46.Bölüm

20.8K 1.2K 228
                                    

İyi okumalar dilerim.

Çakal rüya gördü diye KURT'UN soyu tükenmez. 🇹🇷

♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆♡☆

Ey Türk;
Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir. Titre ve kendine dön.🇹🇷

_________________________

"İyi misin canım?"

"Abla kolun kanıyor."

Kızın elinden alıp tutup güvenli bir yere geçtim. "Benim yüzümden vuruldun." deyip ağlamaya başladı kız. Ömer geldi. Kızı kucağına aldı. Başka yere götürecekti. "Abla vuruldu." dedi Küçük kız. "Ne? Umay!" dedi Ömer. "Ne oldu?" dedi Yiğit. "Vuruldu." dedi Ömer. "Ömer ben senin varya. Şu an küfür etmeyi bilseydim sana demediğimi bırakmazdım." dedim.

"Yerinde kal geliyorum." dedi Yiğit. "Asıl sen yerinde kal. Ben hallederim." dedim. Kurşun içindeydi ama şu an hissetmiştim. Boynumdaki bandanayı aldım arada işe yarıyor. Az üstünden bağladım.

"Ben arkadan dolanıyorum." dedim. "Asena yerinde kal." dedi Ayaz. Biri bir şey mi dedi duymadım. Sessiz ama hızlı adimlarla arkalarına kadar gittim. Kimse beni görmemişti.

Teröristler kendi aralarında konuşuyordu.

"Niye kimse sıkmıyor?" 

"Lan bunlar Bordo bereli olmasın."

"Zeki çocuk. Selaaam." dedim ve üçüsününde kafasından sıktım.  Kolum sızlıyordu. "Burası temiz. " dedim. "Burası da." dedi Okan. Geri kalanları da topladık. Operasyon başarıyla tamamlanmıştı. Soğuk terler dökmeye başladım. Yiğit yanıma geldi. "Kurşun sıyırdı mı?" dedi. "Yok içinde." dedim. "Beni deli mi edeceksin sen?" dedi Yiğit. Sustum.

Koluma baktı. Kendi boynundakinide çıkarıp koluma bağladı. "Az dayan tamam mı?" dedi. Başımı salladım. "Burada sağlık ocağı falan yok mu?" dedi Yiğit. "Varda doktor yok." dedi Okan. "Ben böyle işin..." dedi Yiğit. Gözlerim kararıyordu. En yakinımda Ömer vardı ona tutundum. "İyi misin?" dedi Ömer. "Hı hı." dedim. "Abi! Umay iyi değil?" dedi Ömer.

Yiğit elimdeki silahı çantayı çıkarım diğerlerine verdi. Sonra beni kucağına aldı. "Helikopterden başka yolumuz yok. Çabuk gidelim hadi." dedi Yiğit. "Acıyor." dedim. Yiğit dişlerini sıktı. Sonra gözlerim kapandı.

Gözlerimi açtığımda etrafa baktim. Bi kolum sarılıydı. Diğerinde de serum vardı. Kapının önünden sesler geliyordu. Yiğitin bağrış sesleriydi. "Yiğit!" diye seslendim. Kapı açıldı. Hepsi girdi içeriye. "Güzelim? İyisin değil mi? Ağrın var mı?" dedi Yiğit. Eline baktım kanamıştı. Kaşlarımı çattım.

"Yiğit yine ne yaptın sen?" dedim sinirle. "Bir şey yok elim değildi." dedi Yiğit. "Benim yüzümden niye kendine zarar veriyorsun? Yiğit yeter ama ya. Sana kaç defa dedim." dedim. "Biz çıkalım." dedi Ömer.

Onlar çıktıktan sonra Yiğit yanıma oturdu. "Sana bir şey olunca ne kadar içim yanıyor biliyor musun?" dedi. Bir şe demedim devam etti. "Kendimi kaybediyorum. Bilerek yaptığım bir şey değil." dedi. "Ama senin canın acıyo." dedim. Elini elime alıp öptüm. "Geçti." dedi. "Bir daha yapma. Lütfen. " dedim.

Yüzü yüzüme yaklaştı. O sırada kapı açıldı. "Ben çok özür dilerim. " dedi Defne. "Ben sana dedim girme değil mi?" dedi Ömer. "Sorun değil gel gel." dedim. Yanıma gelip sarıldı. "Iyisin değil mi? Duyunca korktum ya." dedi Defne. "Kimden duydun?" dedim. "Seni aradım ama ulaşamadım ondan Ömeri aradım o söyledi." dedi. Gülümsedim. "Sıkma canını iyiyim." dedim.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin