Selamlar güzel okurlarım..
Heyecan ve aksiyon dolu bir bölüme hazır mısınız bakalım?
Hadi o zaman kaldığımız yerden devam edelim.
Bu bölümde yaşananları hem Yekta'nın hem de Pusat'ın ağzından okuyacağız.
Bakalım neler olacak?
Keyifli okumalar!..
Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmezseniz sevinirim.
Görselde; Bölüm afişimiz var.
Bölüm müziği; Sasa - Denize Yakılan Türkü
***********************************
Ölümde de kalımda da biriz!
Ne kaçağız ne de korkak,
Cesur ve yürekli,
Dost, düşman demeden yardıma koşarız!
Biz, Türk Askeriyiz!..
duslerkitapligi
************************************
Çok eskiden atalarımızın olduğu topraklarda, yine onlar gibi çadırda yaşıyorduk. Söylediklerinde çok haklılardı. Biz gökyüzünü görmeden ve altımızdaki yağız atlarla dört nala koşmadıkça yaşamazdık. Savaşmak kanımızda vardı. Biz duramazdık, durursak paslanır ve unuturduk onca yaşadığımız şeyi.. Geçmişimizi, savaşımızı...
Günün ilk saatlerinde çadırımın girişinde, ateşin başında oturmuş silahımı temizliyordum. Mevsim ilk bahardı ama burası Türkiye'deki gibi değildi. Bizim oralarda en doğuda bile güneş açtı mı karlar erir her yer yeşillenir. Burada ise hala kış soğuğu devam ediyordu, insanın yüzünü yakan bir ayaz vardı. Buranın insanlarının niye yüzlerinde lekelenmeler olduğu belliydi. Eskiden babaannemin dediği gibi soğuk yanması olmuştu. Tabi bizde bundan nasibimizi almıştık. Bu zorlu hava koşullarında yaşamak kolay değilken bir de memleketleri için savaşmak zorundalardı. Biz bir asker olarak her şart ve ortamda yaşamaya alışıktık ama bazen zorlandığımız da oluyordu. Benim sıkıntım daha çok çamaşır ve banyo konusundaydı. Bunca erkek arasında tek kadın olmak zordu. İlk hafta geçtikten sonra, buradan bir kadın yardımcı olmaya başlamıştı ama o da kampa ancak hafta bir gelebiliyordu. Burada belki de en zor olan sevdiklerimize, memleketimize duyduğumuz özlemdi. Soğuk havayı sıkıntıyla içime çektim. Elimdeki silahın emniyetini kapatıp belime taktım. Elim özlemle boynumdaki künyeye gitti. Boynumdan yavaşça çıkardım ve elimdeki kolyeye içimde git gide büyüyen özlemle baktım. Gözümün önüne gelen anılar burnumu sızlattı. Memleket hasretini bile bastıran bir şey varsa eğer o da sevdiklerinin özlemiydi. Künyemin yanında Pusat'ın taktığı nişan yüzüğümü parmağımla okşadım yavaşça.. Hemen yanında abimin verdiği kolye ucu ve küçük kırılmaz iki küçük şişe vardı. Resmiyette belki bunları künyenin ucuna takmak yasaktı ama onlardan kalan son anılar benim için çok değerliydi. Küçük şişelerin içinde ölen bebeğim ile Umur'un mezarlarının toprağından birer parça vardı. Bana bunu her zaman yanımda taşımam ve acımı bastırmam için annem vermişti. 'Yavrusunu kaybetmiş bir annenin halinden, en çok aynı acıyı yaşayan bir anne anlar demişti.' Parmağımı kırmaktan korkarcasına şişenin üzerinde gezdirdim. Bebeğim... Benim küçük meleğim.. Aylarca elini tutmayı bekledim ama şimdi sıcacık ellerin yerine soğuk toprağını tutuyordum. 'Seni bu dünyanın acımasız insanlarından koruyamadım, affet anneni bebeğim..' diye içimden mırıldandım sessizce.. Her bir kelime göğsümü delip bir haykırış olarak geceye karıştı. Göğsümü delip geçen acıyla başımı yukarı kaldırıp masmavi gökyüzüne baktım. Soğuk havayı derince içime çektim zorlukla.. Her parçam bir yana dağılmıştı. Kaybettiklerim göklerde bir yerlerdeydi, ailem memlekette, sevdiğim adam ise.. O ise dağların tepesinde beni bekliyordu. Beklediğini biliyordum. Kaç haftadır bakmaya hasret kaldığım o ela gözlerinin, yolumu gözlediğini biliyordum, hissediyordum. Bende onun yanına gitmeyi çok istiyordum ama burada işler istediğimiz gibi gitmiyordu. Bir gün önce buradaki çalışmalarımızın öğrendiklerini ve saldırı hazırlığında oldukları istihbaratını almıştık. Bu yüzden işler iyice karışmıştı. Duruma göre gidişimizde uzayabilirdi. Buraya geleli bir ayı geçmişti bile.. Sıkıntıyla derin bir nefes alarak gözlerim yine elime indirdim. Avucumda duran benim geçmişim ve geleceğimdi. Geçmişim ve geleceğim için buradan sağ çıkmalıydım. Ne olursa olsun geri dönmeli ve sevdiğimle yeni bir hayata başlamalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENFÂS (Yeniden doğ kalbim!)
ActionDoğu'da görev yapan genç bir kadın ve ekibinin mücadele dolu hayat hikâyesidir... Soluksuz bir aksiyona var mısınız?! Hepinizi bekliyoruz!!! NOT:TÜM TELİF HAKLARI SAKLIDIR!... HERHANGİ BİR ŞEKİLDE KOPYALANMASI YASAKTIR!!...