28.Bölüm✔️

31.1K 1.6K 158
                                    

İyi okumalar dilerim.

______

Gözümün gördüğünü anlatmaya dilim varmıyordu. Duygularımı bir iki kelimeyi yan yana getirerek ifade etmem mümkün değildi. Ama biliyordum, gözlerim gözleriyle buluşunca beni anlayacaktı. Şimdiye kadar olduğu gibi.

Yeşil gözlerim kömür karası gözleriyle bir araya geldi. Dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Yanındayken her zaman güzel gülüşünü bana sunardı.

Avucumu yanağına yaslayıp gamzesini okşadım. "Ne denir bilemiyorum." Yanağına yaslı elimi dudaklarına bastırdıktan sonra diğer elimi de tuttu. "Beni sevdiğini senin sesinden duydum ya, bana yeter sevgilim." Başımı göğüsüne yaslayıp kollarını sıkıca sardı.

"Seni sevmek çok güzel Yiğit Aral. Bana bu dünyadaki cenneti yaşattırıyorsun."

Dudakları saçlarım arasında geziyordu. Başımı geriye doğru atıp yüzüne baktım. Yüzünün her bir noktasına. O kadar mükemmeldi ki. Gözlerim en son gözlerinde durdu. "Teşekkür ederim." Alnıma dudaklarını bastırdı.

Birbirimizden ayrılmıştık. Ama Yiğit elimi bırakmamıştı. "Beğendin mi?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Çok beğendim." Gülümsememe karşılık vermişti. "Beğenmene sevindim." Elimin tersine dudaklarını bastırdı tekrardan. "Sevinmene sevindim." Galiba bu uzayıp gidecekti.

Küçük bir kamelyanın üzerini ve etrafını kapatmışlardı. İçerisinde hoş bir masa görünüyordu. Güller ve mumların eşlik ettiği bir yol vardı. Aslında hiçbirine gerek yoktu. Yanımda onun olması her şeye yeterdi.

Masamıza geçip oturduk. Lezzetli yemekler görünüyordu. Masanın üzerinden elini uzattı. Gülümseyerek elimi avucuna bıraktım.

"Birinci günümüz kutlu olsun sevgilim." Kıkırtılarım çok geçmeden sesli bir gülüşe dönüşmüştü. "Evlenme teklifi edeceksin diye düşünmüştüm." Baş parmağı elimin tersini okşuyordu. "Seninle olduğum sürece her zaman sürpriz yapacağım. Evlenme teklifini de bu kadar küçük bekleme lütfen."

Helikopterden aşağı güller mi atacak?

Yemeğimi yiyebilmek için çatalımı ve bıçağımı elime aldım. "Umay'ım?" Gözlerinin içi gülüyordu. Gözlerinde kendi gözlerimin yansımasını da görüyor olabilirim. "Yalnız değilsin Portakal Çiçeğim. Her zaman yanında ben olacağım."

Güzel ve özellikle romantik bir sohbet eşliğinde yemeğimizi yemiştik. Daha doğru ben yemeği yemiştim, Yiğit ise beni izlemişti. Tabağının yarısından fazlası duruyordu.

Dışarıda hafiften çisileyen yağmur ortama ayrı bir hava katıyordu. "Dans edelim mi?" Gözlerimi dışardan alıp güzel gözlere çevirdim. "Olur."

Telefonundan romantik bir parça açıp masanın üzerine bıraktı. Uzattığı eline tutunup kalktım. Kamelyanın dışına çıktık. Avucunda olan elimi dudaklarına bastırıp omuzuma koydu. Diğer elimi de ben omuzuna koydum. Gülümseyerek kollarını belime dolayıp beni kendine yaklaştırdı.

"Sevilmek ne çok yakışır sana
Adının yanında ne güzel durur adım
Al cennetine kabul et sen beni
Seni çok seviyorum güzel kadın"

Gözlerimizin bakıştığı değil karıştığı bir andı. Dudakları hareket etmiyordu ama gözleri susmak bilmiyordu. Gözlerinden gözlerime akan duygular kalbimi yeşertiyordu.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin