45.Bölüm

22.2K 1.3K 317
                                    

Selam canın ciğerim okuyucularım.😘

İyi okumalar dilerim.

Şeklini ay ve yıldızdan,
Rengini kanımızdan,
Sevkini ulusumuzdan,
Varlığını canımızdan aldın.
Senin için can vermeyene,
Senin için kan dökmeyene yaşmak haram olsun.
Varlığını ilelebet yaşatmak en kutsal görevim,
Seni ilelebet dalgalandırmak namus borcumdur ödeyeceğim.
🇹🇷🇹🇷🇹🇷NE MUTLU Kİ TÜRKÜM!!!🇹🇷🇹🇷🇹🇷

__________________________

"Abi!"

"Abi mi?"

Yutkundum. Öykü'nün abisinin fotoğrafını hiç görmedim ama sık sık bahsederdi. Öyküyü çok kıskanırmış ve çok psikopat bi abisi varmiş. Onu geçtim de içeride iki erkek var şu an. Gazamız mübarek olsun. Amin.

"Abicim. Hangi rüzgâr attı." dedi Öykü. "Sürpriz yapayım dedim." dedi. "Umay sana anlatmıştım ya." dedi Öykü. "Merhaba Ertuğrul abi." dedim. "Merhaba. " dedi. "Öykü içeriye almayacak mısın?" dedim. Öykü geri çekildi Ertuğrul abi girdi içeriye.

Önden gidemezdim ayıp olurdu. Umarım bir şey olmaz ya. Salona geçince Yiğit ve Okan ayaklandı. Ertuğrul abinin arkasından ikisine de sus işareti yapıyordum. "Tanıştırayım; Ertuğrul abi, Öykü'nün abisi. Bunlarda asker arkadaşlarım Okan ve Yiğit. Bir dosya vardı Önemli onu almaya geldiler." dedim.

"Memnun oldum." dedi Ertuğrul abi elini uzattı. Okan titriyordu. Gülmemek için dişlerimi sıkıyordum. "Biz de memnun olduk." dedi Yiğit. "Umay sen dosyayı getir biz kalkalım." dedi Yiğit. Başımı salladım.

Odama girip boş dosyanın içine iki tane boş kağıt koyup salona geçtim. Yiğite verdim. "Okandı değil mi?" dedi Ertuğrul abi. "E-evet." dedi Okan. "Geçmiş olsun burnuna ne oldu?" dedi Ertuğrul abi. "Eğitimde oldu." dedi Okan. "Tekrardan memnun olduk. İyi akşamlar." dedi Yiğit. Okan da başıyla selam verdi.

Kapıya kadar geçirdim. "Ben size sonra olayı anlatırım." dedim. Sessiz bir şekilde. "Tamam. " dedi Yiğit ve gittiler. İyi hallettim valla. Zeki olunca işte. Allahım!

Salona geçtim. Öykü abisine sarılmıştı. Bende geçip karşılarına oturdum. Ertuğrul abi de Doktordu. Ama o askeriyede değildi.

"Umay sen nasılsın abicim." dedi Ertuğrul abi.  İçim ısındı. "İyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın abi." dedim. "İyiyim bende. Yıllık izne girdim. İki gün sonra Öykü de girecek. Onu alıp birlikte gidelim diye düşündüm." dedi. "İyi düşünmüşsün abicim de haber mi verseydin acaba?" dedi Öykü. "Bir şey mi gizliyorsun hanımefendi. " dedi abi. Kıkırdadım. Öykü bir şey demedi.

"Çayımız vardı. Ben getireyim." dedim. "Yardım edeyim sana." dedi Öykü. Mutfağa girince bana sarıldı. "Okan'ın hayatını kurtardın. Canım kardeşim." dedi Öykü. Yanaklarımı öptü bi kaç defa. "Öykü! Yanaklarımı vıcık vıcık yaptın." dedim. "Tamam be." dedi.

Ne var ne yok alıp salona götürdük. Biz oturunca kapı çaldı. "Ben bakayım." dedi Öykü. Kalkıp kapıyı açmaya gitti.

"Öykü yenge toplanıyorsunuz bana haber vermiyorsunuz. Aşk olsun." Bu Ömerin sesi mi? Ben duydum ama Ertuğrul abi duydu mu mi? Korkudan yüzüne bakamıyorum ki.

Kafamı hafif kaldırdım. Kaşlarını çatmıştı. Ömer geldi. "Selâmün Aleyküm." dedi Ömer. "Aleyküm selam. " dedi Ertuğrul abi. "Misafirimiz kim?" dedi Ömer. Yiğitten sonra en korumacı Ömerdir. "Öykünün abisi." dedim. Gözlerini kocaman açtı. "Sen kimsin?" dedi Ertuğrul abi Ömere. "Teğmen Ömer. " dedi. "Otursana." dedi Ertuğrul abi. Ömerde yanıma oturdu.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin