60.Bölüm

19.2K 1.1K 394
                                    

Uzun bir aradan sonra(🤭🤭) ben geldim.

Keyifli okumalar dilerim.

🇹🇷🇹🇷Soran olursa Türkler geldi dersiniz... Hoş geldin diyene sahip çıkın, Neden geldiniz diyenin kafasına sıkın!🇹🇷🇹🇷

__________________________

(Yazar'ın anlatımıyla)

Umay duyduklarını sindirmeye çalışıyordu. "Ne diyorsun sen doktor?" dedi. Çaresiz bir şekilde. "Üzgünüm." dedi Doktor ve gitti. Umay arkasından koşacakken Defne ve Öykü tuttu onu. Yere çöküp boğazı yırtılırcasına ağlamaya başladı. "Yalan söylüyorsun." dedi. Herkes susmuştu. Kulaklarını kapattı. Tek bir ses olmamasına rağmen kulaklarını bastırdıkça bastırıyordu. Yine sessizlik kulaklarını acıtmıştı.

Ayağa kalkıp etrafındakileri dağıtmaya başladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Hepsi çok üzgündü ama Umayı böyle görünce daha çok üzülüyorlardı. "Umay yapma." dedi Ömer. "Beni bıraktı. O da annem ve babam gibi beni bırakıp gitti. Kapattığı yaraları tekrar açıp gitti." dedi Umay.

Kendini kontrol edemiyordu. Arkasındaki cama yumruk attı elleri kan olmuştu. "Yiğit! Canım acıyo." dedi Umay. Ayaz Umay'ın kollarından tutup sarstı. "Kendine gel!" dedi. "Bırak beni onu görecem. Yalan söylüyorlar. Bıraak." dedi Umay. Ayaz tokat atmıştı Umaya. Sonra kendine çekip sarıldı. "Yapma böyle." dedi. Umay sakinleşmişti ama hâlâ ağlıyordu. "Bizi bıraktı Ayaz." dedi Umay. Sonra gözleri kararıp bayıldı.

2 HAFTA SONRA

Umay'dan

Hastaneden çıkalı iki gün olmuştu. Yiğitin yatağında uzanmıştım. Öküzde kucağımdaydı. Gözyaşlarım akıyordu yine. Yastığındaki kokusunu içime çekiyordum. Çok özlemiştim onu. Kapı açıldı. "Umay hadi gel bir şeyler ye." dedi Ayaz. "Canım istemiyor." dedim. "2 haftadır sadece su ile ayakta olduğunun farkında mısın?" dedi Ayaz. Cevap vermedim. Kapıyı kapatıp içeriye gitti.

Sevdiğimin fotoğrafını elime alıp yüzünü okşadım. "Çok özledim seni." dedim. Bi kaç defa öpüp yerine koydum. Sonra doğrulup odadan çıktım. Bizimkiler sessiz sessiz konuşuyorlardı. "O şerefsiz bizim karargâhtamıymış?" dedi Okan. "Abi sessiz ol. Umay duymasın. Paşa ilgilenecekmiş Yiğiti vuran itle." dedi Ömer. "Bizden birinin girmesi de yasakmış." dedi Ayaz. Odaya geri gittim. Duyduğum iyi oldu. On dakika daha oyalanıp odadan çıktım.

"Umay?" dedi Ömer. "Ben eve gidip duş alacam." dedim. "Tamam." dedi Ayaz. Onları beklemeden çıkıp kendi evime gittim. Evden motorun anahtarını alıp evden çıktım. Kaskımı takıp motora bindim. Karargâha doğru sürdüm. Olabildiğince daha hızlı sürüyordum. Karargaha gelince motordan inip kaskımı çıkardım.

Alay binasına girdim. Karşıma mehmet çıktı. "Komutanım?" dedi. "O it nerede?" dedim. "Şey komutanım sizin oraya girmeniz yasak." dedi. "Asker sana bir şey sordum nerede?" dedim. Kükremiştim resmen. Yerini söyleyince aşağıya indim. Kapı da üç asker vardı.

"Kapıyı açın." dedim. "Komutanım lütfen zorluk çıkarmayın." dedi askerlerden biri. "Sana aç dedim." dedim. "Komutanım başınınız yanar." dedi. Göz devirdim. "Siz benim beynimi patlatsanızda ben oraya girecem. Açın şunu yoksa kötü şeyler olur." dedim. Zor da olsa açmışlardı. Kapıyı açtıktan sonra "Siz dışarı çıkın giren olursa pişman ederim sizi." dedim. Onlarda çıktıktan sonra girdim.

Şerefsiz yemeğini yemiş suyunu içiyordu. "Bir de yemek mi verdiler sana?" dedim. "Sen de kimsin?" dedi. "Şehit ettiğin Bozkurtun Asenasıyım ben." dedim. Yutkundu. Yemek tepsisini alıp yüzüne yapıştırdım. Burnu kanıyordu. "Yapma ne olur?" dedi. "Hangi elinle sıktın?" dedim. "Hı?" dedi. Sağ elini tutup ters çevirdim. Bağırıyordu. Yüzüne yumruk attım. Ayağa kalkıp tekme attım. "İt oğlu it. " dedim. "Yardım edin!" diye bağırıyordu. Yüzüne tekme attım. Sustu. Belimden silahı çıkarıp doğrulttum. "Yapma!" dedi. Karnına vurdum. Her yeri kan olmuştu. "Kes sesini." dedim.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin