2.BÖLÜM

17.9K 605 47
                                    

Merhaba canlarım...
Öncelikle gecikmeden dolayı hepinizden çok özür dilerim...
Bu aralar baya yoğun geçti. Dahada geçecek gibi görünüyor...
Ama ben size elimden geldiği kadar çabuk bölümleri yayınlamaya çalışacağım.
Sabırla bekleyen,Okuyan sizlere teşekkür ederim...
Evet..Hepiniz hoş geldiniz tekrardan.
Keyifli okumalar canlarım...😊😘

************************************

Bir can dostunuz varsa eğer nerede olduğu veya ne zamandır görüşmedi-
ğinizin bir önemi yoktur.
O hep bıraktığınız yerden sizi kucaklar...Bu durumu ölüm bile değiştiremez.Eğer birde asker iseniz şehit olsanız bile sizi bekleyen dostlarınız vardır.
Birbirine sırtını dayamış,canlarını kalleş namlusunun önününe vatanları uğruna siper etseler de arkalarında dostun dağ gibi duruşu yeterlidir onlar için...Hayatta kalan tek can dostunun sesinden adını duyuduğu anda düşüncelerden koptu. Karşısında heybetiyle duran o gök mavisi gözleri gördüğünde geçmişten sahneler gelse de aklına hepsinden çok  ayrı kalmanın acısı daha çok batıyordu yüreğine... Boğazını yakan,düğüm düğüm eden duygulara inat tuttu kendini.

"Yekta!.."diyen sesi bir daha duyuldu.

Yekta,Utkan'ın gözlerinden geçeni görüp derin bir nefes alıp konuşmaya çalıştı.Kollarını açıp sitemle söylendi.

"Olmadı ama kalkanım!...Kılık kıyafet değiştirdik diye tanıyamadın mı?Ayrıca siviliz bu resmiyete gerek yok!İnsan bir selam çakar,bir hasret giderir,ağlayacaksın nerdeyse lan!!"dedi alayla..

O sırada kollarını iki yana açık gören binanın içindekiler ve dışarıdaki nöbetçiler tehlike olup olmadığını bilmediklerinden  tetikte komutanlarını ve yabancıyı takip ediyorlardı.
Ersan yabancıyı  içeri kendi elleriyle aldığına yanıp bir yandan  dua ediyor bir yandanda söyleniyordu.

'İnşallah kötü bir şey olmaz Allah'ım!!
Birine birşey olursa bunun yüküyle yaşayamam..Anam eğer sağ kalırsam da Üsteğmen beni sürüm sürüm süründürür...İki ucu da boktan! Bittim ben rabbim sen koru!!Amin!!"

"Boşuna söylenip durma..Sana kim diyor abicim kim olduğunu bilmeden al içeriye diye!..Valla eğer birşey çıkarsa kimse almaz seni komutanın elinden..."

"Deme öyle..Şom ağızlı mısınız sen abicim!..."diyerek önüne döndü.

Utkan resmiyeti bırakıp Yekta'ya iki adımda yaklaştığı gibi kucakladı.
Bir dostun bir abinin kardeşine sarılması gibiydi.Onlar ezelden ebede dostlardı.Sımsıkı birbirlerine sarıldılar.Yılların acısıyla özlemiyle..
Utkan az geri çekilip yüzünü inceledi.Kaybetmekten korkarcasına..
Onlar öyle çok kayıp vermişti ki acısına dağlar dayanmazdı.Ama bu Can bu Vatan için feda olsun!diyerek İlk yemin ettiklerinde son nefesimize kadar hatta şehadat şerbetini içersek o zaman bile bu vatanı koruyacağına  yemin etmişlerdi.Şimdi onca zaman sonra tekrar kanlı canlı karşısında gördüğü kardeşiyle yeniden konuşuyordu.Göz göze gelince sordu.

"Nasıl?..Nasıl oldu bu..Beni nasıl buldun?"diye

Yekta hemen ciddileşip "Herşeyi anlatacağım..Yalnız dışarıdaki aracı içeri alalım dikkat çekmesin!"dedi.

"Haklısın ben aldırırım şimdi çocuklara gel biz geçelim içeriye.."dedi Utkan Yekta'yı binaya yönlendirmeye çalışarak.Yekta hemen itiraz etti.

"Ben geçiririm kapıyı açsınlar yeter!.."

Utkan itiraz edecekken karşısındaki bakışları görünce vazgeçti.Onunla inatlaşılmayacağını hatırlamış oldu.Onun bu halleri dahi özlemişti.Kafasını salladı.

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin