78.Bölüm

17.5K 1.1K 469
                                    

Keyifli okumalar dilerim❣

🇹🇷🇹🇷

______________________________

"Silah mı bu? Polis misin lan sen?"

Belindeki silahı bana doğrultu. "Umay nerdesin?" dedi Yiğit. "Herkes yerinde kalsın ben hallederim. Operasyonu riske atmayın. Yüzbaşım sizde işinizi bitirin. Üstteğmenim ve Akrep sadece 10 dakika yukarı kimseyi almayın." dedim. "Kiminle konuşuyon lan sen?" dedi. "Birincisi ben Polis değil Askerim. İkincisi senin elin orada ne işi var hayırdır koçum?" dedim. Eli telefonuna gidince ayağımla eline vurdum ve telefon düştü. Allahtan şort etekti.

Silah olan eline tekme atacakken sıktı. "Umay?" dedi Yiğit. "Bir şey yok dolaba sıktı." dedim. Kulaklığı kapattım. Koluma sıkmıştı. Yüzüne kafa attım. "Şu operasyon bitene kadar uslu duracaksın." dedim. "Bırak yoksa yaşatmam seni." dedi. Güldüm. "Bunu diyen çok oldu biliyor musun? Ama hepsinin sonu aynı; Cehenemi boyladılar." dedim.  Soyunma odasındaydık. Bi sandalye çekip oturttum. Kalkmaya çalışınca yüzüne yumruk attım. "Dur lan yerinde." dedim.

Kapıyı kilitledim. Dolapları karıştırınca koli bandı buldum. "Önce seni paketliyelim." dedim. Ayaklarını sabitledim. Sonra kollarını sonra da vücudunu. Ağzını da bantlayıp kağıt ve kalem armaya başladım. İzerine arızalı yazdım. "Sen burada sessiz bir şekilde oturacaksın. Eğer senin yüzünden bu operasyon bozulsun. Senin yüzünden ceza alayım bitersin sen." dedim. Canım acıyordu ama belli edemezdim. Üzerimdeki ceketi çıkarıp kolunu kestim. Koluma bağlayıp bantla sabitledim. Dolaplardan başka ceket alıp giyindim. Dayan hadi Umay.

Kapıyı açıp çıktım. Kağıdı kapıya yapıştırıp kilitledim. Kendimi düzeltip indim. Kulaklığı tekrardan aktif hale getirdim. "Paket tamam." dedim. "Yiğit ile kadın yukari çıktı." dedi Ömer. Yukarıda odalar vardı. "Niye kamera da takmadık ki?" dedim. "Hadi oyalanma gel buraya." dedi Ayaz. "Yığit konuşamasan da beni duyuyorsun. Sadece yarım saatin var. Umarım aşağı inince ruj izi olurda kafanı cebine sokarım." dedim. Ömer kahkaha attı. Ona taraf baktığımda herkesin Ömere baktığını gördüm.

"Operasyona mı odaklansanız." dedi Okan. Elime tepsiyi alıp servise devam ettim. Kolum sızlıyordu. Moralim çok bozuktu. Çünkü sesleri gelmiyordu. "Bu ne biçim surat. Müşteriler korkacak." dedi biri. Gülmemek için kendimi zor tuttum. "Kusura bakmayın." dedim. Sevgilim yukarıda ne halde olduğunu bilmiyorum ne yapayım yani sırıtayım mı be adam?

Bana doğru 1.70 boylarında bi adam geldi. "Cenk nereye kayboldu?" dedi. "Cenk?" dedim. "Davetin sahibi. Az önce seninle yukarı çıkan." dedi. Ha o salak. "Çok acil bir işi olduğunu söyleyip gitti." dedim. "Yine mi kızların arkasına takılıp gitti." dedi. "Muhtemelen." dedim. Bana bakınca gülümsedim ve kaçtım.

Sürekli neden kolumdan yaralanıyorum anlamadım ki? Yiğit öğrenince beni öldürecek. Çabuk halletse de gitsek. Bi köşeye geçip oturdum. Halsizleşiyordum. Ömer yanıma geldi. "Ne oldu? İyi misin?" dedi. "Yoruldum." dedim. Zoraki bir şekilde gülümsedim. Cebinden çikolata çıkarıp verdi. Güldüm. Beni nasıl mutlu edeceklerini biliyorlardı.

"Harddiski aldım. Gidebiliriz artık." dedi Yiğit. "Paketi ne yapacaz?" dedim. "Okan ve Savaş, siz adamı bir şekilde oradan çıkarın." dedi Yiğit. "Böcekleri toplayalım." dedi Ayaz. Ayağa kalktım ama hafif başım döndü. Az daha dayan. Bardakları toplamış gibi yapıp bütün böcekleri aldık.

"Umay Üstteğmenim adamı nasıl paket etmişsen çözülmüyor be." dedi Savaş. Güldüm. "Burada kan var. Ve adam yaralı değil." dedi Okan. Ömer ve Ayaz bana döndü. Sırıttım. "Başkasının olabilir değil mi? Ben sağlamım görmüyor musunuz?" dedim. Onlar adamı çıkarttiktan sonra biz de çıktık. Yiğit'in yanına oturdum. Ceketini çıkarıp bacaklarıma örttü. Boynuna eline yanağına her tarafına baktım. "Temas olmadı değil mi?" dedim. "Yemin ederim olmadı. Sen iyi misin?" dedi Yiğit. Yarali kolumu tuttu. İstemsiz bir şekilde inilti çıktı.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin