99.Bölüm

17.6K 1K 327
                                    

İyi okumalar dilerim.❣

🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷

_____________________________

"Hazır mısınız Yüzbaşım?"

"Hazırım Binbaşım."

Karşıma geçip ellerini belime koydu ve beni kendine çekti. Kaç yıl geçse bile aşkımız biraz olsun azalmamıştı. Hâlâ beni öptüğünde, ellerimi tuttuğunda, iltifat ettiğinde heyecanlanıyordum. Alnımı uzun uzun öptü. Gözlerimi kapadım.

"Seni çok seviyorum biliyorsun değil mi kadın?"

Gülümsedim. Evet anlamında başımı aşağı yukarı salladım.

"Sana aşık olduğumu biliyorsun değil mi adam?"

Başını hafif eğdi. Gamzesi çıktı. Yaklaşıp öptüm. "Seni yaradana binlerce şükür." dedi. Kollarımı boynuna dolayıp sarıldım.

"Hadi Eğitime gidelim. Beklemesinler." dedi Yiğit. "Peki." dedim. Son bir kez aynaya baktım ve çıktık. "Güzelim bir şey soracam." dedi Yiğit. "Dinliyorum." dedim. "İki çocuk dünyaya getirmene rağmen nasıl bu kadar formda kalmayı başarıyorsun." dedi. "Bizim karargâhta bir Binbaşı var. Allah ondan razı olsun eğitimlerde pestilimizi çıkarıyor. Onun sayesinde yani." dedim. Kahkaha attı. "Bak sen şu Binbaşıya." dedi. Bu sefer ben güldüm.

Birlikte bahçeye indik. Herkes çoktan gelmişti. Bende yerimi aldım. "Bozkurt Timi 30 tur koşar adım marş marş." dedi Yiğit. İşkence başlıyor.

Üç saatlik işkencemiz bitmişti. Kendimi yere atım uzandım. Diğerleri de başka köşelerde uzanmıştı. Yiğit başıma gelip elini uzattı. Ters ters baktım yüzüne. Güldü. "Acımasız Binbaşı." dedim. Sırıttı. "Bozkurt Timi yaşlanmışsınız." dedi Yiğit. "Önceden saha az eğitim yaptırdığın için olabilir mi?" dedi Ömer. "Aynen ya. Gençtik o zamanlar 1 saat yaptırıyordun. Şimdi bir ayağımız çukurda 3 saat ne ya?" dedim. "Dinç olun diye. Şikayet etmek yok." dedi Yiğit. Göz devirdim.

Doğrulup oturdum. Eymen geliyordu. "Uzman Çavuş Eymen Ak, telefonunuz var komutanım." dedi. Ayağa kalkıp telefonu kulağıma koydum.

"Efendim."

"Ben Asena'nın ögretmeni Güneş. Okula gelebilirseniz konuşmak istiyorum."

"Kötü bir şey yoktur umarım."

"Pek sayılmaz. Bekliyorum sizi."

"1 saate orada olurum"

Telefonu kapatıp ayağa kalktım. "Ne oldu?" dedi Yiğit. "Bilmiyorum. Öğretmen aradı bekliyorum dedi." dedim. "İşlerimi halledeyim birlikte gidelim." dedi Yiğit. "Abi sen kal ben giderim." dedi Savaş. "Tamam." dedi Yiğit.

Odama eğitim kıyafetlerimi çıkarıp Üniformamı giydim. Savaşta beni bekliyordu dışarı da. Anahtarı Savaşa attım. Havada tuttu. "Okuldan sonra bir yerlerde yemek mi yesek?" dedi Savaş. "Mesai saatleri içindeyiz. Maalesef. Ama yoldan bir şey alabiliriz." dedim. "Konu yemek olunca gönül ferman dinlemiyor." dedi Savaş. "Ne alaka?" dedim. "Bilmem." dedi. Güldük.

Okula gidene kadar radyo üzerinde kavga etmiştik. Okula gelince arabayi park etti ve indik. "Şu radyo hâlâ nasıl yaşıyor anlamadım." dedim. "Arabayı sen aldın ya ondandır." dedi. Saçlarımı havalndırdım. "Ah ben." dedim. Saçımı çekti. "Elini kırarım." dedim. "Tamam ya." dedi. Güldüm.

Savaş ile birlikte okula girdik. Herkesin gözü bizdeydi. "Savaş" dedi Asena ve koşa koşa Savaşın kucağına atladı. "Prensesim." dedi Savaş. "Kızım. Amcan o senin." dedim. Asena omuz silkti. "Anlat bakalım küçük hanım. Öğretmenin niye bizi çağırdı?" dedi Savaş. "Ya diğer sınıflardan bir çocuk bana çiçek verdi. Çok güzelsin kıvırcık dedi. Bende saçını çektim onun. Bir de kolunu ısırdım." dedi Asena. Savaş sesli bir şekilde kahkaha attı. "Afferin amcam benim." dedi Savaş. "Annecim ama öyle yapılır mı?" dedim. "Ama anne Ömer amcam bana dedi ki. Bir erkek sana yaklaşırsa döv. Bende ısırdım." dedi Asena. Ah psikopat kızım benim.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin