Selamlar canım okurlarım.
Yeni bölümle kaldığımız yerden devam ediyorum.
Hepinize iyi okumalar!..
Bölüm müziği; Murat Evgin - ŞEHİT
************************************
VATAN SAĞOLSUN
Yağlı kurşun yedim giderim
Genç yaşımda buymuş benim kaderim
Hakkını helal et anam
Ağlama hiç dayanamam
Ölüm Allah'ın emridir
Herkeslere selam olsun
Vatan sağolsunBen ölsem de can dostlarım var
Kanımı arkamda komazlar
Hakkını helal et anam
Ağlama hiç dayanamam
Ölüm Allah'ın emridir
Herkeslere selam olsun
Vatan sağolsun Vatan sağolsunOrhan GENCEBAY
************************************
''TOLGAAA!!..'''
''KARDEŞİMMM!!!...''
Utkanla Pusat'ın bağırışlarıyla Arat ile Deran ateş etmeyi bırakıp arkalarını döndüklerinde kardeşlerinin son nefesini verişini şahit oldular.Arat bir an düşünmeden elindeki silahı atıp Tolganın yanına yaklaştı.Titreyen elleriyle cansız bedenine uzanarak başını ellerinin arasına aldı.
''Uyan devrem..Uyan kardeşim..Bak itleri tıktık yine o cehhennem çukuruna.Hadi kalk lan!Kalkta alem yiğit görsün.Tolga!Kalk kardeşim..Uyan!ALLAH AŞKINA UYAN!..''diye bağırarak ağladığında Devran onu kendine çekip sıkıca sarıldı.Aralarında her zaman dimdik duran yıkılmayan biriydi Arat..Şimdi yakınını,can kardeşlerinden birini kaybetmek onu yıkıp geçmişti.İnsan her kaybında bir parçasını bırakıyormuş bir parça ölüyormuş demek ki..dedi içinden kardeşinin omzunda ağlarken.
Onların bağırışlarına ekiptekiler yerlerinden kalkıp yanlarına koştuklarında Tolga'nın cansız bedeniyle karşılaştılar.Herkes yerine çakılıp kalmışken Ensar ayakta duramayarak yere çöktü. Gözlerinin önünde düşmanın kalleş bir kurşunuyla vurulmuştu kardeşi..Ne olurdu sanki emrini dinlese..
''Ben sana yerinden kalkma dedim.O kahrolası siperin arkasından çıkma!Ne olur dinleseydin beni lan..Ne olurdu kardeşim..Şehadet şerbetini içmek için biraz daha bekleyemedin mi ha?Biraz daha dayansaydın be kardeşim..''diye kendi kendine koştuğunda bütün ekip onun bu perişan halini sessizce izlemişti.Buraya geldikleri ilk günden beri birbirlerine kardeş olmuşlardı.Yeri geldiğinde abi,yeri geldiğinde de baba olmuşlardı.Hep bir aile gibi sarmışlardı yaralarını..
Söylenecek söz yoktu..Kayıpları,acıları çok büyüktü.Ama bu vatanları için milletleri için verdikleri ne ilk kardeşleriydi ne de son olacaktı.Son damlalarına kadar savaşacaklardı.
Pusat yerden silahın alıp bir hışım ayağa kalktı.Gözleri alev alevdi..Karşısına çıkacak olanları çıplak elleriyle öldürecek kadar sinirliydi.Alnının ortasındaki damar patlayacak gibi şişmişti.Bütün ekip onun bu haliyle hazır ola geçmişti.Arkasını dönüp yürümeye başladığında botunun çıkardığı ses sessizlikte çığlık gibi yankılandı.Hedefine kitlendi ve arkasını dönmeden askerlerine soğuk sesiyle emirlerini verdi.
''Arat!Siz Deran ile Şehidimizi revire taşıyın!Gökmen benimle gel!Diğerleri,sizde şarjörlerinizi hazırlayın!Bu gece o dağlardan bir tane bile sağ kurtulan olmayacak!Anlaşıldı mı?!!..''
Bütün ekip aynı anda ''EMREDERSİNİZ!!!..''diye bağırdı.Herkes yerine geçip emirleri yerine getirmeye başlarken Pusat hızlı adamlarla karakola doğru yürüdü.Eğer arkasını dönerse bir daha ayağa kalkacak gücü kendinde bulamayabilirdi.Bu yüzden güçlü olmalı ve onlara istediğini vermemeliydi.Bir tanesinin bile o dağdan sağ çıkmasını istemiyordu.Bu gece bu iş bitecekti.
Silah deposuna girip kullanabileceği uzun menzilli,taşıması kolay silahları seçti.Gökmen ile birlikte yüklenip çatıya çıkardılar.
Pusat çatıya çıkarken omzundan vurulsa da çıkmaya devam etti.İlerideki taşların üzerine yatarak siper aldıktan sonra arkasında duran Çavuşa bağırdı.
''Gökmen!..On bir yönünü aydınlat!..''diyerek işaret verdi.Hemen yerini alıp belirlenen hedefe atış yaptıktan sonra elindeki fişeği kenara attı.Sonra da yana bıraktığı silahını eline alıp komutanının yanına geçerek siper aldı.Fişeğin gökyüzünde süzülüp karşılarında duran büyük dağ üstünde patlamasıyla gökyüzü gündüz gibi aydınlandı ve Pusat aynı anda elindeki havan topunu ateşledi.Hedefe kitlenen top tamda teröristlerin orasına düşüverdi.Etrafa savrulan cansız bedenleri gören kenardaki korkan itlerin kaçıştığını görünce diğer silahı eline alıp ateş etmeye devam etti.Aşağıdaki ekipte aynı anda harekete geçmiş komutanlarıyla birlikte gördüklerini indiriyorlardı.
Bir saat sonra dağda nefes alan bir tane bile hain kalmamıştı.Kaç saattir süre operasyon sonunda bitmişti.Bedenlerinden çok ruhları yara almıştı hepsinin..Kaç tane pisliği öldürseler de bu gece kaybettikleri bir kardeşlerini geri getirmeyecekti.Ama onun vasiyetini yerine getirmişlerdi.
Ambulans helikopteri karakolun avlusuna iniş yaptığında hemen Cihan'ı helikoptere taşımışlardı.Ardından da Tolga'nın cansız bedenini..
Pusat,Utkan ile birlikte helikoptere binerken beş kişilik bir ekipte kara yoluyla gitmek için araca binip yola çıkmışlardı.
***************************************
ŞIRNAK / IRAK SINIRI
Mağaranın girişinde duranlar kesinlikle onlardı.Biri gri,diğer leke lakaplı kırmızı kod ile aranan teröristlerdi.Bir kaç ay önce askeri teşkilatın edindiği istihbarata göre bu pislikler ülkemize silah ve teröristlerin geçişini sağlıyordu.Uzun süredir peşinde olduğumuz bu şerefsizleri ele geçirmek iyi olacaktı.Karşımıza çıkan bu pislikleri temizlemek çok zevkli olacaktı.Katlettikleri binlerce aile ve şehit düşen kardeşlerim için bunu yapacaktım.Sessizce yanımdakilere elimle işaret verdim. Onlar yerini aldığını işaret ettiğinde mağaranın etrafını sarmıştık durumdaydık.
''Atış serbet!..''diye telsizden mırıldandığım anda ateş etmeye başladılar.Hücre olarak kullandıkları mağaranın önünde dikilen pislik başını yukarı kaldırdığı anda anlının ortasında vurdum.Yere düşen pisliğin cansız bedenini gören diğer şerefsiz kaçmaya kalkınca onu da kafasını arkasından vurdum.Bir süre daha diğerlerini temizlemeye devam ettik.Ekip etrafı güvenliğe aldıktan sonra Kurt ile işaretleştik.Sırtımdaki çantayı indirip ipi çıkardım.İpin bir ucunu belimi bağladıktan sonra diğer ucunu da arkamdaki kayaya bağlayarak Kurda tamam işareti vererek kendimi boşluğa bıraktım.Ayaklarımı kayalıklara dayayarak hızlı hızlı aşağıya indim.Yere ayak bastığımda tam olarak ikinci bir mağaranın önündeydim.Kurt diğer mağaraya girerken bende önümdekinden içeri doğru yürüdüm.Bu militanların hücre kampına ilk girişim değildi.Ama burası beklediğimden daha farklıydı.Diğerleri gibi daha kirli ve pislik içinde değildi mesela..Sanki özel olarak biri için hazırlanmış gibi.Bu düşünce beni daha da dikkat kesilmeme neden oldu.Elimdeki silahla mağaranın daha da içine girdiğimde içerideki ışık azalmaya başladı. Karanlığın içinde beni bekleyen tehlikeyi sezdiğim anda hızla yere eğildim.Bedenimi eğerek hedeflerini küçültmüş oldum.Geri doğrulup bana kimin ateş ettiğini bulmaya çalıştığımda enseme dayanan namlunun soğukluğu ile kaskatı kesildim.
************************************
Ve bir bölümün daha sonuna geldik canlarım.
Sizce nasıl bir bölümdü?
Cihan kurulabilecek mi?
Yekta'ya ne olacak?
Yorumlarınızı ve oylarınızı merakla bekliyorum.
Yeni bölümde görüşünceye dek kendinize çok iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)
AcciónDoğu'da görev yapan genç bir kadın ve ekibinin mücadele dolu hayat hikâyesidir... Soluksuz bir aksiyona var mısınız?! Hepinizi bekliyoruz!!! NOT:TÜM TELİF HAKLARI SAKLIDIR!... HERHANGİ BİR ŞEKİLDE KOPYALANMASI YASAKTIR!!...