Aklımdan cıkmamak için direnen adam şimdi hayatımın merkezine.oturmuş onu sevmemi bekliyordu. Ruya gibi bir gün yaşamıştım ve hala heyecanlıydım. Bir anda Annesinin cürreti aklıma gelerek önümdeki kitabı hızla kapattım. Bu kadında huzursuz edici bir şeyler vardı. Ama her neyse onu bulmalıydım, gerçek kimliğimi bilmesi yeterince sorunken ailemi işin içine katması son damla olmuştu. Seni ezeceğim diye fısıldadım sanki karşımdaymış gibi. Bunu yapmanında bir yolu vardı, oda annemden yardım istemek. Delilikti belki ama Gökmen'i kaybetmekten iyiydi.
Evin içinde dört dönerek anneme kurabilecegim olası cümleleri ve cevapları düşündüm. her seferinde bir problem vardı. Ben son planları yaparken annem eve gelip kahvesini söyleyerek calisma odasina çıktı. Bende yavru köpek bakışlarıyla arkasından onu takip ettim.
Kapıyı çalarak derin bir nefes alıp iceri girdim. Şaşırtacak bir bakışla beni süzdü. "Ne oldu canım bir sorun mu var?". Ellerimi arkama sakayarak nefesimi serbest bıraktım. "Ben bir şeyler yaptım ve şey sanırım biraz ...şey?". Annem Ciddileşip yanıma geldi. "Bana hamilesin filan demeyeceksin umarım". Fuck.... ne diyordu bu kadın Amerikaliyiz ama o kadar da değil. "Neyyy ? yoo hayır". Annem derin bir oh çekerek yerine oturdu. "E neymiş o yaptığın.". Tüm cesaretimi toplayıp ona Gökmen'e olan aşkımı anlattım. Hafif bir tebessümle beni dinliyordu. Konuşmam bitince tepkisi için yüzüne baktım. "E aşık olmakta ne suç var?".
Iste zor ana gelmiştik. "Şey o benden yani biraz küçük te birazcık yani.." . Annem kahvesini püskürdü ve toparlandı. "Küçük derken?". "Sey 4 yaş kadar?".
"Bir liseli mi yani?". "Evet...". Başımı sokarak gelecek diğer tepkileri bekledim ama ses çıkmıyordu. Bir anda derin bir kahkaha koptu. Ben anneme ne gülüyon deli manyak bakışı atmaya başladım ki toparlanıp konusmaya devam etti. "Baban söylemişti de inanmAmistim". "Ne nasil yani?".
"Ahh şey baban hep kızın sana çekti derdi de...". "Hala anlamadım anne". "Kızım babana aşık olduğumda ben 25 yaşındaydım oysa 20 elimde çocuk büyütür gibiydim". Iste simdi şok sırası bendeydi. Gerçekten anormal bir ailem vardı. "Sorun şu ki cocuk benim kim olduğumu bilmiyor yani beni culsuz biri sanıyor". "Neden ona bunu söyledin.?". "Bilmiyorum şaka büyüdü gercek oldu iste". "Peki ne yapmamı istiyorsun?". Ona uzun uzun Gökmen'in annesini söylediklerini bana davranışını anlattım. Gozlerinden ates çıkıyor gibiydi. Belli ki kızına yapılan saldırı karşılıksız kalmayacaktı. "Peki hallederim". Dedikten sonra beni odadan çıkardı. Bende ne olduğunu anlayamadan oylece kalmıştım.
Ertesi gün Gökmen'le oturup onu matematik çalıştırmak zorunda kalmış ve bundan bile zevk almıştım. Hayatımın en mutlu anları gibi gecen 3 saatin sonunda bitkin bir şekilde eve gelip kendimi banyoya atmış bir yandanda Gökmen'e mesaj yazıyordum.
Oduncuk-.-
Ne giydin?
ben;
Gecelik...
Oduncuk-.-
Nasil bir gecelik?
Fotografini cekip yolladim. Dantelli ultra mini siyah bir gecelikti.
Oduncuk-.-
Hemen onu çıkar !. Ciddymm o ne ole iki kumaş parçsı !!! Ben;
O kumas kac para bilior musun?
Oduncuk-.-
Ben anlamm hanfndi hemn at onu ...
ben;
atmyormmmm
Oduncuk-.-
ok bb
Yarim saat telefonda dil döksemde yok adam nuh diyor peygamber demiyor anlamadım ki karabasanla mı sevişecektim bu odada !.
Oflaya puflaya bir eşofman giyip fotosunu attım.
Oduncuk-.-
Iste benm kızım Seni seviyorum...Odun dedim tek kelimeyle Gökmen i anlatmıs bulunuyorum. Karnımdan gelen sesle yemek yemem gerektiğini anlayarak mutfağa indim ki duyduğum seslerle olduğum yere çakılmam bir oldu.
"Kızımla anlasamadığînı duydum bende belki bufaya gelip benle anlaşmak istersin dedim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sevgilim
ChickLitOlması gereken yanlış zamanda oluyorsa, söylenmesi gerekenler soylenmiyorsa, yaşanılan her şeyi bir kenara atın. Atın çünkü anlamı yok körü körüne bağlanmanın , anlamı yok içten içe bir aşkı yaşamanın, çünkü aşk dolu dolu yasaninca güzel, çünkü aşk...