7.Bölüm✔️

58.5K 2.8K 571
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

Beğenmeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.

Beni takip ederseniz sevinirim.

________

Konferans salonu önünde öğrencilerin geçmesini bekliyorduk. Bana gülümsemeden kimse geçmiyordu. Başımı hafif kaldırıp, öğrencilere ters ters bakan, Yiğit'e baktım.

Yan profilini incelerken neden gülümsediğimi anlamamıştım. Gözlerini bana çevirdi. Çatık kaşları normale dönerken gülümsemişti.

"Merhaba." Yiğit'ten gözlerimi alıp, karşımda bana elini uzatan, takım elbiseli adama çevirdim. "Ben öğretmenleri, Cem." Yiğit benden önce davranıp öğretmenin elini sıkmıştı. "Çok memnun olduk. Buyrun geçin içeri." Başımı iki yana sallayıp arkalarından girdim.

Yiğit ile beraber sahneye çıktık. Konuşmayı kendisi yapacaktı. Ben sonlara doğru eklemeler yapmayı düşünüyordum. "Öncelikle belirtmek isterim ki burası lise değil, askeriye. Her girdiğiniz mekanda nizami oluşunuzla ve disiplininiz ile dikkat çekecekmelisiniz. En arkada oturup dinlememek diye bir şey yok. Otuz saniye içinde ön koltuklarda inci gibi dizilin. Hemen, şimdi!" Yiğit'in otoriter ses tonundan sonra tüm öğrenciler ön koltuklara hücum etmişlerdi.

Bir saat boyunca Yiğit, sıkılmadan mesleği hakkında konuşmuştu.  Dinlemek keyifliydi. "Sorusu olan ya da merak ettiğiniz bir şey var mı?" diye konuya atladım. Bir saat boyunca kalkmayan eller, benim sorum ile havalanmıştı. "Sevgiliniz var mı?" dedi arkalarda oturan biri. Ben soru olarak bunu kastetmemiştim. "Evli misiniz?" diye sordu bir başkası. "Konumuz ile konuşalım." diye ikazda bulundum. "Birlikte çalışabilme olasılığımız yüksek mi?" Yiğit bir adım öne geçip sert bakışlarını yönlendirmişti. Havada olan eller inmişti.

"Yiğit Üsteğmen ile bir ilişkiniz mi var?" Bu defa ben kaşlarımı çattım. "Görünüşe bakılırsa mantıklı bir sorunuz yok. Çıkabilirsiniz." dedim. Öğrenci değil, magazin muhabirleri sanki.

Öğrenciler yavaştan çıkmaya başlarken son soruyu soran öğrenci yanıma geldi. "Özür dilerim, komutanım. Galiba ilişkiniz olduğunu kimse bilmiyordu. Pot kırdım." dedi. Ağzım bir karış açılmıştı. "Aynen öyle aslanım. Büyük pot kırdın." dedi Yiğit. Aynı şaşkınlıkla Yiğit'e döndüm. Gülümsedi.

"Fotoğraf çekebilir miyiz? Bugünü unutmamak için." dedi öğrencilerden biri. "Olmaz." dedi Yiğit. "Olur. Ama bir yerde paylaşılmaması şartıyla." dedim. "Paylaşmayız komutanım. Nazar olursunuz." dedi düşmanım olan öğrenci. Göz devirdim.

Tüm öğrenciler sıralanınca ortalarına geçtim. Yiğit'te arkalara geçmişti. "Komutanım, sevgiliniz olduğuna çok üzüldüm. Bu gece uyuyamam." dedi yanımdaki, sarışın. "Komutanımın sevgilisi olmasaydı bile sana mı bakardı?" dedi sol tarafımda duran. Güldüm. "Çekiyorum."

Öğrencilere veda ettikten sonra otobüse bindiler. "Çok verimli oldu. Çok teşekkür ederiz." dedi Cem. "Görevimiz." dedi Yiğit. Hayır benim cezam.

Otobüs ilerlemeye başlayınca öğrencilerden biri kafasını pencereden sarkıttı. "Söylemezsem içimde kalır. Çok güzelsiniz." Gülümsedim. "Biliyorum." deyip el salladım.

"Çok mütevaziyiz." dedi Yiğit, alay eder gibi. Omuz silktim. "İnsanın kendini bilmesi kötü bir şey mi?" dedim. Göz kırpıp saçlarımı savurdum.

Ortak alanımız olan dinlenme odasına geçtim. Okan ve Ömer çay içiyorlardı. "Afiyet olsun. Beni görünce kalkmanıza gerek yok." deyip koltukta oturdum. "Gitti mi öğrenciler?" diye sordu Okan. "Evet. Umarım bir daha böyle ceza almam. Ceza alacak bir şey de yapmadım ama neyse." dedim. Okan ve Ömer çok içten bir şekilde bana bakıp gülümsüyorlardı. "Çay içer misiniz, komutanım?" dedi Ömer. "Olur." dedim.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin