67.Bölüm

18.9K 1.2K 400
                                    

İyi okumalar dilerim.

Askerde koğuş arkadaşı ölümüne arkadaştır. Ölüm arkadaşın can kardeşindir.🇹🇷

■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■□■

Bil ki, kanım vatana toprak olur; bil ki, ruhum cennete bekçi olur. Benim canım ay yıldıza feda olur.🇹🇷

(Yukarıdaki şarkıyı dinlemeyi unutmayin.)
_____________________________

Defne ile birlikte silahlarımızı doğrulttuk. Arabadan inmişti. Elinde kumanda vardı. "Çekil komutan. Patlarız hepimiz." dedi. "Defne sen diğer araçları gönder." dedim. Adama döndüm. "Bırak onu hadi." dedim. "Çekil önümden." dedi. "Kendi hayatını hiç mi önemsemiyorsun? O kumandayı bırak hadi." dedim. Çok pis sırıtmaya başladı. Şeytan diyor ağzına tekme atta neyse.

Sağ elini yukarı kaldırdı. Arkamdan da arabalar geçiyordu. Patlatırsa çok yaralı olurdu. "Bismillah. Allahım sen utandırma." dedim. Bileğine nişan alıp sıktım. Elindeki kumanda düşmüştü. Hemen koştum yanına "Şerefsiz." dedim. Kumandayı elime alıp kırdım. Üstündeki yeleği çıkarttım. "Umay!" dedi Defne. "Efendim." dedim. "Bu zaman ayarlı ve hâlâ çalışıyor." dedi.

Aklım çalışmıyordu. Çevrede arabalar durmuş bizi izliyordu. "Yolunuza devam edin." dedim ama meraklılar olduğu yerdeydiler. "Defne sen bu pisliğe bak ben bunu uzaklaştırmaya çalışacam." dedim. "Saçmalama Umay! 15 dakika var nereye kadar gideceksin." dedi. "Burada patlarsa herkes zarar görebilir ben buna göz yumamam." dedim. Yeleği kamyona koyup bende sürücü koltuğuna geçtim. "Umay yapma!" dedi Defne ama dinlemedim.

Ben bir yemin ettim artık kimse annesiz babasız kalmasın diye. Başka yapabileceğim bir şey yok. Komayonu çok hızlı sürmeye çalışıyordum ve sürekli telefonum çalıyordu. "Allahım lütfen kimseye bir şey olmasın." diye dua ediyordum sürekli. 7 dakikası kalmıştı. Hadi Umay biraz daha hızlı. Gaza daha çok yüklendim.

Boş bir araziye geldim. Arabayı en uca götürdüm. 2 dakika kalmıştı. İnip koşmaya başladım. Kimse yoktu. Biraz daha koştuktan sonra patladı. Yere çöktüm. "Allahım sana şükürler olsun." dedim. 110'u aradım. Bizimkilerden bir sürü cevapsız arama vardı. En çokta Yiğitten. Yine azar yiyecektim ama vicdanım rahattı. Yerde oturmuş olayı atlatmaya çalışıyordum. Daha önce de bomba görmüştüm ama genellikle uzmanları ilgilendiği için bizimle ilgisi olmuyordu. Bu defa bombayla yolculuk yaptım ya. Vay be. "Umay çıtayı yükseltiyorsun. Afferin kız." dedim kendime.

10 dakika sonra itfaiye, polis arabası ve askeri araç gelmişti. O kadar şeye gerek yoktu. Defne arabadan inip yanıma koştu. "Umay!" dedi ve ağlıyordu. "İyiyim ben." dedim. Sarıldım. "Psikopat. Çok korkuttun beni." dedi. "Bak bir şey olmadı iyiyim" dedim. "Bombayla çılgınlık yapılmaz. Bir daha yapma böyle şeyler." dedi. "Komutanım iyi misiniz?" dedi asker. "Iyiyim." dedim. "Üstteğmenim cesaretiniz beni hayrete düşürdü." dedi Polis memuru. Gülümsedim.

"Umay!"

Yiğit koşarak yanıma gelip sarıldı. "İyi misin güzelim?" dedi. "İyiyim." dedim. Kaşlarını çatıp "Ben seni uyarmaktan artık yoruldum. Ya sen arabadayken patlasaydı. Niye canını tehlikeye atıyorsun?" dedi. "Eğer yapmasaydım yüzlerce kişi ölecekti ben ve Defne de dahil." dedim. Sinirle ağzında bir şeyler geveledi ama anlamadım.

Arabaya bindik. "O şerefsizi ne yaptın?" dedim. "Askerler alıp götürdü." dedi Defne. Kimse konuşmuyordu. Galiba gercekten korkmuşlardı. "Cezadan da yırttık." dedim. "Umay konuşma, sesin gelmesin." dedi Ömer. "Ne ya. Abartıyorsunuz. Ben Askerim vatanımı korumakla görevliyim. Gerekirse canımı da tehlikeye atarım. Bomba imha ekibini gelmesini bekleyemezdim." dedim. Cevap vermediler. Çünkü haklıyım.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin