Küçük Sevgilim

Bolum 9

Benim olabilirmiydi, peki ya ben onun ?. Neler düşùnüyorum ben böyle o daha lisede duygularından çok hormonlarıyla hareket eden biri bense kadın olmak üzereydim. Hırsızdım , kaçakçıydım ve onun o saf dünyasına yakışmıyordum. Daha ona gerçek kimliğimi söyleyecek kadar bile cesur değildim. Ama neden aklımdan çıkmıyordu her zerreme bu kadar etki ediyordu. Neden onu aklımdan atamıyordum. Çünkü o çok taş dedi iç sesim. Kendime oflayıp içimdeki sürtüğe tekme tokat dalmak istedim.

         Kaç saat bankta oturdum bilmiyorum, şişenin dibini bulmak üzereydim ve artık sarhoş olduğuma emindim. Arabaya yürüyebileceğim bile kesin değildi. Filmlerde tam bu anda kızı sevdiği adam bulur kız bayılır onu kendi evine taşır kucak kucağa uyurdular ama benim hayatım o filmlerdeki gibi değildi. Ortada bir biscolata erkeği de yoktu aksine arkamdan gelen "Yavruya bak" sesiyle tacize uğruyordum. Ayağa kalkarak yalpalayıp arkama döndüm.

       "Ne var lan". dedim üzerime gelen kıro tipli adama. Yarım ağızı iyice genişleyerek bana birkaç adım daha attı. "O güzelim sert seviyoruz demek bende sert oynarım". "Bas git lan dallama belanı bende bulma". "Belam sen ol güzelim cehennemede razıyım, mala bak massallah". Bana yaklaşmasıyla elimdeki içinde azda olsa duran viskyden özür dileyip adamın kafasına geçirdim. Yere yığılıp kaldı. Bu sefer her söylediği kelime icin tekmeleme başladım agzindan kan geldiğinde çantami banktan alarak arabaya binim eve sürdüm. 

      Neden hep bela beni bulurdu ki zaten ne kadar şansızdım...

                

      - - - - - - -  - - - - - - - - - -  --  - - - - -  --

         Sabah baş ağrısıyla uyandığımda Sezar başımda dikilmiş sinirli bir ifadeyle bana bakıyordu. "Sezarr". Gözlerimi zor acıyordum ve bana konuşmaya hazırlandıgını anlayıp yastıgı kafasına attım. "Dün gece neredeydin kücük hanim?". Arkadaşlarımla diye söylendim. "Icki yok demiştik". "Biraz içtim". "Daha çok fıçısına düsmüs gibi kokuyorsun". "Ben 21 yaşındayım git başımdan". "17 yaşında gibi davranıyorsun". Bir anda yataktan fırladım. "Cidden mi kaç gösteriyorum, ayhh 17 mi ow yeah". Ağzı açık yataktaki halime bakıyordu. "Buna kızman gerekmez miydi?. Istersen seni liseyede gönderelim". Iste o an beynimde yıldırımlar çaktı yaparmıydım yapardım. Sezara sarılarak hoplaya zıplaya banyoya girdim. "Deli kız" dediğini duymuştum. 

              Sıcak bir duş aldıktan sonra dolabın karşısına geçip kıyafetlerime baktım. Siyah ağırlıklı bir dolabim vardi siyah benim rengimdi. Dar straplez mini bir elbise seçtim sırtında derin bir oyuk vardı altına kırmızı platformlarımı giyip saçlarımı düzlestirdim. Kırmızı ruj ayakkabılarımla aynı renkteydi. Aynaya göz kırparak aşagıya indim. Açtım dün neredeyse kuş kadar yemiştim.

              Mutfaktan yiyecek bir şeyler atıştırırken telefonumun sesini duyup odama çıktım. Ben girene kadar susmuştu. 36 mesaj 20 cevapsız. what the fuck is goin on ??!!. dedim. Oduncuk-.-.
gunaydin prnses

Hey uyanmadin mi

Merak ediyorum

Seni kiracak bir sey mi yaptim

Melissa ac su telefonu

Seni merak ediyorum lanet olasi

o telefonu acmazsn seni bulmak icin polise bile giderim

Daha fazla okumadan onu aradım ilk çalışta açti.
"Melissa neredesin iyi misin ?
"iyiyim uyuyordum".
"Saati farkında mîsîn okula gitmedin mi?"
"uyuyakalmisim aksam islerim vardi". (onu dusunup sabaha kadar ictin) ic sesim yine çirkefleşiyordu)

"Ne isiymis bu"

"Özel"

"Peki o zaman kapatiyorum madem bye"

  Telefonu yüzüme kapamisti. Cidden bunu yapmismiydi. Sinirden bayilmak uzereydim. Hizla arabamin anahtarlarini alarak evden ciktim. Saat 12 oluyordu hala okulda olmaliydi. Nasil surdum bilmiyorum ama 10 dakikalik yolu 2 dakikada gitmistim.

      Okulun kapisindan hizla girip ilk park yerine yanlamasina girip arabadan indim. Hizli adimlarla girise kosup merdivenleri cikmaya basladim. Sinifinin onune geldigimde iceride hoca vardi. Basini belaya sokmak istemedigim icin isgence gibi gecen 10 dakikada zilin calmasini bekledim.

       Hocanin siniftan cikmasiyla benim iceri girmem bir olmustu. Yaninda esmer bir kizla bir dergiye bakiyordu. Ben burnumdan solurken herkes bana bu kim lan bakısları atmaya başladı. Ayaklarimi yere vura vura baslarina gelip siranin onünde durdum. Ikiside beni fark edip baslarını kaldırdılar. Gòkmen'in tek söyledigi "Melissa" olmustu ki kızı kolundan tutarak yan sıraya savurup onuda yakasından tutup kaldırdım. "Bak oğlum bir daha yüzüme telefon kapatırsan her hangi delikteysen seni bulur o güzel yüzünü dağıtırım". Ellerimi tutarak gözlerime baktı. Sinirim biraz azalmıstı ki akasını biraktim. Derin bir nefes aldı. Bende hışımla arkamı dönüp sinifan ciktim arabaya kosar adim gittigimde beni yetismisti. "Hey dur". "Gidiyorum". "Melissa yapma lutfen". Biliyor musun sen cidden tam bir odunsun". "Melissa gitme". "Bak koçum sana bir şans verdim onunda içine sıçtın". "Ben sadece cok sinirlenmistim". "Kaldiramaycagin yukun altina girme o zaman". Cevap vermesine firsat vermeden hizla cikip galeriye gittim. Aramiyordu, vazgecmisti, kurtulmustu, kurtulmustum ama neden mutsuzdum, lanet olsun.

          Galeriye girip patronun odasina daldim. "bana is lazim" bana bakıslarınî ozetlersem. Ne diyon manyak karı bakısıydı. Toparlanarak gülümsemeye çalıştı. "sakin ol ne oldu önemli bir durum mu para mı vereyim". "Para istemiyorum iş istiyorum". "Neyin var senin zevkine bela mı arıyorsun". "evet belamı arıyorum sorun mu var". "tamam sakin ol prenses". Ha birde prenses cikti. Gökmenleşmeyen bir sen kalmıştın. Ic sesim yine costuruyordu. "İs dedim". Cekmecesinden bir zarf uzatti, hizla elinden alip goz attim 4 araba vardi. Basimla onaylayip disari ciktim.

        - - - - - - -  - - - - - ' ' '

Üç saatte 4 arabada galerideydi. Bir kuruş para almadan cikmistim. Bu iyi gelmisti adrenalin duygusu üzüntü öfke herşeyi bastırabilirdi. Eve dònmek için yola çıktım ki telefon çaldı. Oduncuk-.- arıyor. Telefonu hırsla açıp bağırdım. "Ne var lan ne var". Kahkahalardan sonra hıçkırık sesi geldi. "Melissağğğ hıckk özürğ dileğim hıck". Şok geçirmiş gibiydim. "Sarhoşmusun sen". "Yoooo hıck Melissağğ.." " Ne var oğlum". Seviyorum lan seni". "Manyakmısın oglum sen". "Düşüyorum başım dònüyorhhh Melissaaaaaggggg". "Neredesin sen". "Cehennemdeyim sensiz ölüyorum hıck"

      Hala hıçkırıyor lan manyak bu ya sabır çekip derin nefes aldım. "Yerini sòyle baş belası". "Burada bir bar vardı böyle bronzmu brok mu öyle bir şey". "Bransh olmasın o". "He işte o". " tamam bekle geliyorum".

         Her çağırdîğında git tabi tatlı çocuk sarhoşta balından yenmez. iç sesim resmen bönürüyordu. Ne ara geldim bilmiyorum ama barın önündeydim. Giriste Gòkmeni tarif ettim. Kısa bir aramadan sonra onu bahçede kusarken buldum. Elime bir su gecirirkenden basindan asagiya döktüm. Bir an bocalayip bana bakti sonra kalkip sarildi. "Melissağğ" "He tamam Melisalar yesin seni geldim". "oluyyyy yeseneğ"  "Ben sana yumruğumu yediricem şimdi".  Bana sımsıkı sarılıp ağlamaklı bakışlar attı. Güc bela onu arabaya bindirip kücüklüğümde babamla yaptiğimiz tahtadan eve goturdum. Baraka gibi iki odalı minik bir yerdi deniz kenarındaydı ama sirindi. Iceri zar zor girdigimizde onu yatağa yatırıp üzerini soydum kirlenmisi. Sade bir boxer'la yatıyor ve sayıklıyordu. Üzerini örterek yanındaki koltuğa oturdum. Uzun kirpiklerk hafif kıpırdıyor adımı sayıklîyordu. 30 dakika sonra derin uykusuna daldı. Bende koltuğa uzandım.

     

             Sabah erkenden uyanıp kahvaltılık birseyler alip geldim hala uyuyordu. Masayi hazirlayip elimi yuzumu yıkadım ki hareketlendiğini gördùm. Bir gözü kapalı bana baktı sonra tekrar kapatıp ikisini birden açıp hızla doğruldu.

"Nerdeyimmmmmm!!!"