35.Bölüm✔️

26.4K 1.5K 221
                                    

İyi okumalar dilerim.

🇹🇷Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyuksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in Arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.🇹🇷
-Mehmet Akif ERSOY

__________________

Karşımdaki yabancı gözler Ayaz ve benim aramda gidip geliyordu. Elimi Ayaz'ın omuzundan indirdim. Kısa süre Ayaz'a baktım cevap vermesi için ama ağzını bile açmamıştı. Ben de sorumu yinelemek istememiştim.

Yüzüme samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme kondurdum. "Merhaba." Burun kıvırmıştı. Karşımdakinden de aynı tepkiyi beklemek benim suçumdu. "Kimsin sen ve sevgilimin yanında ne işin var?" Sevgilisi? Soran gözlerle Ayaz'a baktım. Sıkıntılı bir nefes verip bana baktı. "Sen geç içeri. Ben gönderip geliyorum." Ayaz'ı dinlemeyi düşünmüyordum.

"Konuşmak istiyorum seninle. Konuşmadan da bir yere gitmeyeceğim." Kapı pervazına yaslanıp kollarımı birbirine doladım. "Zorla güzellik olmayacağını bilmelisin." Gözlerini gözlerime değdirdi. "Kimsin sen?" Sesi oldukça yüksekti ve çirkinleşmeye başlıyordu. "Sürekli kim olduğumu sormayı bırakmalısın. Aksi taktirde unutamayacağın bir tanışma yaşatırım sana," Gülümseyip devam ettim. "Ve o sesini alçalt. Sadece bir öneri."

"Giden neden geri gelmiyor?" Yiğit'in sesi yaklaşıyordu. Kapıya geldiğinde kolunu belime dolayıp geriye doğru çekmişti. Gelen kişiye bakıp gülümsedi. "Merhaba. Hoş geldiniz." Kaşlarımı çatıp Yiğit'e baktım. "Pek hoş bulamadım." Kıkırtısını duyup karşımdaki kadına baktım. Saçını kulağının arkasına sıkıştırıp gülümsemeye devam etti.

Benim de girişim gayet nazikti fakat böyle bir tepki almamıştım. "Kapıda neden bekliyorsunuz?" Ayaz geri çekilmişti. "Çünkü kendisi gidecek." Yiğit kaşlarını çatıp Ayaz'a baktı. "Ben Ayaz ile konuşmaya gelmiştim." Yiğit önce beni köşeye çekip hemen ardından Ayaz'ı çekiştirmişti. "İçeriye gelin lütfen." Kadın dünden hazırmış gibi çabucak eve girdi. Belimde ki kolu ittirmiştim.

Yiğit şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Sonra hesaplaşacağız seninle." Yiğit'i gönderip Ayaz'ı mutfağa çekmiştim. Kadın'a nasıl davranmam gerektiğini bilememiştim. İşin aslını öğrenmem gerekiyordu.

"Seni dinliyorum Ayaz." Sandalyeyi çekip oturdu. "Benim evimde. Benim yatağımda onu başka bir adamla bastım." Ağzım açık kaldığından olsa gerek Ayaz gülerek elini uzatıp çenemi yukarı doğru itti. "Ben aştım. Kendisi aklıma bile gelmiyor. Sadece hiçbir şey yapmamış gibi kapıma kadar gelmesi sinirlerimi bozdu." Tezgaha yaslandım. Yüzüme bakıp tekrar güldü.

"Ben gördüğümde bu kadar şaşırmadım Umay. Kendine gel." Şaşırmak değil de üzülmüştüm. Ben alacağımı almıştım. Detaylarını anlatmak isterse başka bir zaman onu seve seve dinleyecektim. "Onun karşısında rahat takılmalısın. Şimdi içeriye gireceğiz. Ve o da gidecek. Kaçan sen olmayacaksın." Elimi uzattım. Tutup kalkmıştı. Elimi sırtına koyup sıvazladım.

"Bir kız kardeşin olduğunu unutma. Canını sıkanların kafasına sıkarız." Kahkaha atmıştı. Sesinin içeriye gittiğinden emindim. Kolunu omuzuma atıp beni kendine çekmişti. "İyi ki varsın. Ama kimsenin canına kıymaya gerek yok." Omuz silktim.

Oturma odasına geçtik beraber. Yiğit'e ters bir bakış atıp Ömer'in yanına oturdum. Kadının suratı asıktı. "Olay ne?" Ömer kulağıma fısıldamıştı. Sonra anlatırdım ve o yüzden elimi savurdum.

İlk konuşan kişi olmak istemiyordum ama bu gidişle birazdan kadının üstüne atlayacak ve ağzıma geleni saydıracaktım. Gözlerini Yiğit'in üzerinden ayırmıyordu. Sakin oluyoruz.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin