Selam canım okurlarım..
Yeni bölüm geldi hem de bomba gibi..
Hazır mısınız bakalım?
Kaldığımız yerden devam ediyoruz o zaman..
Keyifli okumalar canlarım.
Yorum ve oylarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Görselde; Yekta var.
Bölüm müziğimiz; Cengiz Özkan - Efkar
************************************
''Bir bak tarihe, Türk'e baş kaldıranların sonu ne olmuş!..''
Bilge Kağan
*******
''Gecenin köründe kulak kesildiğinizde duyacağınız tek ses rüzgar uğultusudur, oysa o rüzgar komandonun ayak sesleridir...''
duslerkitapliği
*******
Bir asker için her operasyon ölümle bir randevu demektir. Bunun içindir ki karakolun kapısından her çıktığımızda, geri dönmeyecekmiş gibi ardımızda bıraktıklarımızdan helalleşmemiz.. Bir tarafımız bunu çok ister! Kim istemez ki vatanını, namusu uğruna şehadet şerbetini içmeyi? Bir Komando, bunlara her daim hazırdır, alışıktır. Alışamadığımız şeylerde var elbette. Sonrasında yaşanacaklar gibi.. Ölümle burun buruna geldiğimiz o anlarda içimizden geçen, korktuğumuz tek şey ardımızda bıraktıklarımızdır. Sevdiklerimizin hissedeceklerin o üzüntüyü ta yüreğinizin en derininde hissedersiniz. O andan sonra önemli olan operasyon iyi geçmiş olması değil, bütün ekibin iyi ve sağlıklı bir şekilde dönmesi için dua edip oradan onları sağ salim çıkarma düşüncesi oluyor. Bende bir asker olarak şehadet şerbetini içmek istedim. Ardımda bırakacağım yaşlı bir ana babamdan başka kimim kalmıştı ki beni düşünüp üzülecek diye düşünüyordum o zamanlar.. Şimdi ise geri de bıraktığım beni seven, bekleyen biri vardı. Sevdiğim adam, dünyadayken bana verilmiş ikinci şansım!
Şimdi tehlikeli bir operasyona çıkacakken kalbimde onun özlemi, ona geri dönememe korkusu vardı. Bu onun hayatıma girmesi ile olan bir şey.. Öncesinde de korkardım ama şimdi bir başkaydı. Kaybetmenin ne demek olduğunu bilmeyen o cesur kadın çok geride kalmıştı. Hayat, elimden aldıklarıyla bana bunların ne kadar zararlı olduğunu öğretmişti. Hem de acıta acıta, yaka yaka.. Şimdi yüreğimin böyle çarpmasının nedeni de bu yüzdendi. Yıllarını bu işe vermiş, tecrübeli bir asker olarak bu çıkacağımız operasyonun ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordum. Planımı düzgün kurmuştum ama her zaman yeni bir komplikasyonlar gelişebilir ve her şey bir anda aleyhimize dönebilirdi. Çadırdan çıkmadan önce geri dönüp önce sinyal kesici aleti çalıştırıp sonra da güvenli hattan arama yapmamda tam olarak bu yüzdendi. Generale bilgi verdikten sonra durumu kısaca durumu anlatıp arama yapmak için izin aldım. Emirleri aldıktan sonra telefonu kapatıp derin bir nefes aldım ve ikinci aramayı yaptım. Hattan gelen çalış sesleriyle kalbimin gümbürtüsü arttı. Üçüncü çalışta açılan telefon ile rahatladım.
''Dış arama, lütfen parolayı söyleyin!'' diye karşı taraftan duyduğum Ali'nin sesiyle gülümsedim. Askerlerimi, karakolu ve memleketimi çok özlemiştim.
''Kurtların inine kimse giremez!'' diye parolayı söyledikten sonra devam ettim. ''Girse de o kapıdan çıkamaz.'' Son sözümle karşı taraftan bir hıçkırık sesi sonrası sevinçli bir haykırış koptu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)
ActionDoğu'da görev yapan genç bir kadın ve ekibinin mücadele dolu hayat hikâyesidir... Soluksuz bir aksiyona var mısınız?! Hepinizi bekliyoruz!!! NOT:TÜM TELİF HAKLARI SAKLIDIR!... HERHANGİ BİR ŞEKİLDE KOPYALANMASI YASAKTIR!!...