54.BÖLÜM (1.PART)

1K 88 3
                                    

Selamlar canım okurlarım...

Hep burada olan daimi okurlarım ve aramıza yeni katılan okurlarım,hepiniz hoş geldiniz canlarım...

Kısacık bir aradan sonra tekrar buradayım.

Gecikmelerden ve bekletmekten hiç hoşlanmam ama sizinde bildiğiniz üzre bu yıl benim için çok yoğun geçti.Üniversitenin son senesi,staj,öğretmenliğe hazırlık derken bir yılı burada birlikte devirdik sizlerle..Hiç bir zaman yazmayı bırakmadım.Aklımın bir köşesinde hep kurgudaydı. Aralıklı da olsa da bölümleri getirmeye çalıştım.Bu dönemlerde sizleri çok beklettim biliyorum. Bunun için gerçekten üzgünüm..Sabrınızdan dolayı hepinize candan teşekkür ederim benim değerli okurlarım.

Bayramdan bu yana sizleri bekletmemin nedenine gelecek olursam eğer..

Annem rahatsızlandı dostlarım...İki haftadır anacığıma bakıyorum ve ailemle ilgileniyorum.Taktir edersiniz ki bu arada bölüm yazmaya hiç fırsatım olmadı.Kurgu kafamda hazır olsa da elimde hazır olmadığı içinde sizleri bekletmek zorunda kaldım.

Anlayacağınız yaz dönemim de baya yoğun geçti.Kısacası durum böyle canlarım..Sizleri bilgilendirmek istedim.

Bölüme gelecek olursak; Benim için yazması çok zor bir bölüm oldu.Ama maalesef yaşananlardan,gerçeklerden kaçılmıyor.

Bu bölüm tüm AZİZ ŞEHİTLERİMİZE anısına olsun! Vatanımız için can veren,kanıyla topraklarımızı koruyan şehitlerimizin ruhları şad olsun!..

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum canlarım..

Bölüm müziği;Demet Akalın & Ahmet Aslan - İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım 

************************************

''Vatan,uzaktan bakıp da benim diyenlerin değil;yar koynuna baş koymadan,evlat kokusuna doyamadan şehit olanlarındır.''

***********

ŞEMDİNLİ/KARAKOL

Dağlarda yankılanan acı haykırış ile herkes taş kesilmişti.Bir kaç saniye oluşan o sessizlik adeta acı bir haberin habercisi gibiydi.Yürek yakan o endişe dolu ses bir daha hiç birinin hafızasından silinmeyecekti.

Tolga aldığı darbeyle sarsıldı.Elindeki silah yere düştü.Ard arda aldığı aldığı yaralarla olduğu yerde sallanarak yere dizlerinin üzerine çöktü.Göğsünde garip bir yanma hissediyordu.Cayır cayır yanan bir ateş vardı sanki içinde..Göğsüne bastırdığı elini havaya kaldırıp bulanık gözlerle bakmaya çalıştı.Kan mıydı o?Kendi kanı...Vurulmuştu...Göğsünden hemde üzerindeki çelik yeleği delip geçen bir mermiyle vurulmuştu.Çektiği acıyla yüzü kaskatı kesilmişti.Dizlerinin üzerinde daha fazla duramayarak yan tarafa düştüğünde bedeni acıyla sarsıldı.Buz gibi ıslak toprağın üzerinde yatıyordu ve ölmek üzere olduğunu hissediyordu.Kulağında ekip arkadaşlarının sesleri vardı.Onların bağırışlarını duyuyor ama cevap veremiyordu.Aklından çok soru geçiyordu.Hayır... Ölümden zerre kadar korkmuyordu.Ölümü içinde öldürmüş bir milletin evlatlarıyız biz..Bize ne yapsın ölüm..diye düşündü.Vatanı,namusu için can vermek onun için en büyük şerefti!..Şahadet şerbetinden içmek ne güzel bir lütuftu..Ölümsüzlüğe ölmenin adıydı; ŞEHADET!..Korktuğu ne düşman ne de ölümdü..Korktuğu;yarini,Hilal'ini ve bebeğini bir daha görememekti.Yarinin gözlerine bir kez daha bakıp aşkını söylemeden,bebeğinin o ömre bedel daha doyamadığı,mis kokusunu içine çekememekti kalbini sızlatan.Bir eliyle göğsündeki yarasını tutarken diğer eliyle yan tarafındaki cebine ulaşmaya çalıştı.Yanına yakalaşan ayak seslerini işitebiliyordu.Toprakta olan gözlerini yukarı kaldırıp baktığında kardeşlerini gördü.Can yoldaşları yanındaydı..

ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin