Bòlüm 13

7K 206 0
                                    

Çocuk bakıcılığı mı?. Işte şimdi zaten limitleri zorlayan sinirim artık ışık hızıyla limiti aşmıştı. Telefonu yüzüne kapamadan "Bende artık bu işleri bırakır çocuk bakıcılığı yaparım" diye son noktayı koydum. Telefonu kapamamla patronun beni defalarca araması bir oldu bende en sonunda telefonu topuğumla bin parça ederek son hıncımıda çıkardım.

       Gökmen'e ulaşmanın yolunu düşünmekten kafayı yersem hiç şaşırmazdım. Hani bir anda flashback yasayıp bir şey hatırlarsınız ya işte o an gerizekali simdimi aklina geldi dedi iç sesim. Gökmene aldigim telefonun beni bul özelligi vardı. Internete girmek icin hizla ilk buldugum net cafeye girip yarim saatlik ugras sonucunda bulmayi basardim. Eger gorduklerim dogruysa bu isin acisi bazilari icin cok agir olacakti.

          Arabaya atlayip hizla surmeye basladim, galerinin arkasindaki depoya ulastigimda Halil'in adamlari kapida duruyordu. Hizla kapiya kostugumda ikiside önüme gecti. "Giremezsiniz patronun kesin talimati var". "O lanet ellerini uzerimden cekmezsen beynini patlatirim". Adam umursamaz şekilde gülerken bir anda belimden silahimi cikararak basina dayadim. Ne oldugunu fark ettiginde kapidan cekildi digeri de silahina dokunmak uzereydi ki ikisinin basini ayni mesafeye getirdim. "Sakin yoksa tek kursunla ikinizide gebertirim. Yavas adimlarla yaklasip belinden silahi aldim daha sonra ikisinide önüme katıp içeri girdim.

           Duysuğum sesler irkilmeme neden olmuştu bunu yapmiş olamazlardı. O sinirle iki adamıda kafalarìna vurarak yere serip hìzla arka odaya koştum bu odanın ne ise yaradigini biliyordum ve iceridekinin Gökmen olmaması için dua ediyordum. Kapıyı açtıgımda gözlerim Patronun gözleriyle kesişti. Hemen arkasında kaşından kanlar akan ve ağzı patlamış Gökmen vardı. Silahı kaldırıp patrona uzattım. "Işimiz buraya kadarmış". Gülümseyerek bana baktı ve elindeki kanı Gökmen'in kanını beyaz gömleğine sildi. "hadi ama bu çocuk için benimle tartışmak istemezsin. Gökmen zorlukla nefes alıyordu acısı kanlı gözlerinden okunuyordu ve ellerim sinirden kasılmaya başladı. "Sen kendini ne sanıyorsun hadi her boku anladımda bu çocuktan ne istedin lan". "Ne mi istedim, bu şımarık zengin piçi için nasıl değiştiğine baksana işe gelmez oldun aramaz oldun sence ne istemiş olabilirim?".

Sinirle burnumdan soluyup silahı kafasına uzattım. "Işe gelmemi istesen arar sòylerdin gelirdim, hep yaptığım gibi...". Başını iki yana sallayarak alaycı konuştu. "Ah melissa hala anlamadın mı, zeki olduğunu sanıyordum...Benim iş umrumda değil seni istiyorum ve bu piç kurusu seni benden alabileceğini sanmış.".

        Kelimeler uğulduyordu, bòyle bir tepki beklemiyordum bu şaka filan olmalıydı ama pekte şaka gibi gelmemeye baslamıştı. Yok artık bakışı atarak Gökmen'e baktım. Onun o acılı gözlerle bana bakışı herseyi anlatıyordu. Kimi seçeceksin bakışıydı. Silahı hızla omzune indirip tetiği çektim. Acıyla yere savruldu.

"Sürtük...."

       Hızla yanına giderek yakasindan tutup silahı ağzına dayadım. "O dilini sikmemem için yalvarman gerekecek". Hızla agzına silahın kopçaşîyla vurmaya başladım. Gökmen'e yaptıklarının beş beterini çekmeliydi. Artık bilincini kaybetmek üzereyken kulağına eğilip son cümlemi kurdum. "Eğer bu çocuğa bir daha dokunacak olursan seni hangi deliğe girersen gir bulur ve kendi elimle gebertirim ve emin ol bunu hızlı bir şekilde yapmam yavaş yavaş günden güne ölürsün ve cesedini yaptıgımız bütün pis işlerin kanıtıyla karakola bırakır kardesini de yakarım ve o beyinsiz kendini bile savunamadan hapsi boylar". Son kez yüzüne tükürerek Gökmen'e döndüm. Bayılmak üzereydi hemen onu çözerek zorda olsa kaldirdım. arabaya bindiğimizde aklıma gitmek için tek gelen yer evimdi. Ne olursa olsun umrumda değildi. Sezar onu tedavi ederdi...

Gercek kimligimi ögrense bile iyileşmeliydi...

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin