2.Bölüm✔️

74.8K 3.6K 1.4K
                                    

İyi okumalar dilerim.

Beğenip, yorum yapmayı unutmayın. Profilimden beni takip ederseniz sevinirim. ❤🖤

________________

Yeni başlangıçlar yapmayı seven biriyim. Bugün yeni bir sayfa açtım hayatıma. Bembeyaz bir sayfa. Ama önceki sayfaları unutmadım. Tatlı, acı anılarım, yaşantılarım oldu. Onları asla aklımdan çıkarmamak üzere sayfayı çevirdim. Geçmişim, gelecekteki hayallerime ulaşmamı sağlayacak sağlam bir zincirdi. Geçmişimi unutmak zincirin kopmasına sebep olurdu. Ama ben hatalarımdan ders çıkartıp, başarılarıma başarı kattım.

Şırnağa adım atmamla ilk cümlemi yazmış bulunmaktayım. Yine tatlı ve acı anılarım olacak ama ben mutlu bir şekilde o defterin kapağını kapatacağım. Şimdi sıra sayfanın satırlarını doldurmakta.

🐺

Taksinin ücretini ödeyip indim. Yol çok uzun olduğu için uçakla gelmiştim. Dedem bir iki güne arabamı yollardı. Bavulları yere indirip etrafıma baktım. Çok tatlı bir mahalleye benziyordu. Dedem, benim askeri lojmanda kalmamı istesede, ben geri çevirmiştim. Yirmi beş yıldır, etrafım asker ve korumalarla çevrili yaşadım. Biraz uzak kalsam iyi olacaktı.

Birliğime yarın gidecektim. Bugün evimin ve şehrin tadını çıkarmayı düşünüyordum. Bir belâya bulaşmadığım sürece tabi. Ne demek istediğimi yankında anlarsınız.

Apartmana girdim. Asansörün karşısısana geçtim ama üzerinde büyük harflerle ARIZALI yazıyordu. Ben şimdi elimdeki bavullarla beşinci kata nasıl çıkacağım? Söylene söylene merdivenleri çıktım.

Bel çantamdan yeni evimin anahtarını çıkardım. Heyecanlanmıştım. Anahtarı kapı deliğine soktum. Uğraşlarım sonucu kapıyı açmıştım. "Bu ne ya? Asansörü bozuk, kapısı açılmıyor. Dede sen beni nereye düşürdün böyle?"

Asık suratımı atıp, gülümseyerek ve sağ ayakla evime girdim. "Selam ev hazretleri. Ben geldim, birlikte güzel anılar biriktirmeye." Dedem zevkime uygun eşyalar seçmişti. Otuz iki diş sırıtarak evimi geziyordum. Bavullarımı girişten alıp odama taşıdım. Dolabımın yanına bırakıp, odama göz gezdirdim aynadaki yansımamla karşılaştım. Gülümsedim.

Annemin benim için sürekli söylediği bir şey vardı; yeni tanıdığım insanların, bana baktıklarında güven hissedeceğini. Yeşil gözlerim, güven ve huzuru; kızıl saçlarım ise cesaret ve güveni temsil edermiş. Birazda da dikkat çekici. Ama severim dikkat çekmeyi.

Üzerimi değiştirip, mutfağa girdim. Acıkmıştım. Buzdolabını açmam ile yüzüm asılmıştı. "Ah dede, ah! Keşke buzdolabını da doldursaydın. İllaki bana bir şey yaptıracaksın." Odama girip bel çantamı aldım. Silahımı şortumun arkasına koyup, evden çıktım.

Köşe başındaki bakkala girdim. Dolaptan bir şişe su çıkarıp kasaya geçtim. Sıra bekliyordum. "Kızım sen yeni misin?" dedi amca. "Evet. Yeni taşındım." dedim.
Çantamdan para çıkarıp uzattım. "Hoşgeldin kızım." dedi amca. İyi birine benziyordu. "Hoşbuldum. Kolay gelsin." deyip çıktım.
Önce gezmeye karar verdim. Yemeği sonra da yiyebilirim. Alışverişi de eve gitmeden önce yapardım. Suyumun son damlasını da içip çöp konteynerine attım.

Etrafımı inceleyerek ilerliyordum. Çok güzel bir şehirdi. Sınıra yakın ve olayların çok olduğu bir şehir olduğundan kötü bir yer olarak bakılıyordu. İçine girmeden bilemeyiz ve bence harika bir şehir. Ülkemizin içinde bile doğu-batı çatışması varken, birbirlerine destek olmazken, yurtdışında yaşayan insanların söylediklerini garipsememek gerek.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin