UMAY

62.Bölüm

İyi okumalar dilerim.

Bu topraklar çok 'hain' gördü ama bilinmeli ki; TÜRK MİLLETİ hepsini de tarihe  gömdü...🇹🇷

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Benim vatanımda ezan susmaz, bayrak dinmez. Ya sev ya terk et! 🇹🇷

________________________

Ayaz ne kastettiğimi anlamamıştı. Asel konuşmaya başladı. "Öncelikle herkese merhaba. Birlikte operasyon yürütecez bir süre. Prensesinize ihtiyacimız var." dedi Asel. "Ben yani." dedi Ömer. Göz devirdim. "Kötü espiriydi. Git at kendini." dedim. Otuz iki dişini açmış sırıtıyordu.

Asel operasyonu anlattı. Yine ben ve ben içeri sızacaktım. Albay gittikten sonra "Abi anlamıyorum neden sürekli Umay." dedi Ömer. "Güzel de ondan." dedi Atakan. Dışarı çıktım. Aseli görünce yanına gittim. "Tekrardan tanışalım mı?" dedim. "Tabii ki." dedi. Çok tatlı bir kızdı. Geçen gün tam inceliyememiştim.

"Üstteğmen Umay Yücesoy. " dedim. Elimi uzattım. Elimi sıkıp "Savcı Asel Kılıç. Memnun oldum." dedi. "Bende çok memnun oldum." dedim. "İyisin değil mi?" dedi. "Olmaya çalışıyorum. Dün için kusura da bakma." dedim. "Ne kusuru deme öyle. Elimden ne gelirse yaparım." dedi. Gülümsedim. "Gel seni bizimkilerle tanıştırayım. " dedim. "Olur." dedi.

"Yüzbaşı Atakan, Teğmen Okan, Teğmen Ömer ve Üstteğmen Ayaz." dedim. "Memnun oldum." dedi Asel. "Biz de." dedi Okan. "Asel geçen benim yerimi ifşalıyan aynı zamanda." dedim. "Tekrardan teşekkür ederiz." dedi Ayaz. Sonra Asel bize veda edip gitti.

Ayazın yanına geçip, "Güzel kız değil mi?" dedim. "Allah sahibine bağışlasın." dedi Ayaz. "Hayır öyle değil. Allah bana bağışlasın diyeceksin." deyip kaş göz hareketi yaptım. "Umay!" dedi Ayaz. Artık anlamıştı ne demek istediğimi. "Hayırlı olsun abi. Daha 10 yıl Umaydan kurtulamazsın." dedi Ömer. "Bir yastıkta kocatsın." dedi Okan. "Yuh." dedi Ayaz. 

Bana ters ters bakınca kaçtım. Akşam operasyona başlayacaktık. Teröristlere her konuda yardım eden bi iş adamının oğluyla flörtleşmek için beni seçmişlerdi. Ah ah. Salak oğlunu kandırıp evlerine gidecektim. Önemli bilgileri alıp eve böcek yerleştirecektim. Diğer gün evinde büyük bir toplantı yapacakmış. Ne konuşuyorlarmış öğrenelim bakalım.

Asel benim için gerekli malzemeleri almaya gitmişti. Mekana gittim. Bizimkiler de oturuyordu. "Kendisi Bordo bereli, biri Doktor, biri polis ve şimdi de savcı alıyor ki her yerden açığı kapatsın." dedi Ömer. "Toplansalar bir devlet kurarlar abi." dedi Okan. "Beni bulaştırma Umay." dedi Ayaz. Bakış attım Ayaza. "Bu bakış. Ben kafama koyduysam yaparım bakışı." dedi Ömer. Sırıttım. "Beni çözmüşsün." dedim. "Boşuna kardeşim demedik." dedi Ömer. "Duydun değil mi?" dedim Ayaza. Saçımı çekti. "Ya sizin benim saçımla ne derdiniz var." dedim. "Abiye cevap verilmez." dedi Ayaz. Göz devirdim.

Parmağımdaki yüzüğüme baktım. Hiçbir zaman çıkarmamıştım. Okşadım. Ömer bi yandan Ayaz bir yandan omuzuma dokundular. "Siz de özlediniz mi?" dedim. Kimseden ses çıkmadı. Yine gözlerim doldu. "Umay ölenle ölünmez. Artık kendi hayatına mı baksan." dedi Atakan. Kaşlarımı çatıp Atakana baktım. "Birincisi O ölmedi şehit oldu. İkincisi de seni hiç ilgilendirmez." dedim. "Komutanım bir şey demiyoruz ama siz de sözlerinize dikkat mi etseniz!" dedi Ayaz. "Ben Umayı düşündüğümden öyle dedim." dedi. "Biz kardeşimizi düşünüyoruz başkasına gerek yok." dedi Okan. Ayağa kalkıp odadan çıktı.

İki saat geçtikten sonra Asel geldi. "Hoşgeldin Savcım." dedim. "Öyle söyleme ya." dedi Asel güldüm. "Peki." dedim. "Hadi gel hazırlan sen." dedi. Elindeki paketleri alıp odama gittim. Önce kıyafetleri inceledim. Aslında güzeldiler ama değişikti ya. File çorap gibi ama üstüme giydim. Siyah bir pantolon. Siyah kısa sweatshirt giydim. Kemerimi takıp takılarımı da taktım. Siyah postal tarzı bot giydim. Saçlarımı da taradım. Makyajda yapıp odadan çıktım.