gün kaybetme korkusuyla yaşamak işte o acı tarif edilemez bir biçimde içime oturdugunda korktum. Bir çocuk olmaktan onun icin heves olmaktan, yeterli olamamaktan korktum. Korktukca ona koşarken buldum kendimi, kaçmak gerekirken kaldığımı fark ettim. Aşık olmuştum.  Bir sabah kalkıp kendime bunu itiraf ettiğimde ben çıplak oda karşımdaydı.

         Rahat hareketleri önüme sevdiği bedeni, beni istediğini göstermesi kalbimden kasiklarima ilkel bir dürtü ile inerken yine korktum. Ona yetememekten beni çocuk gormesinden alay etmesinden korktum.

         O gece o arabada yapacaklarını bilsem bir an düşünmeden ona sahip olurdum. Daha önce kimseye dokunmadigini bilsem onu benim yapardım.  Oysa o öyle rahat öyle asiydi ki, ben içinde sakladığı masum kızı goremedigimden hep eksik kalmaktan korkmustum.

       Bedenimiz bir olduğu anda o hissettiğim sey anlatılmazdı, sıcak kanın bedenime karışması, sen benim ilkimsin demesi gibiydi, onun o derece kırılgan olduğunu bekaretini alırken anlamam içimde kendime karşı bir öfke  oluşturdu.  Sadece Özür diledim, svmedigini bile bile, pişmanlıktan değildi, benim özürüm ona haksızlık etmemdendi. O masumlugunu gormememdendi.

      Şimdi bile her benim olduğunda sanki ilk gün gibi delice onu arzularken, sanki son gün gibi kaybetmekten korkuyordum. Ne icin gitmisti, o telefon niye gelmişti, beni bırakacak kadar önemli olan neydi...

       Odamın kapısı açılınca irkildim. Annem asla odama girmezdi, hizmetçilerde öyle, gözlerimi açıp kapıya baktığımda, onu görmeyi beklemiyordum.

       Ve bu şekilde görmeyi, yüzü bembeyaz kanı çekilmiş gibiydi. Elleri hafif titriyor ve gözleri kizariyordu, o güçlü kıza ne olmuştu, nereden geliyordu ki bu haldeydi. Dogrulup konuşmak istedim ama o anda yardım istediğini duydum. Gözlerinin rengi kaçarken Bayılacak gibi oldu koşarak belini kavrayıp onu kucakladım.

      Gözlerinden iki damla yaş çenesine suzulurken elleri boşluğa düştü.  Kasılıyordu, korkuyordum ona daha çok sarılarak fısıldadım "şst geçti birtanem, şst her şey geçecek söz veriyorum"...

       Onu yatağa yatırmak istediğimde bana daha sıkı sarıldı, bilincinin yerinde olmadığını biliyordum.  Atletimi avuclayarak daha çok bana sokuldu. "Bırakma" dedi zorlukla, terliyordu ve ağlıyordu, caresizdim, ve sadece sarilmanin iyi gelmesini umuyordum.  "Burdayım sevgilim seni asla bırakmam".

         Hafif tebessüm ederken bile yanaklarından yaslar aktı.  Kokusunu içime çekip onu kucağıma yatırıp yatağa uzandim. Belki 3 saat uyksunda ağladı.  Saçlarını oksayip acısının geçmesi icin ilk kez Tanrı'ya yalvardım. 

           Saatler sonra daha iyi bir sekilde hıçkırıkları durmuş sadece uyuyordu.  Ben ise hala saçlarını okuyordum.  Hafif kıpırdanip sayıkladı.

"Gökmen , hayır onu birakamam"

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin