Bölüm 69

4.4K 135 19
                                    

         "Gökmen hemen ofisimden çık"

" Çıkamam güzelim" 

" Gökmeğnnn"

" Şiştt sakin ol sevgilim"

" Bak vurucam kafana göreceksin nasıl sakin olunur"

"Vur öyle daha ateşli"

"offf Gökmen off" 

" Ben mi dedim sana bunları giy diye!!"

                     Bahçedeki satış ve gösteri bitince el mahkum ofise dönmemle, benim şehir kıromun ofisi basması bir olmuştu, bende diyordum ne zaman patlayacak diye ama patlayan tek şeyi hormonları olmuş anlaşılan.  Ofise girdiği anda kapıyı kilitleyip beni kucağına alması bir olmuştu ve konuşmalardanda anlayacağınız üzere bırakmaya niyetide yoktu.  Ellerimle onu var gücümle iterek uzaklaştırmaya çalışsamda kerpeten gibi ellerinden kurtulmam imkansızdı. 

                  Yavaşça tek elini gömleğimin açık olan kısmına getirerek işaret parmağıyla aşağı doğtu bastırıp klipsli düğmenin açılmasını sağladı, daha sonra diğer düğme derken kırmızı sütyenim artık gözlerinin önündeydi. Bir an yüzüme bakarak bir ahh çekti ve tekrar göğüslerime odaklandı. " Bunları görmeye" dudaklarını göğsüme sürttü " Öpmeye" ve daha sonra açıktaki kısımı ısırdı " Ve yemeye hiç doymaycağım" dedi. Onu iterek kaşlarımı çattım. " Gökmen okuldayız ve biri gelirse işimden olacağım". Omuz silkerek ellerini kalçalarıma götürüp beni kendine bastırdı. " Şu an umrumda mı sanıyorsun, bu gömlekle nasıl göründüğünden haberin var mı?". Gözlerimi devirerek kasıklarıma baskı yapan şişkinlikle iç çekmemek için kendimi zor tuttum. Lanet olsun bende tahrik oluyordum.

" Burada olmaz" dedim kalan son direnç parçalarımı kullanarak. Eteğimi yukarı kıvırarak elini içine soktu ve iç çamaşırıma dokundu. " Lanet olsun kırmızı mı?". Başımı iki yana salladım. " Siyah" yine salladım, " Mavi"  başımı sallayıp hayır dedim. " Ne renk o zaman". Gülümseyerek kucağına yayıldım. " Senin sevdiğin zincirli olan" gözleri parlayarak beni kucağına alıp ofis masasına oturup bacaklarımı açtı. 

" Bu da demektir ki artık hiç kaçışın yok güzelim". Kaçmak isteyen mi var gerizekalı dedi iç sesim, mantığım Müdürcan ikinizi birden sikecek şimdi derken.  Başımı olumsuz anlamda sallasamda çoktan bacaklarımın arasına girip bana sürtünmeye başlamıştı. Okul pantolonundan çıkmaya çalışan devasa bir yaratık var ve bil bakalım adı ne ^junior Gökmen' iç sesim coştururken son mantığımda ofisin havasına karışıp uçmuştu. Ellerimi saçlarına koyarak onu kendime çekip bacaklarını beline doladım. 

" Yapacaksan çabuk yap vaktimiz yok" dememle kemerini çözmesi bir olmuştu. Dudaklarımızı ısırarak parçalarcasına öperken çığlık atacağım sırada eliyle ağzımı kapattığı için avcunu ısırıyordum oda zevke karışık erkeksi bir hırıltıyla "Sessiz ol güzelim" diyordu. Ne kadar süredir seviştiğimizi farkında değildim ama zevkin doruklarında olduğumuza emindim, her yerim ter içinde saçlarım enseme ve  yüzüme yapışmış titriyor ve sessizce inliyordum. Bu sırada tam zirve noktasına geldiğimiz anda çalan kapıyla ve zorlanmasıyla irkildik. Ne durabilecektik nede devam edebilecek,  inceldiği yerde kopsun deyerek devam ettiğimizde saniyeler sonra bağırmamak için kendimizi kasarak rahatladık ve hemen ikimizde üzerimizi toplayarak birbirimizi düzelttik.

  Ne yapmalıydık, ahhh gelen kim aceba, buradan sağ çıkarsam ilk işim kafanı kırmak olacak gökmen, düşün melissa düşün.... Buldum!!

   "Gökmen sen masanın altına geç hemen ve ses çıkarma" somurtarak masanın altına eğilirken hala bacaklarıma bakıyor olması ? . Sapık.... 

Küçük SevgilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin