86.Bölüm

16.5K 1K 436
                                    

İyi okumalar dilerim.

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷

___________________________

Kollarımı Yiğite sarmış manzarayı izliyorduk. Hayatımda olduğu için binlerce kez şükür ediyordum. Bana varlığıyla huzur veriyordu. "Güzelim hadi girelim üşüme." dedi Yiğit. "Sen ısıtıyorsun işte." dedim. Alnımdan öptü sonra elimden tutup girdik.

Terasın kapısını açınca ışıkları kapattılar. Öykünün elinde kocaman pasta vardı. "Hadi söndürün." dedi Okan. Yiğitin gözlerinin içine baktım. Sonra birlikte söndürdük. Pastanın da çıkmaya yakın gelmesi ilginç.

Bir saat kadar daha birlikte zaman geçirdikten sonra eve geri döndük. Yiğit ailesini havaalanına götürdü. Ben de kıyafetimi değiştirdim. Yola çıkacaktık. İzinlerimizi öykülerin düğününde kullandığımız için kalmamıştı. Dedemin yanına gittim. "Dedecim bugün seninle uyumak istiyordum ama olmadı." dedim. "Ben gelirim senin evine." dedi dedem. Yanağını kocaman öptüm. "Bir de şu Albay çok ceza veriyor bana, bir şey mi söylesen." dedim. Sırıta sırıta dedeme baktım. "Sen demiyor muydun bana torpil yapma diye. Sen de uslu dur ceza vermesin?" dedi Dedem suratımı astım.

Bizimkilerde yola çıkmışlardı. Ben de Yiğiti bekliyordum. Dedem elimi eline almış yüzüklerimi inceliyordu. "Dede çok mu beğendin?" dedim. "Eğer seni üzerse haberim olsun kulaklarından tavana asarım." dedi. "Emin ol ben üzerim o üzmez." dedim. Başımı kendine yaslayıp saçlarımı okşadı.

Kapı çalınca açmaya gittim. Yiğit gelmişti. "Hazırsan çıkalım." dedi. "Hazırım." dedim. Yiğitte girdi eve. "Dede gidiyoruz biz." dedim. "Dikkat edin." dedi Dedem. Üzerime montumu alıp dedeme sarıldım. Yiğit dedemin elini öptü. "Umaya iyi bak." dedi dedem. "Aklınız kalmasın komutanım." dedi Yiğit. "Artık senin de deden." dedim. Dedem bi kaşını kaldırınca "Şaka yaptım komutanım." dedim. Güldüler. Dışarı çıktık dedeme bir kez daha sarılıp arabaya geçtik. Yolumuz uzundu.

Sağ elini ellerim arasına almış yüzüğüne bakıyordum. "Ay şimdi sen benim nişanlımsın değil mi?" dedim. "Evet. Birkaç ay sonra kocan ondan sonrada çocuklarının babası olacam Allahın izniyle." dedi. Yanaklarım kızarmıştı. Başmı omuzuna koyup "İnşallah." dedim.

Iki saat yol aldıktan sonra arkadan piknik sepetini alıp bacaklarimın üzerine koydum. "Canın ne istiyor sevgilim yiyelim." dedim. Düşünür gibi yapıp sırıtarak bana baktı. "Seni." dedi. Göz devirdim. "Maalesef sepetimizde ben yokum." dedim. Kahkaha attı. Komik değildi oysaki. Börek çıkarıp bi dilim ağzına verdim. Ardından meyve suyunu da içirdim. "Ne ara hazırladın?" dedi. "Konu yemek olunca hazırlarım ben." dedim. Güldü. Ağzına vurdum. "Çok tatlıydın vurasım geldi." dedim. Yaklaşıp burnumun ucundan öptü. "Çok sevimliydin öpesim geldi." dedi. "Her zamanki halim." dedim. Burnumu çekti.

Kek çıkarıp verdim. Bir ona iki kendime yediriyordum. Bu defa sarma çıkardım. Ağzına iki tane ağzına tıkıştırdım. "Güzelim küçücük sepetten nasıl çıkıyor onlar." dedi. "Orasını boşver hadi ye çok güzel." dedim. "Yine mide fesatı geçirmek istemiyorum lütfen." dedi. Ağzına böreği koydum. "Çok konuşma ye." dedim. Sonra güldüm. Ağzındakileri bitirdikten sonra "Ben tatlı istiyorum." dedi. "Tamam vereyim." dedim. Yanağıma yaklaşıp ısırdı. "Çok şekerden komaya girmem umarım." dedi. "Yiiaa öküz." dedim. Elimdekileri arkaya koyup sarıldım.

Biraz daha gittikten sonra mola verdik. Arabadan indik. Kar yağıyordu. Avuç içimi açıp havaya kaldırdım. Sonra gözlerimi kapatıp etrafımda döndüm. Birden havalanınca gözlerimi açtım. Yiğit belimden tutup kaldırmışti ve birlikte dönüyorduk. Alnından öptüm. Yere indirdi. Arabadan radyoyu açıp Yiğit'in elinden tutup yolun köşesine geçtik. "Bu dansı bana lütfeder misiniz lordum?" dedim. "Her zaman leydim." dedi.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin